0Yorum

Kendi Yolunda İlerleyenler

Büyük bir kedi, kuyruğuyla oynayan küçük bir kediye sormuş:

“Neden kuyruğunu kovalıyorsun?”

Yavru kedi yanıt vermiş:

“Bir kedi için en güzel şeyin mutluluk, mutluluğun da kuyruğum olduğunu öğrendim. Bu nedenle onu kovalıyorum, yakaladığımda mutluluğa kavuşacağım.”

Bunun üzerine yaşlı kedi şöyle demiş:

“Gençken ben de mutluluğun kuyruğum olduğuna karar vermiştim. Ama şunu fark ettim; ne zaman onu kovalasam benden uzaklaşıyor, ne zaman kendi yolumdan gitsem hep peşimden geliyor.”

Kuleli Askeri Lisesi’ne girmeden önce ilkokul ve ortaokul öğrenimimi Çanakkale’de tamamladım. Hem matematik, fen derslerinde hem de Türkçe, kompozisyon derslerinde başarılı bir öğrenciydim. Ama son dersin bitmesini iple çekerdim. Eve gelir gelmez önlüğü atar spor kıyafetleri ile dışarı fırlardım.

Çimenlik Kalesi’nin yanındaydı evimiz. Fazla araç geçmediği için özensiz döşenmiş taş ve Arnavut kaldırımlarından oluşan futbol sahasında top oynardık. Kaleciliğim iyiydi ama bir gün taşların üzerine yığılıp kaldım ve sol kolumun iki kemiği kırıldı. Daha sonraki aylarda iyileştikten sonra pozisyon değiştirip yine maçlara devam etmiştim.

RIZA AMCA’NIN CAM SERVİSİ

Topların Çimenlik Kalesi’ne kaçması, bazen de ulaştırma taburunun askerlerinin camlarını kırması en canımızı sıkan konuydu. Askerlerle aramız açılacağı zaman komşumuz Rıza Amca imdadımıza yetişirdi. Hemen ücretsiz camları takıp askerlerin koğuşta üşümemesini sağlardı.

Rıza Amca Çanakkale’nin Fevzi Paşa Mahallesi’nde 7 gün 24 saat süre cam işi yapardı. Çocukları Oktay, Levent, Bülent, Sevgi ve Bilgin babalarının en büyük yardımcılarıydı. Fedakâr eşi Refia Hanım akşama kadar çocukları ve ev işleriyle uğraşırdı.

Futboldan ve günün yorgunluğundan sonra eve gelen Bilgin, müziğe karşı olan yeteneğini ve ilgisini hiç gizlemiyordu.

TRT SÜPRİZİ

TRT’nin sabah programlarında yıllarca bizi ekran başına kilitleyen ünlü sunucu Sabiha Akdemir, Beyaz Sayfa adında yeni bir program yapmaya başlayınca hemen beni de davet etti. İlk yemek kitabım olan “Trilye’nin Balık Sevdası”nı da götürdüm. Programı renklendirmek için müzik koymuşlardı. Bir saate yakın sohbet sırasında kitabımdan da bazı bölümleri aktardım. Zaman zaman memleketim olan Çanakkale’nin sularında hangi derinliklerde hangi koylarda hangi tür balıkların bulunduğunu anlatırken ney sanatçısının temposu hızlanıyor, daha bir coşkuyla çalıyordu.

Program bitince neyi fırlatıp bana sarılan ünlü ney sanatçısı Bilgin Canaz “Süreyya Ağabey” dedi ve gözleri doldu. Tıpkı Türk filmlerindeki gibi bir sahne yaşadık.

ZİRVEYE GİDEN YOLCULUK

İlk, orta ve liseyi Çanakkale’de okuduktan sonra 1992 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Halk Dansları bölümüne giren Bilgin Bey, bu bölümde bir yıl öğrenim gördükten sonra Ege Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Temel Bilimler bölümüne girdi. Bu bölümde beş yıl Klasik Türk Müziği, Halk Müziği, Batı Müziği ve ney eğitimi aldı. Mezun olduktan sonra TRT İzmir Radyosu’nun açmış olduğu akitli ney sanatçısı sınavını kazandı. Daha sonra yolu Ankara’ya düştü ve sanat hayatına TRT Ankara Radyosu’nda devam etti. Birçok radyo ve televizyon programına ney sanatçısı olarak katıldı.

“Sufi From Flamenco” adlı proje ile Hollanda, Belçika ve Türkiye’de çeşitli konserler verdi. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve Çok Sesli Korosu ile birlikte pek çok konserde solist neyzen olarak yer aldı.

2007 yılında Aya İrini ve Aspendos’ta Mevlana Oratoryosunu solist ney sanatçısı olarak seslendirdi.

İngiltere Kraliçesi onuruna verilen etkinlikten, Uluslararası Flamenko Festivali’ne kadar pek çok önemli organizasyonda sanatını icra eden Canaz, gurur kaynağımızdır. Ünü Türkiye sınırlarını aşmış, dinleyicilerine ayakta alkışlatan, duygulandıran, başka ortamlara götüren Bilgin Canaz, henüz tırmanma merdivenlerinin başındadır. Çünkü işini çok sevgiyle yapmakta, neyi ile aşk yaşıyormuşçasına muhteşemliğini sergilemektedir.

İKİ NEFES ARASINDA

Daha önce iki albümü bulunan sanatçı Bilgin Canaz, son zamanlarda çok popüler olan “İki Nefes Arasında” isimli albümünü çıkardı. Gerçekten duygu yüklü bir albüm. Defalarca dinleseniz sıkılmıyorsunuz. “İki Nefes Arasında” albümü, akşamüzeri işten eve giderken yoğun trafikte bunalan insanların sıkıntılarını atmak için birebir.

“Ney’in Sihirbazı” olarak tanınan Bilgin Bey, son derece mütevazı, çalışkan, dostlukları kuvvetli, çok yetenekli bir sanatçıdır.

Albümde en çok etkilendiğiniz parça “Zamansız” ismini taşımaktadır. Dağlıca katliamından sonra zamansız ölen çocuklara, gençlere ithafen yazmış.

Duygu yüklü, tırnakları ile kazıyarak, ruhunu, aşkını, mesleğiyle birleştirerek müzikte zirve yapmış bir isimdir Bilgin Canaz. Ama eminim çok daha büyük başarılara tırmanacak, sadece Türkiye değil dünya onu tanıyacak.

Flamenko’nun değerli isimlerinden Burak Altuni ile uzun yıllardır birlikte çalışan Bilgin Canaz küçük yaşlarda ısrarla sanatında ilerlemek istemiş ve başarıyı yakalamıştır. Israrlı ve kararlı olmak hayatta tek başına bir güçtür.

Bir ağaç boy atmayı ne kadar özler ve isterse kendini o kadar yüksek bir atmosferde bulur. İyi pazarlar.

Yorum Yazın