0Yorum

Zirvelere Yakışan Gençler

Soichiro Honda, dünyanın ünlü otomobil markalarından birini kendi adıyla kuran, henüz öğrenci iken elindeki tüm birikimini küçük bir atölye kurmak için harcayan bir başarı öyküsünün yaratıcısıdır.

Piston segmanları ile ilgili kafasındaki fikri geliştirmek için çalışmalara başlamış. Kendisinin ilk hedeflediği, geliştirmek istediği çalışmalarını Toyota şirketine satmakmış. Bu nedenle hedefine ulaşmak için gece gündüz çalışmış, tüm vücudu yağlara batmış, atölyesinde sabahlamış. Ancak sonuç alacağına dair inancını hiçbir zaman yitirmemiş. Çalışmalarını tamamlayıp Toyota firmasına götürdüğünde, bu çalışmaların Toyota standartlarında olmadığı kendisine söylenmiş. Hatta bazı arkadaşları çalışmalarının çok saçma olduğunu bile ifade etmişler.

Ancak bu durum onu yıldırmamış, konsantrasyonunu sürdürmüş. İki koca yılın sonunda yapmış olduğu çalışmaları tekrar sunduğunda, Toyota ona hayalindeki anlaşmayı sunmuş. Ancak ne var ki ortaya yeni sorunlar çıkmış. Japon hükümetinin savaşa hazırlandığı o günlerde, fabrikasını kurmak için ihtiyacı olan betonu bulamamış. Peki, pes mi etmiş? Hayır. Daha çok çalışarak ekip arkadaşları ile birlikte kendi betonunu yapabileceği bir süreç geliştirmiş. Savaş sırasında o fabrika iki kez bombalanmış, imalat tesislerinin önemli bölümleri yıkılmış. Ama o, mücadele gücünü hiçbir zaman kaybetmemiş ve ABD ordusunun fırlatıp attığı benzin tenekelerini kendi imalatlarında hammadde olarak kullanmış.

Soichiro Honda, savaştan sonra Japonya’da yaşanan benzin kıtlığı nedeniyle yeni bir şey geliştirmek istemiş ve bisikletine küçük bir motor takmış. Ardından komşuları, “Bize de böyle motorlu bisiklet yapar mısın?” demeye başlamışlar. Kısa bir zaman içinde elindeki motorların hepsi tükenmiş. O zaman yeni icadı için fabrika kurmaya karar vermiş. Bu sefer karşısına ekonomik sorunlar çıkmış. Tek başına bunun üstesinden gelemeyeceğini anlayınca Japonya’daki 18 bin bisikletçi dükkanına mektup yazmış. Ancak içlerinden yalnızca 5 bin tanesi ona destek olmaya razı olmuş. Yapmış olduğu bu çalışmalar ile küçük bir motorlu bisiklet modelini ortaya çıkarmış. Bu firma, o zamanda atılan temeliyle bugün dünyanın en büyük otomobil üreticilerinden biri olmuş.

Yılmaz Yıldız, küçük yaşlarda koyduğu hedeflerini hayata geçirmek ve neye ulaşmak istediğini iyi bilen, çok değerli bir yöneticidir.

Ankara’nın bağrından çıkıp, uluslararası dev şirketlerde tercih edilen, paylaşılamayan bir isim olan Yılmaz Bey’i uzun yıllardır tanırım. Bu denli başarıların sahibi olduğunu hiç yansıtmayan son derece mütevazı kişiliği onun kalbimizdeki önemli yere oturmasını sağlamıştır.

ENGİN BİLGİ SAHİBİ

Geleneksellikten kopmayan, modern bir yönetici olan Yılmaz Bey, Ankara’nın tanınmış iş adamlarından Sedat Yıldız’ın oğludur. Annesi Neriman Hanım ve babasıyla Trilye’ye geldiği günlerde gösterdiği tutum ve davranışlar insanların ne kadar yükselse de özünden hiçbir şey kaybetmeyişinin göstergesi olmuştur. Sürekli kendini yenileyen, bulunduğu yüksek makamlarda “Zirveler bisiklete binmek gibidir, durursanız düşersiniz” dercesine hep daha mükemmeli arayan Yıldız, engin bilgilerine bilgi katmak için çok okur, çok çalışır, adeta zamanla yarışır.

DEVLETTE DE DENEYİMLİ

TED Ankara Koleji mezunu olan Yılmaz Yıldız, Boston Üniversitesi Ekonomi ve İşletme bölümlerini dereceyle bitirdi. Son derece zeki ve çalışkan olma özelliği olan Yıldız, Almanya’da Heidelberg Üniversitesi’nde Avrupa Birliği Genişleme Politikaları üzerinde araştırmalarda bulundu ve Harvard Üniversitesi, Harvard Business School’da yüksek lisans yaptı.

Hazine Müsteşarlığı’nda İhracat ve Yatırım Teşvikleri Dairesi’nde çalışan Yılmaz Bey, ardından Hazine – Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü’nde, Dünya Bankası Projeleri Dairesi’nde finans, sağlık, eğitim ve özelleştirme projelerinde çalıştı.

MÜTEVAZI KİŞİLİK

Her zaman daha mütevazı tutumlar sergileyen Yılmaz Yıldız, Groupama Türkiye CEO’su olarak Groupama Sigorta ve Groupama Emeklilik şirketlerinin Genel Müdürlüğü’nü yaptı. Zurich Sigorta Türkiye’deki uzun dönem ve karlı büyüme stratejilerinin geliştirilmesinde aktif rol oynaması için Yıldız’a transfer teklifi götürdü. Çünkü Zurich hem Türkiye’ye hem de Yılmaz Bey’e çok güveniyordu. Zurich’in Türkiye pazarındaki konumunu güçlendirmek üzere yerel sektör ve kültüre sahip, engin bilgisi ve uluslararası tecrübesi ve lider kişiliğiyle Yıldız, Genel Müdür (CEO) görevini başarıyla yürütmektedir.

Bain & Company uluslararası danışmanlık şirketinin Türkiye, Hindistan, Suudi Arabistan, Fransa ve İtalya’daki projelerine Strateji Danışmanlığı; Garanti Sigorta’da Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı ve BNP Paribas Grubu’nun uluslararası sigorta iştiraki Cardif Türkiye’nin Kurucu CEO’su ve Genel Müdürlüğü görevinde de bulunan Yıldız, genç yaşta inanılmaz başarılara koştu. Sayısız ödüllere sahip oldu. On parmağında on marifet barındıran Yıldız, koltuğunun altındaki karpuzları kırmadan taşımasını bilen çok özel bir yetenektir.

DENİZE TUTKUSU VAR

Denizi, deniz sporlarını ve balığı çok seven Yılmaz Bey, Ankara’ya geldiğinde iş yemeklerini deniz ürünleri eşliğinde vermeyi tercih eder.

Sigorta konularında oldukça deneyimli olan Yıldız’ın bilgisine televizyon kanallarında sık sık başvurulur. Bireysel sigortalarda, ticari sigortalarda bireylerin aydınlatılması için çok büyük gayret sarf etmektedir.

Üreticilerin yangın, deprem, sel gibi konularda zarar görmemesi için son derece yararlı, aydınlatıcı bilgilerini her fırsatta anlatmaktadır.

Liderlik, zaman yönetimi, şirket yönetimi, risk yönetimi, hasar yönetimi, acente yönetimi konularında çığır açan uygulamaları olan genç yetenek Yılmaz Yıldız ile ne kadar övünsek azdır.

Deneyim, insanın başına gelen bir şey değildir, insanın başına gelenle ne yaptığıdır.

Hayata bakışımız ve ona yüklediğimiz anlam, hayatın bize getirdiklerini doğrudan etkiler. İyi pazarlar.

Yorum Yazın