0Yorum

Uzmanlık Efsaneler Yaratır

Dokuz yaşındaki bir Japon çocuğun en büyük hayali günün birinde çok iyi bir judocu olmaktır. Fakat talihsiz bir trafik kazası sonucu sol kolunu tamamıyla kaybeder. Hem çocuk hem de ailesi yıkılır. Ailesi sırf çocuk oyalansın diye Japonların en ünlü hocalarından birini tutarlar.
Hoca kolları sıvar, çocuğa tek kolla yapabileceği yegâne fırlatma hareketini öğretir. Gece gündüz çocukla beraber bu hareketi çalışırlar. Bir müddet sonra çocuk hareketi gayet iyi ve hızlı bir şekilde yapmaya başlar, fakat hocası çocuğa her gün saatler boyu aynı hareketi adeta ezberletir. Çocuk bu hareketten sıkılır ve yeni hareketler öğrenmek ister ancak hocası ona bu hareketi dünyada en hızlı yapana dek çalışmasını ve başka hareket öğretmeyeceğini söyler. Bir müddet sonra çocuk bu hareketi yıldırım hızıyla yapmaya alışır. Bunun üzerine hoca çocuğa artık bir turnuvaya katılma zamanının geldiğini söyler. Tek kollu bir judocu tek hareketle turnuvaya katılacak. Çocuk itiraz ettikçe hocası “Evlat, sen öğrendiğin hareketi yap, gerisini merak etme” diye öğütte bulunur.
Birinci tur, ikinci tur derken çocuk turları gayet rahat geçer. En nihayet finale gelir. Tek hareket bilgisi ile finale kadar gelen çocuğun finaldeki rakibi bölgenin en iyi judocusudur. Çocuk dev cüsseli rakibini görünce korkar. Hocası yine sakindir: “Evlat sen bu harekette dünyada teksin, kendi oyununu yap yeter” der. Çocuk rakibine kendi hareketini şimşek hızıyla uygular, rakip kalktıkça aynı hareketi yineler. İnanılır gibi değildir, çocuk tek kolla tek hareket sayesinde şampiyon olmuştur.
Çocuk dayanamaz ve hocasına sorar “Hocam inanamıyorum, ben nasıl şampiyon oldum?”
Hocası yine sakin ifadeyle şöyle cevaplar, “Bu zaferin iki sırrı var oğlum. Birincisi judonun en güç hareketlerinden birini çok iyi yapabilmendir. İkincisi bu harekete karşı tek bir savunma vardır. O da hareketi yapanın sol kolunu tutmak!”
Bir alanda uzmanlaşmak, en iyisini yapmayı hedeflemek, ısrarla çalışmak ve istemek başarıyı zirveye taşımanın en önemli yapı taşlarındandır.
Nezih Barut, tıbba ve insanlığa hizmet edinmeyi misyon edinmiş bir ilaç şirketinin sahibi olup, sağlık sektörü adına çok değerli işler yapan, çalışkanlığı ve vizyonuyla her zaman farklılık yaratarak ülkemize mal olmuş bir iş adamıdır.

İLAÇ SEKTÖRÜNÜN BAŞARISI

Aralık ayında ABD New York’a TRT Türk’te yayınlanan “Dünyanın Türk Şefleri” programının çekimleri için gittiğimizde yanımızdan hiç ayrılmayan dostlarımız Ulya ve Chris Karavolas ile sohbetlerimizde en çok gururlandığım bir konu vardı. Kendileri yıllardır, her rahatsızlandıklarında Türkiye’den getirdikleri ilaçları kullanırlardı. Türkiye’den insanların gelip Amerika’da ilaç almalarını yadırgıyorlardı. Dünyadaki en kaliteli ilaçların Türkiye’de yapıldığını Amerika’da uzun yıllardır yaşayan titiz ve seçici dostlarımdan duymak ilaç sektörünün lideri Nezih Barut ile ilgili araştırmalara yönlendirdi beni.

İNSAN SAĞLIĞINA HİZMET

Para ve şöhret kazanmaktan ziyade insan sağlığına hizmet etmeyi şiar edinen Nezih Bey’i yıllardır tanırım. Ankara’ya her geldiğinde fırsat bulursa Trilye’ye uğrar ve deniz ürünlerine oldukça meraklıdır. Sanata ve sanatçıya çok duyarlıdır. Bizim yaptığımız işleri de yıllardır izleyip hep saygı duymuş, sanatçı gözüyle bakmış ve takdir etmiştir.
Hayatında parayı ölçüt almayan, hayatta en kıymetli varlığın sağlık olduğunu düşünen Barut, insan sağlığına hizmet etme idealinin de temelini bu inancın oluşturduğunu dile getirmektedir.
Başarı için paradan daha çok hayallere ve bu hayallere olan inanca ihtiyaç duyulduğunu, yürekten inanılan hayalleriniz ve bu hayalleri hayata geçirebilmek için cesaret ve azminiz varsa zaten başarıya ulaşılacağını ve paranın birincil etken olmadığını sohbetlerinde anlatan, deneyimlerini herkesle paylaşan, sohbetinden büyük keyif alınan bir kişiliktir Nezih Barut.

25 YILDA BÜYÜK BAŞARI

Sağlık Bakanlığı’nın başarılı eski Müsteşarı Ömer Yıldız’ın da sohbetlerimizde gıpta ile anlattığı Nezih Barut, şirketi devraldığında 32. sırada olan Abdi İbrahim’i 25 yılda 1. sıraya yükseltmiştir.
Yüzde yüz Türk sermayeli şirket 1912 yılında küçük bir eczane ile yola çıktı. Türkiye’de eşine az rastlanan bir örnek oldu ve bir asrı devirdi, hem de zirve yaparak, ilklere imza attı. İkinci nesilden sonra şirket başarıları azalır tezini üçüncü kuşak yönetici olarak çürüttü ve Türkiye’nin en iyisi yaptı. İkinci yüzyıla da büyük hedefler koyup liderliğini sürdürmek ve global platformda önemli bir oyuncu olmak için sektör liderliğinin omuzlarına yüklediği sorumlulukla hiç durmadan çalışıyor Nezih Bey.

GENÇLERE ÖNEM VERİYOR

Abdi İbrahim İlaç firmasında çalışan gençleri geleceğin liderleri olarak görmek, “işin dehası yapmak” düşüncesiyle geleceğe artı değer yaratmak için çalışıyor.
Çok yoğun bir iş hayatı olan Nezih Bey özel hayatı ile arasındaki dengeyi de çok iyi kurabiliyor.
Babasından gelen bir aile geleneği olan koleksiyonerlik en büyük tutkularından biri Nezih Bey’in. Oryantalist, klasik ve çağdaş sanat eseri tutkusu olan Barut’un en büyük zevklerinden biri galeri gezmektir.
İnşaat sektörü ile de ilgilenen ve inşaat şirketi kuran Nezih Bey’in Ayazağa’daki binasını ziyaret eden yabancı veya ülkemizin insanı olsun gerçekten büyülenir. İnsana bu denli değer veren, en uç zevkleri inşaatta konuşturan Nezih Bey’in binası Tokyo Azabujuban’daki Mitsubishi’nin görkemli binasını bile ince zevkleriyle gölgede bırakır.
Yabancı devlerin satın almak için peşine düştüğü ilaç devi Abdi İbrahim, satışı değil büyümeyi seçerek Japonya’nın en büyük ilaç üreticisi Otsuka Pharmaceutical ile işbirliği yaparak gücüne güç kattı.
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’nın Başkanı olarak da yoğun bir çalışma temposu içinde olan Nezih Barut, sektör liderliğinin omuzlarına yüklediği sorumluluklarla çalışıyor. Hayatının hiçbir döneminde ticari kaygı nedeniyle kaliteden taviz vermeyen Nezih Bey, yeniliklere açık, araştırmacı, gereken yerde risk alabilen, başarının anahtarının iyi bir ekiple oynanan takım oyunundan geçtiğini söyleyen bir liderdir.
Sosyal sorumluluk projelerinde Türkiye ve insanları için yararlı olabilecek her konuda öncülük yapan Nezih Bey, “Akılcı İlaç Kullanımı” kampanyası ile de Türkiye ekonomisi için çok yararlı projelere imza atmaktadır.
İnsanlara inanırsanız, olanaksızı başarırlar. Enerjinizin nelere muktedir olduğunu kavrar, yeni fikirlerle uğraşırsanız başarı sizi izlemeye devam eder.

Yorum Yazın