0Yorum

Turizmin Gönüllü Elçileri

1942 yılında üç Avrupalı, Venezuela’da aylarca elmas aramışlardı. Sürekli olarak yürümüşler, yerlere eğilmiş, elmas çıkarma ümidiyle binlerce taş toplamışlardır. Ama boşuna! İçlerinden biri Rafael Solano, kuru nehir yatağındaki bir kayaya oturup iki arkadaşını yanına çağırdı: “Ben vazgeçtim” dedi. “Daha ileri gitmenin anlamı yok. Şu taşa bakın, bulduğun dokuz yüz bin dokuz yüz doksan dokuzuncu taş belki de. Ama tek bir elmas yok. Bir tane daha alırsam bir milyonuncu taşı toplamış olacağım. Ama neye yarar, ben vazgeçiyorum. Diğer ikisinden biri alayla: “Bari bir tane daha topla da bir milyon olsun” dedi. Solano şakaya şakayla karşılık vererek: “Pekâlâ” dedi, “Bu işi terk etmeden önce bir taş daha arayayım bari.” Yorgun gözlerini kapatarak elini elmas umuduyla eşeledikleri taş yığınına uzattı ve yumurta büyüklüğünde bir taşı aldı: “İşte arkadaşlar,” dedi “Milyonuncu taş da tamam. Benden bu kadar!” Baktı ki topladığı bu son taş çok ağırdı, normal bir taştan çok daha ağır. Bu durumu farkına varır varmaz Solano eliyle taşı birkaç kez daha tarttı, sonra da: “Bu bir elmas!” diye bağırdı, “Bu gerçekten elmas!” Sonrasında New Yorklu bir kuyumcu Rafael Solano’ya topladığı belki de milyonuncu taş için yüz binlerce dolar verdi. Daha da sonraları “kurtuluş” adı verilen bu taşın, dünyada bulunan en büyük ve en saf elmaslardan biri olduğu anlaşıldı. Prof. Dr. İbrahim Birkan, yaşantısı boyunca hep azimle çalışmış, araştırmacı olmuş, turizm alanında pek çok hizmetleri olan değerli bir akademisyendir. Ankara turizminin iyi seviyelere gelmesinde büyük emek sarf edenlerden Birkan’ı Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürü Doğan Acar ve ATİD Başkanı Seçim Aydın’ın düzenlediği turizm faaliyetlerinde hep yürekten destekleyen biri olarak görmekteyiz.

BAŞKENT İÇİN KONGRE TURİZMİ

Birkan, yıllardır Ankara’nın turizm açısından sahip olduğu avantajlara dikkat çekip kongre turizminin başkent için ne denli önemli olduğu dile getiriyor. Ankara’nın modern havayolu, ulaşım ve güvenlik gibi avantajlarının, uluslararası otel zincirlerinin varlığı, kongre merkezlerinin çokluğu, bürokrasiye olan yakınlığı ağırlıklı olarak tıp kongreleri düzenlendiğinde büyük tıp fakültelerinin burada olması gibi birçok avantajlara sahip olduğunu söylemektedir.

SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMİN SAVUNUCUSU

Yaşantısında hiçbir zaman günübirlik düşüncelere önem vermeyen Prof. Dr. İbrahim Birkan, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ni bitirdikten sonra University of Massachusetts’te Otel, Restoran ve Turizm Yönetimi üzerine yüksek lisans yaptı. Marmara Üniversitesi’nde de doktorasını tamamladı. Nurol Holding bünyesindeki Turser Turizm şirketinin genel müdürlüğü görevini yürüten Birkan, Türkiye’de turizm sektörünün çok hızlı bir şekilde büyümesinin özellikle kıyı şeridinde büyük ölçüde betonlaşmaya yol açtığını sürekli hatırlatmaktadır. İbrahim Bey, buna benzer gelişmenin zamanında İspanya’yı olumsuz yönde etkilediğini, başlangıçta yatak kapasitesinin sağlanmasında yardımcı olduğunu ama uzun vadede sektöre zarar vereceğini sürekli söylemektedir.

KRAL MİDAS’IN SON AKŞAM YEMEĞİ

Geçtiğimiz yaz Gordion’da yapılan Kral Midas’ın Son Akşam Yemeği faaliyetinin yapılmasında da büyük emeği geçen İbrahim Bey, yemek öncesi heyecanla bu faaliyet için dikkatlerin çekilmesinde etkili olmuştur. Menünün hazırlanmasında, tarihi kalıntıların değerlendirilmesinde ve organizasyonda büyük emeği geçmiş olan Birkan, Ankara turizminde kültürel varlıkların önemine de dikkat çekerek büyük bir ilgi uyandırmıştır.

KÜRESEL ISINMANIN TURİZME ETKİLERİ

Bilim adamı şapkasını turizmin yararına kullanan Prof. Dr. İbrahim Birkan, küresel ısınmanın turizme olumsuz etkiler yapacağı konusunda da uzun zamandır uyarılarını yaparak bilinçlendirme çabalarını sürdürmektedir. İki hamle sonrasını araştırma özelliği onun çok ciddi konularda turizmcileri aydınlatmasına yaramaktadır. Küresel ısınmanın ileriki yıllarda yeterli tedbirler alınmadığı takdirde hem kıyılarda, hem adalarda ve dağlarda kendini bariz bir şekilde göstereceğini, şimdiden sinyaller verdiğini hatırlatmaktadır. Dağlardaki kayak tesislerinde her yıl kayak yapma günlerinin azalması, küresel ısınma nedeniyle dağlara yağan karın azalmasından kaynaklanmaktadır. Bu olumsuz etkilerin ciddiye alınması gerektiğini, buzulların erimesiyle sahildeki tesislerin de ciddi olarak etkileneceğini söylemektedir.

SUYA DİKKAT ÇEKİYOR

Turizm susuz olmaz, susuz zaten yaşam olmaz deyip su kaynaklarının aşırı tüketilmesinin ileriki yıllarda bize çok pahalıya mal olacağı vurgusunu da konuşmalarında dile getiren İbrahim Bey’in tespitleri, bilimsel araştırmaları gerçekten insanı hayrete düşürüyor. Geçtiğimiz mayıs ayında Gökçeada Gastronomi Paneli’nde yaptığı konuşmasında suyla ilgili anlattıkları hepimizi derinden etkiledi. 18 Mart Üniversitesi’nin düzenlediği panelde Birkan, konuşmasını “Biliyor musunuz 1 kg sığır etine sahip olmak için 16 ton su harcanıyor. Sığırın büyümesi için her gün yediği otların maliyeti bu kadar çok su tüketimine neden oluyor” deyince herkes pür dikkat kesildi. Arkasından çikolata sevenlere sıra geldi. 1 kg çikolata için hazırlanıp önümüze gelene kadar harcanan suyun 25 ton olduğunu söyleyince yine derin bir sessizlik oluştu. “Dünyadaki suyun yüzde yetmiş beşi bitkilerin sulanmasına gidiyor” diyen Birkan, sürdürülebilir turizm, kaliteli yaşam için doğanın bize sunduğu kaynakların önemini ve sahip çıkılmasını dili döndüğünce anlatıyor. Çaba sarf ediyor. Bir bilim adamının turizme yürekten inanışını ve cansiperane çabalarını uzun yıllardır gözlemlemekteyim. İbrahim Bey’in bu yoğun temposunda en büyük destekçisi eşi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı, Akupunktur ve Ağrı Yönetimi konularında ün yapmış Dr. Zeynep Işıl Hanım’dır. Hiçbir zaman eşini yalnız bırakmaz, sürekli yanında destek olur. Çift tam bir sinerji oluşturuyor. Gerçek bir keşif yeni diyarlar bulmak değil, etrafa yeni gözlerle bakmaktır. Çabaların hiç eksilmesin İbrahim Hocam, turizme baktığın yeni gözlerine sektörün her zaman ihtiyacı var.

Yorum Yazın