0Yorum

Koreli Diplomatın Türkiye Sevgisi

İnsanoğluna hem mutluluğunu sunmak hem de kolay bulunamaması için mutluluğu insanoğlundan saklamak istiyorlardı otoriteler.
Değişik görüşlerin ortaya atıldığı ortamda kimileri “Mutluluğu dağların zirvesine saklayalım, nasıl olsa oraya kimse ulaşamaz ve onu kolay kolay bulamaz” dediler sonunda. Kimileri “Mutluluğu denizin dibine gömmeyi” önerdi. “Güneşe, aya saklayalım” derken sonunda meraklı insanoğlunun buralara ulaşıp mutluluğu buralarda bulabileceği düşüncesiyle bu öneriden de vazgeçtiler.
Sonunda birlikte karar verildi, mutluluğu saklayabilecekleri yeri saptadılar. Mutluluğu insanın içine sakladılar. Çünkü oraya bakmayı kimsenin akıl edemeyeceğini biliyorlardı.
Güney Kore Büyükelçiliği Müsteşarı Hee Chul Lee hem içinde mutluluk dağları olan hem de atmosfere mutluluk dalgaları yayan çok değerli bir diplomattır.
Mr. Lee’yi uzun yıllardır tanırım. Bir tek gün yüzünde tebessümün eksik olduğunu anımsamıyorum. Deniz ürünlerine oldukça meraklı Lee’yi sık sık Trilye’de ağırlardık.
30 yıldır Türkiye’ye gelip giden ve görev yapan Lee, geçen hafta Türkiye’den ayrıldı hem de arkasında sevgi seli bırakarak…
Ben bir yabancı olarak senin sahiline geldim,
Ben bir misafir olarak senin evinde yaşadım,
Ben bir dost olarak senin kapından ayrılıyorum.
diyerek duygularını şiirlerle yansıttı ayrılırken.

MUTLULUK KRİTERLERİ

Türkiye’de bulunmaktan çok mutlu olduğunu söyleyen Lee neden mutlu olduğunu söyle sıraladı:
1. Türkiye’de bulunduğum süre zarfında güzel ülkenizin tarihini ve kültürünü öğrenerek 7 kitap yazdım.
2. Ankara’da doğan ve ömürlerinin sonuna kadar Ankaralı olarak anılacak iki çocuğum var.
3. Türkiye-Güney Kore ilişkilerini elimden geldiğince geliştirmek için çaba gösterdim.
4. Türkiye’de Ahmet, Mehmet, Hasan ve Hüseyin isimli birçok arkadaş edindim.
5. Tatar kökenli olduğum için bedava Coca-Cola içtim.

DÜNYA KUPASINDAKİ DESTEK

Mr. Lee Türkiye’den 800 km uzaklıkta yapılan maçlarda Türkiye adına kaygıya düşmüş. “İnsanlar nasıl gelip takımlarını destekleyebilir? Türk takımı yalnız kalmamalı” deyip kolları sıvamış. Tamamen Türk Milli Takımını desteklemeye yönelik bir internet sitesi kurmaya karar vermiş. Kore medyası bunu fark etmiş. “Neden Türk Milli Takımını destekliyoruz?” diye karşı çıkmış. Lee, Kore medyasına yakın tarihteki Türkiye-Kore ilişkilerini gözden geçirmelerini ve Türk askerinin Kore muharebelerinde yaptığı başarıları hatırlatınca Kore medyası da Türk Milli takımını desteklemiş. Ama sonunda bir problem çıkmış: Kore-Türkiye çeyrek finali. İşte o zaman Kore Milli Takımını destekleyen “Kızıl Şeytanlar”la ilişki kurmuş. “Lütfen yuhalamayın” diye telkinde bulunmuş. Önce “Olmaz” diye karşı çıkmış Kızıl Şeytanlar ama özel ilişkileri öğrenince kabul etmişler. İki takım kol kola tribünlere selam vererek çıktılar. Hee Chul Lee’nin büyük oğlu Kore bayrağı, küçük oğlu Türk bayrağı ile dolaşmış sokaklara.
Veda resepsiyonunda Türkiye’ye olan sevgisini Hindistan’ın ünlü şairi Tagero’nun şiiriyle ve muhteşem Türkçesiyle anlattı Mr. Lee:
Eğer sen zor durumda olursan
Seni ben teselli edeceğim
Sen üzülürsen
Ben gözyaşın olacağım
Sen eğer yalnız kalırsan
Ben dostun olacağım
Sen eğer mutlu olursan
Ben gülüşün olacağım
Kimsesiz, yalnız olsan
Ben senin yanında olacağım
Ben senin dostunum
Ben senin sonsuz şarkınım

Büyükelçilik çalışanları da pek sevmiş bu sevecen, can dostu diplomatı. Kore gazileri, Güney Kore’nin ünlü dünya devi firmalarının sahipleri, salondaki pek çok davetli gözyaşlarını tutamadı veda resepsiyonunda.
Mr. Lee mikrofonu eline alınca “Üsküdar” şarkısını söylemeden edemedi. Müthiş bir Türkiye sevgisi var. Memleketimize sevdalanmış adeta.
Güzel ülkeme duyulan hayranlıklar kervanına biz de katılıp ülkemizin güzelliklerine daha bir güzel sarılsak eminim her şey çok farklı olacak ve başarıya ulaşma yolumuz daha da kısalacak.
Artık demir almak zamanı geldi bu limanda dedi ülkemize veda etti Lee. Hem de hepimizde derin izler bırakarak.
Cevizin kabuğunu kırmadan içini de kabuk sanırsınız.

Yorum Yazın