0Yorum

İş Dehası Girişimciler

Hafta sonu gölde balık tutan genç bir adamın oltasına her zamankinden farklı türde bir balık takılır. Balık konuşmaya başlayınca genç adamın şaşkınlığı iyice artar. Balık “Eğer yaşamama izin verir, tekrar göle dönmemi sağlarsan üç dileğini yerine getireceğim” der. Şaşkınlığını üzerinden atmaya çalışan delikanlı “Sadece üç dilek mi?” diye sorar. “Anlaşma yapalım, sen benim beş dileğimi yerine getir ben de seni tekrar arzuladığın yaşama geri göndereyim.” “Kusura bakma dostum” der balık, “Sadece üç dileğini yerine getirebilirim.” Genç adam anlaşma yapmakta ısrarlıdır, dilek sayısını artırmaya çalışıyordur. “Pekala” der, “Madem ki beş dileğimi yerine getiremiyorsun dört olsun öyleyse.” Balık bu defa bitkin ve cılız bir sesle konuşur: “Üç dilek, başka yok.” Bu kez genç adam düşünmeye başlar, üç dilek mi tutmalı yoksa ısrarcı mı olmalı, gölde başka konuşan balık varsa onları da yakalayıp dilek sayısını mı artırmalı… Nihayet genç adam kararını verir: “Peki sen kazandın konuşan balık, üç dilek tutmayı kabul ediyorum.” Fakat onun bu sözlerine balık karşılık vermez. Genç adam sepete baktığında geç kaldığını ve balığın çoktan yaşamını yitirdiğini görür. 9 yıl önce Trilye Restoran’ın henüz emekleme döneminde bir akşam üzeri arkadaşlarıyla balıklı masada sohbet eden, bakımlı uzun saçlı, tarz bir gözlük takan, karizmatik ama o denli mütevazı bir beyle tanıştım. Takdir etmesini bilen, emekçilere desteğini esirgemeyen beyefendi Mehmet Sepil’di. Mehmet Bey ile sohbete katılmak çok keyiflidir, bir şeyler katar insana. Dopdoludur, birkaç hamle sonrasını düşünür. Risk almayı sever, cesur, çalışkan ve zeki bir iş adamıdır.

TALABANİ İLE YAKIN DOSTLUK

Irak Cumhurbaşkanı Talabani zekasına ve dürüstlüğüne hayran kaldığı Sepil’i yıllar öncesinden keşfetti. Bir sabah kahvaltısında projelerini anlatan Talabani’nin teklifini kabul eden Mehmet Bey, henüz Saddam hayattayken çok riskli olan petrol işine girmiş oldu. Çok ince hesaplar yapsaydı, riskleri göze almasaydı ve karar vermek için çok bekleseydi bugünkü Genel Enerji’nin önlenemeyen yükselişi hayalleri süslerdi.

2002 yılının bir bahar akşamı 8-10 kişilik rezervasyon yaptırmıştı Mehmet Sepil. Konuğunun önemli olduğunu söyledi. Yemek saatine az bir zaman kala kişi sayısı 14-15’e çıktı. Apar topar masayı büyütmeye çalıştık, beklenen konuk geldi. Sempatik ve babacan tavırlarıyla yemek ve servisten çok etkilenen Talabani, eşime “Madam muhteşem bir yemek yedik” demişti. Mehmet Sepil’in ağzının içine bakan, dürüstlüğüne son derece güvenen Talabani daha sonra cumhurbaşkanı, Mehmet Sepil de Kuzey Irak’ın en büyük petrol şirketi Genel Enerji’nin CEO’su oldu. 1,5 milyar varil petrolün sahibi olan şirket, petrol konusunda dünya devi olma iddiasında. Kuzey Irak’taki en büyük petrol sahasına sahip olduktan sonra Sepil, Genel Enerji’yi Londra borsasında işlem gören ve Miran sahasında ortak oldukları Heritage Oil ile birleştirme operasyonu yaptı.

YILIN KİŞİSİ ÖDÜLÜNÜ ALDI

Irak’a uygulanan ambargodan sonra Kuzey Irak petrollerinin Yumurtalık Boru Hattı üzerinden ilk kez dünyaya ulaştırılmasını sağlayan Genel Enerji’nin CEO’su Mehmet Sepil, bölgeye katkılarından dolayı “Yılın Kişisi” seçildi. ODTÜ İnşaat Mühendisliğinden mezun olan Sepil, yaşam tarzıyla da tipik iş adamı formatından oldukça uzak. 21. yüzyılda organizasyonların üç seçenekten birine karar vermek zorunda olduğunun en somut göstergesidir Mehmet Sepil. • Değişmemek, • Sadece zorlandığında değişmek, • Kaderin kontrolünü ele almak, diğerlerinden önce ve farklı bir şekilde değişmek. Ayrıca insan sermayesinin, şirketin maddi olmayan varlıklarının, yeteneğin, bilgi birikiminin, becerilerin, deneyimlerin ve fikirlerin ne dehalar yarattığının göstergesidir Sepil. Sabah Gazetesi’nin Ankara Mali İşler Yönetmeni Oktay Aydın geçenlerde bana bir kitap hediye etti. Peter Fisk’in yazdığı “İş Dehası”. Kitapta Steve Jobs’tan, Warren E. Buffett’a kadar dünya çapındaki başarıların öyküleri var. Keyifle okuduğum kitabın yeni basımında Mehmet Sepil’i de görmeyi ne kadar çok arzuluyorum. Çünkü daha ilginç ve oldukça ibretle okunacak bir başarı öyküsü var. Aklınıza yatan işlerde geç kalmayın. Hayat geç kalanları hiç affetmez. Büyük işler başarmak için sadece harekete geçmek yetmez. Ne yapmak istediğinizin rüyasını da görmeniz gerekir. Sadece rüyasını görmek yetmez, rüyanın gerçekleşeceğine inanmak da gerekir. Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır.

Yorum Yazın