0Yorum

Fırtınalar Cesur Kaptanlar İster

Çocuk 4 yaşına gelince babasına hayran olur. “Babam her şeyi biliyor” der. 5. yaşında “Babam çok şey biliyor.” 6. yaşında “Benim babam senin babandan daha çok şey biliyor.” 8. yaşında “Babam her şeyi bilmiyor.” 10. yaşında “Babamın gençliğinde her şey çok farklıymış.” 12. yaşında “Aslında babam bu konuda hiçbir şey bilmiyor.” 14. yaşında “Babama kulak asma o artık çağdışı.” 21. yaşında “Babam mı? Aman Tanrım o hiçbir işe yaramaz.” 25. yaşında “Babam bu konuda az da olsa bir şeyler biliyor ama o yaşta insanın bu konuda bir şeyler bilmesi normal zaten.” 30. yaş “Bu konuda babamın fikrini alsak iyi olur. O kadar deneyimli ki!” 35. yaş “Babama sormadan hiçbir şey yapmam.” 40. yaşında “Acaba babam bu konunun üstesinden nasıl gelirdi? Ne kadar akıllı ve deneyimli bir insandı.” 50. yaşında “Babamın yanımda olması ve bu konuda bana akıl vermesi için neler vermezdim. Onun ne kadar akıllı bir insan olduğunu hiç takdir etmemiştim. Ondan çok şey öğrenebilirdim.” Gerçi artık 75 yaş yolun yarısı, hele bir de spor yapıp sık sık balık yiyorsanız 90’lı 100’lü yıllardan sonra babanızı özleyebilirsiniz. Cazım Özal, iş hayatına 3 yıl önce kaybettiği babasının büyük deneyimlerinden yararlanarak başlamıştır. Ankara’nın yetiştirdiği değerli iş adamlarından biri olan Özal, yüreği ülke sevgisi ile dolu, koyu bir Fenerbahçe taraftarı ve çok iyi bir sanayicidir. Türkiye’nin milyarlarca lira tutarındaki servetinin boşa gitmesini önleyen, yalıtım sektörünün duayeni bir girişimcidir.

HAYAT GEÇ KALANLARI AFFETMEZ

Cazım Özal çok süratli düşünen kıvrak bir zekâya sahiptir. Herkesten hızlı düşünüp, herkesten hızlı karar verir. Doğru zamanda doğru yatırımlar yapmıştır her zaman. El attığı işler kısa bir süre sonra Avrupa’nın bir ucundaki ülkelerin bile dikkatini çekmektedir. Yabancılardan bu sektörle ilgilenenler Cazım Özal’ı yakın takibe alırlar. Çünkü yenilikler hep ondan çıkar. Yaptığı işe tamamen odaklanıp en iyisini yapmakla tanınan Özal’ın Anıttepe Lisesi’nde hazırladığı bir araştırma ödeviyle başladığı köpük (strafor) ilgisi yıllar sonra aynı alanda kendisinin “kral” lakabıyla anılmasını sağlamıştır. Kaloriferle henüz tanışmamışken tonlarca odun, kömür yaktığımız ama ısınamadığımız yılları çok iyi hatırlıyorum. Pencerelere bez takviyeleri yapılarak, azalan ısıyı önlemeye çalıştığımızı herkes seyrederken, ormanlardaki ağaçların kesilmesine sadece karşı çıkmaktan ve protesto etmekten başka bir şey yapılamazken Cazım Bey, yüzde elli enerji tasarrufu sağlayan taşyünü, camyünü ve XPS üretimi konularında çok önemli buluşlara imzalar atmıştır.

KESİNTİSİZ BAŞARILI ÖMÜR

Bir firmada pazarlamacılık yapan ve inanılmaz başarıları kısa sürede yakalayıp kendi şirketini kuran Özal, 30 yılda yaklaşık 17 tesis kurup irili ufaklı bu tesisleri yerli ve yabancı girişimcilere sattı. Yakınlarda biri shingle olmak üzere iki tesis daha sattı. Ortalama her iki yılda bir fabrika kurup satmaktadır Cazım Bey. Tam çağdaş bir ticaret anlayışı ile tesisleri kurup kurup, çalıştırıp değerini bulunca da satan Özal, yalıtım sektöründe 30 yıldır kesintisiz sürekli üretim yapmaktadır. Kırılması zor rekorlarla dolu başarıları onu daha da sorumluluk sahibi yapmakta sektörün ombudsmanı konumuna getirmektedir. Cazım Bey’in sahibi olduğu Özpor firması, Ukrayna, İran, Yunanistan, Romanya, Türk Cumhuriyetleri ve pek çok ülkeye ihracat yapmıştır.

ÖDÜLLERE DOYMUYOR

Yaptığı başarılı çalışmalardan dolayı sayısız ödül alan Özal, 2005 yılında “Yılın Yatırımcısı ve Sanayicisi” ödülünü kazandı. Cazım Bey’in önemli tutkularından biri de bazı hafta sonları Trilye’de Türkiye eski güzeli eşi Aylin Hanım, yakışıklı çocukları Emin, Can ve Yağız ile birlikte balık yemektir. Kriz dönemlerinden nasıl etkilendiği, çektiği sıkıntılar, o günlerden dürüstlük, azim ve kararlılıkla nasıl çıktığı, başarıyı nasıl yakaladığı gerçekten üniversitelerde okutulmalıdır.

DOĞRU ÜRÜN DOĞRU TEKNİK

Siyasetten uzak, herkese eşit mesafeli, devletle iş yapmadan bugünkü konumuna gelen Özpor’un patronu Cazım Bey’in kurup 4 yıl önce Ursa firmasına sattığı camyünü fabrikası yakın zamanda Knauf firmasına satıldı. O gerçek bir virtüöz. Elini attığı iş bir süre sonra ünlü markaların gözde yatırımı haline geliveriyor. Doğru ürünü doğru teknik özelliklerde sunabilmek için yeni bir yatırımla ağustos ayında taşyününde kısa sürede pazarın liderliğini yakalayacağına odaklanan ve kendisine hedef koyan Cazım Özal yaşantısında ve iş hayatında hep yenikçi olmuştur. “Yenilenmezsem yenilirim” anlayışıyla Türkiye’deki ilklere imza atan ve yalıtım sektörünün ve yatırımcıların önünü açan Cazım Bey’in yenilenmiş yeni taşyünü yatırımı yakında heyecanları doruğa çıkaracaktır. Giyimiyle, vizyonuyla, tarzıyla tam bir karizmatik kişiliğe sahip olan Cazım Bey, pazar günleri babasını da baş tacı yapıp yemekli sohbetlerinde hep yanında isterdi. Babası ile birlikte çalışmaya başlamıştı ilk kez. Babasının son günlerine kadar deneyimlerinden hep yararlandı. Engebeli yollarla dolu yaşamda yolunuzdaki güçlüklere teşekkür etmeniz gerekir, çünkü o güçlükler sizin kapasitenizi ve dayanıklılığınızı denemek içindir. O nedenle hayat yolunda karşınıza çıkan zorluklar sizi güçlendiren ve olgunlaştıran fırsatlardır. Başarıyı tanımlamak için ise kişinin başlangıç noktası ile ulaştığı yer arasındaki farka bakmak lazım. İnsanlar nişan almadıkları şeyi nadiren vururlar. Babalar Günü’nüz kutlu olsun.

Yorum Yazın