0Yorum

Çeşme'de Çılgın Projeyi Yapanlar

          Arjantinli ünlü golfçü Roberto De Vicenzo, yine bir turnuvayı kazanmış ödülünü alıp, kameralara poz vermiş ve kulüp binasına gidip oradan ayrılmak üzere hazırlanmıştı.

         Bir süre sonra binadan çıkıp otoparktaki arabasına yürürken yanına bir kadın yaklaştı. Kadın, başarısını kutladıktan sonra ona çocuğunun çok hasta ve ölmek üzere olduğunu anlattı. Zavallı kadının hastane masraflarını ödemesi imkansızdı.

         Kadının anlattığı öykü De Vicenzo’yu çok etkilemişti; hemen cebinden bir kalem çıkarttı ve turnuvadan kazandığı paranın bir miktarını yazdı çek defterine. Çeki kadının eline sıkıştırırken de ona:

         “Umarım, bebeğinin iyi günleri için harcarsın” dedi. Ertesi hafta kulüpte öğle yemeği yerken, profesyonel golf derneğinin bir görevlisi yanına gelerek, “Otoparktaki görevli çocuklar, geçen hafta turnuvayı kazandıktan sonra yanınıza bir kadının geldiğini ve onunla konuştuğunuzu söylediler bana” dedi. De Vicenzo, evet anlamında başını salladı.

         Görevli, “Size bir haberim var. O kadın bir sahtekardır. Üstelik hasta bir çocuğu da yok. Sizi fena halde kandırmış arkadaşım.”

         De Vicenzo, “Yani ortada ölümü bekleyen bir bebek yok mu?” dedi.

         “Hayır yok!” dedi görevli.

         “İşte bu, bu hafta duyduğum en iyi haber” dedi De Vicenzo.

         Son zamanlarda birbirimizle didişmekten, görüş ayrılıklarının yarattığı kutuplaşmadan ülkemizin zenginliklerine, dinamiklerine karşı biraz duyarsız olduk. Halbuki bu ülkede o kadar değerli iş adamları, o kadar yetenekli insanlar var ki! Yıllardır bu köşede anlatmakla bitiremiyorum. O nedenle hiçbir zaman ülkemin geleceği ile ilgili olan ümidimi yitirmiyorum. Dünyadaki bu denli olumsuzluklara rağmen Türkiye dünya klasmanındaki zirveye doğru önlenemez yükselişini sürdürüyor.

         Türkiye’nin dinamikleri çok güçlü. Bu dinamiklerin saç ayağının bir tanesi yetenekli, özverili, çalışkan iş adamlarıdır.

         Başbakan’ın son günlerde ortaya attığı çılgın proje ülkenin gündemine oturdu. Geçen hafta Alaçatı Ot Festivali’nden söz etmişken oradaki çılgın projenin, dudak uçuklatan başarılarından bahsetmeden olmaz.

         Aykut Mutlu, Türkiye’nin yetiştirdiği çok değerli bir iş adamıdır. En yakın destekçisi eşi Gülçin Hanım, her zaman yanında olmuştur.  Bir zamanlar Ankara’nın en gözde yeri olan Portakal Çiçeği Vadisi projesi onun eseridir. Mesa Şirketler Topluluğu’nun kurucusu Aykut Mutlu, yaşamı boyunca hep zirvelere oynamış, yaşam tarzındaki mütevazılık onu hep yüceltmiştir. Tam bir gönül insanı olan Aykut Mutlu, Fransa’nın güney sahillerindeki Port Grimaud, Avustralya’daki Sanctuary Cove ve İtalya’daki Rosas gibi dünyadaki sitelerin benzeri olan Port Alaçatı projesine 2005 yılında başlamış. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı andan itibaren tepkilerle karşılaştığı proje gibi Aykut Bey’in projesine de kıyı kenar çizgisine uymuyor gibi sudan sebeplerle karşı çıkılmış, gereksiz yere zaman kaybı olmuş. Ülkemizde maalesef her yeniliğe yapılan karşı çıkışlar her zaman olmaya devam edecektir.

         Henüz Kuleli Askeri Lisesi’nde öğrenciyken 1973 yılında en çok hoşlandığımız şey boğazdan geçen gemileri izlemek ve inşaatına yeni başlanan Boğaziçi Köprüsü’nün akşam yanan ışıklarının görkemine bakmaktı. Birileri yine “Köprüyü kurdurtmam”, “Alternatif maliyeti çok yüksek” gibi Prof. Dr. Besim Üstünel’in yazdığı “Ekonominin Temelleri” kitabındaki kalıplaşmış ibarelerden bahsederdi.       

VENEDİK EVLERİNDE TEKNE

         Alaçatı’nın dünya markası olmasında önemli rol oynayan ve her karış toprağın değerini artıran projeye halk “Venedik Evleri” adını taktı. “Arabadan in, bahçeden tekneye bin” mantığıyla inşa edilen her evin önünde tekne bağlamak için 30 metrelik kanallar var.

         Ot festivalinin son gecesinde Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’la yemekte yan yana oturduk. Alaçatı’nın geçmişiyle ilgili bir hayli bahsetti. Limana gelirken altından geçtiğimiz köprünün önünde çocukken kiloluk levreklerin elle yakalanabilir halde olduğunu ama şu anda sadece bataklık olarak kötü bir görünümde bulunduğunu anlattı ve kanalın oraya kadar gideceğini söyledi. Gözümde mesafeyi canlandırdım ve Çeşme’ye dönerken çok uzun bir mesafe olduğunu gördüm.

         İstenirse hayaller gerçek olabiliyor. Yeter ki gerçekleştirebileceğimize inanalım. Böyle bir çılgın projenin önemli kısmı, hiçbir rant gözetilmeksizin, tamamen idealist, yaratıcı hayallerinin peşinde koşan, Ankara’nın bağrından çıkan mimar Aykut Mutlu ile hayat buluyor.

         İnsan ruhu felç olmaz. Soluk alabiliyorsanız düş de kurabilirsiniz. Hayallerinizi gerçekleştirmek için size sihirli gücü verecek aslan her birimizin içinde yatıyor. Onu salıvermenin şimdi tam zamanıdır çünkü yarınlar, düşlerinin güzelliğine inananlarındır. İyi pazarlar.

Yorum Yazın