0Yorum

Çalışmaktan Hiç Yorulmayanlar

Kralın biri, bir gün komşu kralın ve halkının zenginliğini, muhakeme gücünü denemek istemiş. Bu amaçla aynı görünüş ve ağırlıkta üç küçük altın heykel göndermiş. Kralın yapacağı, hangi heykelin daha değerli olduğunu bulmakmış.

Kral, meclisini toplayarak heykellere bakmış, fakat aralarında en ufak bir fark bulamamış. Ülkenin en akıllı insanları bile üç küçük heykel arasında bir fark olmadığı konusunda garanti vermeye hazırmış. Krallığında heykellerin farklılığını değerlendirecek yetenekte kimsenin olmamasının utancı kral için büyük üzüntü kaynağı olmuş. Tüm ülke bu olaya katılmış, ellerinden geleni yapmışlar.

Tam bütün umutlarını kaybedip pes edecekken, genç bir adam hapishaneden haber göndermiş. Heykeller arasındaki farkı belirleyebileceğini, yeter ki incelemesine izin verilmesini iletmiş. Bunun üzerine kral genç adamı sarayına getirtmiş ve heykelleri ona vermiş.

Genç adam heykelleri dikkatle incelemiş ve üç heykelin de kulaklarında küçük bir delik olduğunu görmüş, incelemesine devam ederek bu küçük deliklere ince gümüş tel sokmuş. Birinci heykelde gümüş tel, heykelin ağzından, ikincide kulağından, üçüncüde göbeğinden çıkmış. Bu durum karşısında biraz düşündükten sonra krala dönüp şunları söylemiş:

“Yüce kralım, bu bilmecenin cevabının açık bir kitap gibi karşınızda durduğunu düşünüyorum. Bizim sadece bu kitabı okumaya çalışmamız gerekiyor. Gördüğünüz gibi her insanın birbirinden farklı olması gibi bu üç heykel de farklı.”

“Birinci heykel, bize hemen dışarı fırlayıp duyduklarını söyleyen insanları hatırlatıyor.”

“İkinci heykel, söylenenler bir kulağından girip diğerinden çıkanlara benziyor.”

“Üçüncü heykel ise duyduklarını kendine saklayan ve ona göre davranan kimseler gibi…”

“Hükümdarım, bu özellikleri göz önünde bulundurarak heykellerin değerine karar verebilirsiniz. Hangisini sırdaş olarak istersiniz? Hiçbir şeyi kendine saklamayanı mı? Sözlerinize sabun köpüğü kadar değer vermeyeni mi? Yoksa sözlerinizi güvenilir biçimde saklayanı mı?” demiş.

Mehmet Dülger son yıllarda eksilen değerlerimizi üzerinde bulunduran çok değerli bir insandır.

Trilye’nin ilk yıllarında tanıştığımız Mehmet Dülger, aktif siyasette önemli rol oynayan birisiydi. Sık sık yabancılarla yemekli toplantılar yapar, masadaki herkesi kendisine hayran bırakırdı.

DONANIMLI SİYASETÇİ

Antalya Milletvekili olarak meclise giren Mehmet Dülger, TBMM Dışişleri Komisyon Başkanlığı görevinde bulundu. Hem görevde bulunduğu sürece yaptığı icraatlarından hem de görevden ayrıldıktan sonraki faaliyetlerinden dolayı kendinden çok bahsettirdi. Hayatının her safhasında sosyal sorumluluk projelerinde yer almaktan geri kalmadı.

Cenevre Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Paris Şehircilik Enstitüsü’nde yüksek ihtisas yaptı. DPT Uzmanlığı, Müsteşarlık Müşavirliği, Başbakanlık Başmüşavirliği, Tercüman Gazetesi Genel Müdürlüğü, Galatasaray Eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti Üyeliği, SIA (İsviçre Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği) üyeliği, TÜRKAB kuruculuğu, Büyük Türkiye Partisi ve Doğru Yol Partisi kurucu üyeliği gibi görevlerde çok etkin bir şekilde bulunan Dülger, çok çalışkan bir siyasetçidir.

PARLAK ÖĞRENCİLİK YILLARI

Mehmet Dülger, Ankara Bahçelievler İlkokulu’nu ve Galatasaray Lisesi’ni de derece ile bitirdi. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde Yüksek Fizik ve Yüksek Matematik okudu.

İsviçre, Fransa, İtalya, Kanada ve ABD’de şehir plancısı olarak çalıştı. Cenevre Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde Betonarme Dersi asistanı oldu. Cenevre Üniversitesi Tercümanlık Okulu’nda Türkçe, Fransızca, İngilizce öğretim görevlisi oldu.

DEMİREL’İN DİKKATİNDEN KAÇMADI

Bir Yüksek Planlama Kurulu Toplantısındaki sunumu sırasında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in dikkatini çekti ve 1975 – 1980 yılları arasında Başbakanlık Müşaviri ve Başmüşaviri olarak Başbakan Özel Danışmanlığını yaptı.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra yeniden Müsteşarlık Müşaviri olarak döndüğü Devlet Planlama Teşkilatı’nda iktisadi, sosyal, kültürel, bölgesel ve idari kalkınma politikaları müşavirliği yaptı, Başbakan Yardımcısı Turgut Özal’la çalıştı. 24 Ocak İstikrar Politikaları hazırlıklarında yer aldı.

Siyaset alanında ve devlette sayılamayacak kadar kıymetli işleri başarıyla yürüttü. Devlet tecrübesi, çalışkanlığı, tertipli ve prensipli insan oluşu onu hep zirvelere taşımıştır.

GALATASARAY TUTKUSU

Mehmet Dülger’in memleket sevgisi kadar Galatasaray’a olan tutkunluğu da herkes tarafından bilinir. Galatasaray Eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti, Galatasaray Spor Kulübü, Ankara Galatasaraylılar Birliği Başkanlığı gibi Galatasaray takımını ilgilendiren tüm aktif görevlerde başı çekmektedir Mehmet Bey.

Ünlü eserlerin çevirmenliğinden, çeşitli dergi ve gazetelerde siyaset, çevre, sanat, mimarlık, kültür, kalkınma, eğitim gibi konularda yazılara varıncaya kadar on parmağında on marifeti olan bir isimdir Dülger.

SAYISIZ ÖDÜLLERİ VAR

Galatasaray camiasından devletin pek çok birimlerine, San Fransisco’daki San-Jose Şehri Onur Hemşehrisi unvanına kadar birçok yurt içi ve yurt dışı sivil toplum kuruluşlarından hizmet ödülü almıştır. Saymakla bitmeyecek kadar ödül sahibidir. Böyle bir donanım, böyle bir başarılı ömür onu hiçbir zaman mütevazı çizgisinden saptırmamıştır.

Türk Musikisi Vakfı Başkanı da olan Mehmet Dülger, sanata, müziğe karşı çok ilgilidir.

Bitmek bilmeyen azmi, çalışkanlığı Mehmet Bey’i farklı kılan özelliklerindendir. Kendisine yaşamının her safhasında yakın destek veren akademisyen eşi İlhan Hanım, ona sinerji katmaktadır.

Deniz ürünlerine oldukça ilgili olan Mehmet Bey, zaman zaman Trilye’ye uğrar. Kibarlığı, beyefendiliği ile hep farkındalık yaratır. Restoranda çalışan komiden, şefe kadar herkese ismiyle hitap eden, herkese özel ve ayrı bir değer veren Dülger, gerçekten çok farklı bir yaratılıştır.

Sürdürdüğünüz hayatın niteliği, ne işle meşgul olursanız olun, mükemmelliğe ne kadar derinden adanmış olduğunuza bağlı olarak belirlenir. İyi pazarlar.

Yorum Yazın