0Yorum

Beş Kıtayı Donatanlar

 

 

         Beş yıl önce Batı Karayipler’e düzenlenen bir gemi turuna katılmak için Amerika’nın Florida eyaletindeki Miami şehrine gitmiştik. Geceyi Wyndham Oteli’nde geçirip, akşam yemeğine ise  Ocean Road’taki bir balık restoranını denedik. Ertesi gün geminin hareket saatine kadar birkaç saatlik boş vaktimizi ünlü alışveriş merkezi TG Max’ta değerlendirmeye karar verdik. Otelden bindiğimiz taksiyle mağazaya ulaştık. Ayrı bir taksi ile Güven Hastanesi sahibi merhum Doç. Dr. Ahmet Küçükel ve merhum eşi Dr. Aysun Küçükel, eski YÖK üyesi Prof. Dr. Köksal Baloş ve eşi Dr. Bilge Baloş da aynı alışveriş merkezine gelmişlerdi. Miami’de bir hafta önce Katrina kasırgası olmuştu. Bu nedenle yorgun, terkedilmiş bir kent havası şehrin her tarafında hissediliyordu. Ağaçlar devrilmiş, küçük uçaklar ters dönmüştü. Şehrin caddeleri ıssız mı ıssızdı!   

         Alışverişimizi bitirip kasaya doğru ilerlediğimizde, Köksal Beyler kendilerini getiren taksiciye iki saat sonra tekrar gelmesini söyleyince aynı araçla otele dönmüşlerdi. Biz de mağaza görevlisinden bir taksi çağırmasını rica ettik. Birkaç kez hatırlatmamıza  rağmen bir türlü taksi gelmiyordu. Yollarda in cin top oynuyordu adeta. Zamanımızın çok daraldığını görünce ben caddeye taksi çevirmeye fırladım. Yavuz Donat, eşi Canan Hanım ve eşim otoparkta ayrı ayrı köşelere dağılıp, bizi otele ulaştıracak bir araç aramaya başladık. Tam sinirlerimizin iyice bozulmaya yüz tuttuğu anda güleç yüzlü genç bir zenci, Mercedes CLK marka spor arabasına binmek üzereydi. Kendisine mağduriyetimizi anlattık. Gemiyi kaçıracağımızı ve kalkış saatine çok az bir zaman kaldığını söyledik. Düşündü ve “Buyrun sizi en yakın taksi durağına götüreyim” dedi. Tek kapılı arabasının arka koltuğunda iki adet takım elbise vardı, bagaja koymak üzere elime aldığımda Sarar etiketini ve “Türkiye’de yapılmıştır” ibaresini görünce, Amerikalı genç yüzümdeki sevinci hissetti. Kendisine bu elbisenin yapıldığı memleketten olduğumuzu söyleyince birden bire ortamda samimi hava arttı ve bizi taksi durağına değil, kaldığımız otele kadar götürdü. Otele vardığımızda otobüsleri çalışmış halde, içindeki yolcuların heyecanla bizi beklediklerini gördük. Maceramız Sarar firmasının dünyanın öbür yanında bize sağladığı torpil! sayesinde mutlu sona erdi.  

         Geçen yıl Mayıs ayında Chaine des Rotisseurs derneğinin bir dizi yemeğine katılmak için Yunanistan’ın Rodos Adası’na Atina üzerinden gidiyorduk. Uçakta tanıdık bir sima ile karşılaştık. Sarar’ın Satış ve Pazarlama Direktörü Hüseyin Eğilmezgil. “Hayırdır Hüseyin Bey Atina’ya niçin gidiyorsunuz?” dediğimde; “Aegean Havayolları’nın pilot ve hosteslerinin kıyafet ihalesini kazandık, anlaşma yapmaya gidiyorum” dediğinde çok sevinmiştim. Beş kıtayı giydiren Sarar, komşunun havayollarını da giydirmeye başlıyordu.

         İki hafta önceki “Berlin’de Noel Pazarı” ile ilgili yazımda Almanya’daki etkinliklerden bahsetmiştim, ancak alışveriş sırasında rastladığım ve çok sevindiğim bir konuyu size aktaramamıştım. Berlin’deki ünlü Lafayette mağazasına alışverişe gittiğimde dünyaca tanınmış markaların arasında Sarar, büyük görkemiyle göz kırpıyordu. Artık yurtdışında Türk firmalarının mağazalarına daha fazla ilgi gösteriyor ve büyük bir keyif ile alışveriş yapıyorum.

         Cemalettin Sarar, Sarar Giyim San. ve Tic. A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanlığını geçtiğimiz hafta devretti. 60 yıldır emek verdiği sektörde ve Eskişehir’de kurduğu fabrikasında beş kıtayı donatma başarısını yakalamıştır. Bir Türk markası olan Sarar’ın imajını dünyaya duyurmak için pazarlama elemanı gibi çalışan Cemalettin Bey, işçileri için doğum günü partileri bile düzenleyen örnek bir girişimcidir.  Hayatı boyunca başarıdan başarıya koşmuş, hem memleketi Eskişehir’in hem de Türkiye’nin ismini dünyaya duyurmuştur.

 DÜNYA LİDERLERİNİ GİYDİRİYOR

          George W. Bush’tan, Barack Obama’ya kadar Amerikan başkanlarına ve Avrupa’da pek çok ülkenin başbakanlarına takım elbise giydiren Sarar, Hüseyin Obama etiketiyle yaptığı takım elbiseyi, başkanlık koltuğuna oturduktan kısa bir süre sonra Barack Obama’ya götürmüştür. New York’un ünlü Madison Caddesi’nden, St. Petersburg’a, Moskova’ya, Berlin’e kadar pek çok ülkenin ünlü şehirlerinde  rastlayabileceğiniz Sarar’ın, ABD’de on, Avrupa’da elli mağazası bulunmaktadır. Yaşamı boyunca kaliteli üretim yapan ve “Kaliteli üretelim bizi kimse tutamaz” sözünü slogan haline getiren Cemalettin Bey’i, Genelkurmay’da çalıştığım yıllardan tanırım. Ordu Milli Takımı’nın da pırıl pırıl kıyafetlerini hazırlayan Sarar’ın bu işi uzun yıllardır büyük bir zevkle yaptığına tanık olanlardan birisiyim. İşte size değişime örnek bir insan. Yıllardır dünyayı dolaşıyor, kendini ve firmasını sürekli yeniliyor, dünyadan geri kalmadığı gibi dünyaya meydan okuyor, Eskişehir bozkırından SARAR mucizesini yaratıyor.

         Kolay çıkış yolu, genellikle tekrar içeriye girmeye yol açar. Tırmanmayı göze alan, zirvede başarının hazzını yaşar. İyi pazarlar.  

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yazın