0Yorum

Çanakkal'de İki Mekan

1915 Çanakkale Boğaz Köprüsü’nün temelleri atıldıktan sonra şehrin çehresi daha da değişmeye başladı. Üniversite zaten canlanmaya yeterli olmuştu. Ama şimdi İstanbul’un alternatifi olmaya hazırlanıyor. Yıllardır stratejik bölge konumunu korumasıyla durağan kalan kent, Şehitler Diyarı, kutsal topraklara sahip.

Balıktan sebzeye, meyveye kadar özellikli ürünleri olan Çanakkale dünya gastronomisinde de önemli bir yere sahip olacak ileriki yıllarda. Çünkü mutfağın hammaddelerinin en doğalı, en lezzetlisi buradan üretiliyor.

YALOVA RESTORAN

Eski Gümrük iskelesinin yanında bir zamanlar kepçe ile sürüler halinde dolaşan balıkları yakaladığım günleri dün gibi hatırlıyorum. Sabah erken saatte uyanıp bir saatte iki kova lüfer yakalayıp komşulara dağıttığım günler mazide kaldı.

Gümrük iskelesinin yanında klasikleşen Yalova Restoran, deniz ürünlerinin kıymetini bilen ve hakkını veren bir yer. Çanakkale’ye gelip Yalova’ya uğramadan dönülmez. Vongoleden deniz kulağına kadar pek çok kabuklu deniz ürününü başarıyla işleyen, taptaze balıklarıyla sizi hep mutlu gönderen restoranın şefi ve sahibi Ertuğrul Sürgit her zaman işinin başında. Manzara müthiş, yosun kokusu burnunuzu okşuyor.

MOR SALKIM MEYHANESİ

Benim için Çanakkale’de en büyük sürprizlerden biri tarihi Yalı Hanı’nın yanında açılan Mor Salkım Meyhanesi. Güler yüzlü ve başarılı Saygın ve Seçkin Somalı kardeşler, çok sevdikleri işe soyunmuşlar. Mezelerin hepsi birbirinden güzel. Kağıtta sardalye, patlıcan böreği, kağıt kebabı, mor salkım köftesi tam bir şölen. Damak çatlatan lezzetlerin sonunda ev yapımı dondurma ile final yapabilir, bir başka Çanakkale ziyaretine kadar bu tatları hafızanızda saklayabilirsiniz. Bu denli lezzetli yemeklerin fiyatları da makul.

Çok mutlu dönüyorum bu kez Çanakkale’den. Doyasıya Kösedere domatesi ve sardalye yediğim için. Bir tek eksik kaldı: Çavuş üzümü. Onun vaktine biraz daha var ama sadece bir hafta görünüyor manavlarda. Umarım bir dahaki sefere denk getiririm.

Yorum Yazın