0Yorum

Yüreğinin Götürdüğü Yere Gidenler

Henry Ford, anılarında başarı sırlarını şöyle anlatıyor: “Her şeyden önce çalışanlarıma, insanlığın evrensel ilkesi olan sevgimi verdim. Onlara samimi davranıp sadakat gösterdim ve güvenimi daima sürdürdüm. Alınlarının teri kurumadan hak ettikleri ücreti fazlasıyla verdim. Onlarla aynı sofrada yemek yedim. Çalışanlarımı evlatlarım gibi gözetip, onların her türlü sıkıntılarıyla içtenlikle ilgilenmeye çalıştım. İnsanlara iyilik yatırımında bulunarak faydalı olmaya gayret ettim. Yaratılış gayemin gereğini yerine getirmeye özen gösterdim. Hiçbir insanı hor görmeyip, hep aziz bildim, merhametli davrandım. Çalışmaktan yılmadım. Bir adım attım, iki adım yaklaştılar. Bütün bunların karşılığı mı? İşte Ford efsanesi.”

Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu’nu Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde görev yaptığı yıllardan tanırım. Onu herkes Cem Yılmaz’ı ayağa kaldıran, sahneye tekrar kavuşturan ünlü bir ortopedi ve travmatoloji uzmanı olarak bilir. Ama o gerçekte doktorluğun ötesinde gönülleri fetheden, insanlığa hizmet için kendisini adamış çok değerli bir insandır.

ÇARESİZLERİN SIĞINDIĞI İNSAN

1985 yılında GATA Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra kıta görevini tamamlayıp GATA Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’nda ihtisasını tamamlayan Ali Şehirlioğlu, Gülhane’de çalıştığı yıllarda en yüksek rütbeli generalden, Türkiye’nin ücra bir köşesinden gelmiş rütbesiz ere kadar inanılmaz bir hekimlik örneği gösterdi. Hiçbir zaman mütevazılığını bozmadan sadece işinde en iyi olmaya ve hastalara çare bulmaya adadı ömrünü. Cem Yılmaz kadar onu popüler yapan Anadolu’nun evlatları oldu. Çaresizliğe düşmüş askerlere yaptığı başarılı ameliyatlar ağızdan ağıza dolaştı. Skolyoz ameliyatlarında ünü yurt dışına taştı. Zaman zaman yurt dışında çok ünlü isimlere başarılı ameliyatlar yaptı. Ama hayatında maddi değerleri ön planda tutmak istemediği için ülke sınırları içinde görevini sürdürdü. Çünkü unvanı ne olursa olsun hastaları onun için önemliydi. Hastasını tekrar sağlığına kavuşturana kadar uğraşmak, çabalamak onun için çok ulviydi.

SEVECEN YAPISI

Hastalarının ameliyat sonrasındaki zor günlerini sevecen yapısı ve ilgisiyle atlatmalarını sağlayan Ali Hoca, Türkiye için gurur kaynağıdır. Ameliyat ettiği hastaların sonraki süreçlerinden pansumanlarına varıncaya kadar ilgilenen Şehirlioğlu, bu özenli yapısıyla haklı bir üne kavuşmuştur ama bu şöhret onu hiç değiştirmemiştir. İnsanlığı ve hastalara yaklaşımı onu her zaman başka bir boyuta taşımaktadır. Hastaları onun sihirli ellere sahip olduğunu söylerler. Saatler süren ameliyatlardan çıktıktan sonra bile yorgunluk hissetmeyen, sabırla hastalarını ve hasta yakınlarını dinleyen, bilgilendiren ve yüzünden hiçbir zaman tebessümü eksik etmeyen Şehirlioğlu’nun çok geniş bir hayran kitlesi mevcuttur.

GÖNÜLLERİN LÖSANTE’Sİ

Hastaneler benim ruh halimi bozar, içimi karartır ve zorunlu olmadığım zamanlarda gitmek istemem. LÖSANTE Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hoca’yı uzun zamandır ziyaret etmeyi planlıyordum ve bir vesileyle gittim.

Dünyanın dört bir yanında, Hollanda, Belçika, Almanya, Malezya gibi ülkelerde çeşitli vesilelerle bulundum. Temizliğine, işleyişine hayran kalırdım ama LÖSANTE’yi gördükten sonra dünyada bu kadar iyisine uzun bir süre rastlayacağıma pek inanmıyorum.

Daha hastanenin girişinde ruhum canlandı adeta. Kafeteryasındaki yiyeceklerden tutun, bu denli güler yüzlü, çalışkan, ilgili insanların bir arada olacağı hiç aklıma gelmezdi.

Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu muayeneyi kapatmış ve kendini aşkla yaptığı işine adamış. Hastanede her şey düşünülmüş. Yok, yok! Korumalarıyla kalacak olan VIP personelden tutun, refakatçileriyle kalacak hastalara, hiç kimsesi olmayanların kalacakları odalara kadar tüm hasta odaları standart ve beş yıldızlı otel kalitesinde.

LÖSEV Başkanı Dr. Üstün Ezer’i de LÖSEV’i kurduğu günlerden beri tanırım. Ama bu kadarına da pes doğrusu! Nasıl yapmışlar, nasıl imkan yaratmışlar? Büyük emek var, çaba var, adanmışlık var. Doktorların hepsi birbirinden kıymetli ve yetenekli. Hepsi gönüllerini koymuşlar ortaya. Ne para ne pul umurlarında değil. Tek hedefleri ve ortak dilleri, hastalara çare olmak.  

Türkiye’de güzel şeyler de oluyor. Bu ülkenin insanları istediklerinde çok güzel eserler ortaya çıkarıyor. Türk insanındaki girişimcilik ruhu, yaratıcılık ve insani değerlere önem verme derecesi çok yüksek. Bir kez daha gözlerimle gördüm bu mucizeyi. Ali Hoca’yı ziyarete gidişimdeki bu mutluluğumu sizlerle paylaşmak istedim. Lösemili hastalardan bir kuruş para alınmadan hizmet veriliyor burada. Gürültü yok, huzur var. İnanın bunu herkesin gözlerinden okudum. En karamsar olduğunuz günlerde burayı ziyaret edin, Türkiye’ye ve geleceğe olan güveniniz artacaktır. Ülkemizin ve Avrupa’nın en donanımlı ve yüksek teknolojiye sahip merkezinde, en modern görüntüleme cihazları ile tetkik yaptırdığınız LÖSANTE’de kar amacı güdülmediği için her şey farklı. Radyoloji kliniği ve nükleer tıp konularında son teknoloji kullanılmakta.

Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu, sosyal yönü kuvvetli, kendisiyle barışık, çok yönlü bir insandır. Onunla tekrar yıllar sonra “Bir tuğla da sen koy” kampanyasıyla yapılan bağışlarla LÖSEV’in kurduğu hastanede heyecanının fazlaca arttığına şahit olarak karşılaşmam beni çok mutlu etti. İyi ki varsınız, varlığınız hepimize güven ve mutluluk veriyor.

Bardakta bir papatya bile olsa, gözünüzün önünde daima güzel şeyler bulunsun. İyi pazarlar.

Yorum Yazın