0Yorum

Yetenekleriyle Zirveye Ulaşanlar

Gezginci bir şemsiye tamircisi yol kenarında oturmuş işini yapıyordu. Tamirci, işinin gereklerini titizlikle yerine getiriyor, tamir edilecek kısımları dikkatle ölçüyor, yama koyuyor, telleri teker teker deneyerek güçlendiriyordu. Uzaktan kendisini izleyen gencin farkında bile değildi. Bir süre sonra genç yanına yaklaştı ve hayranlık dolu bir ifadeyle “İşinizi çok iyi yapıyorsunuz” dedi. Şemsiye tamircisi elindeki işi bırakmadan cevapladı: “Evet, ben her zaman işimi iyi yapmak için uğraşırım.” “Müşterilerin, yaptığın işin iyi ya da kötü olduğunu ancak sen gittikten sonra anlayabilecekler,” diye devam etti delikanlı. “Evet, haklısın.” “Bu tarafa tekrar gelecek misiniz?” “Hayır.” “O halde bir şemsiye için neden bu kadar çok uğraşıyorsunuz? Halbuki işinizi çabucak halledip ileride yeni müşteriler bulabilirsiniz.” Çok fazla konuşmayı sevmeyen şemsiye tamircisi, gence ders niteliğinde şu cevabı verdi: “Eğer ben işimi iyi yaparsam benden sonra buradan geçecek öteki tamircinin işi kolaylaşacak. Fakat kötü malzeme kullanır ve baştan savma iş çıkarırsam, halk bunu er ya da geç anlayacak ve daha sonra buradan geçecek olan tamirciye iş vermeyecektir.” Yıllar önce tanıştığım, Ankara’nın yetiştirdiği genç işadamlarından Evren Ulaşan’ın işine olan aşkı, saygısı ve heyecanı beni büyülemişti. Trilye’nin bahçesine şemsiye yapma kararı verdiğimde arayış içine girdim. Ama aldığım tüm referanslar Evren Bey’i işaret ediyordu. Sonunda buluştuk. İki ay süren hummalı bir çalışma sonucu milimetrik mühendislik hesaplamalarıyla söylenen gün söylenen saatte ve söylenen sürede bahçeye şemsiye dikildi. Türkiye’de pek rastlanmadık bir durumdu. Kısa sürede ilgi gören şemsiye, 144 metrekare ile dünyanın en büyük şemsiyesi olarak gösteriliyor ve Guinness Rekorlar Kitabı’na aday olabileceği söyleniyordu. Çünkü yağmurda kullandığımız şemsiyelerin tekniği örnek alınmıştı. Engin bir mühendislik bilgisi ve deneyimine sahip olan baba Hüseyin Bey, oğlunun yanında en büyük yardımcı ve güçtü. Şemsiye tamircisi gibi dürüst ve işini mükemmel yapanlar bizim ülkemizde de var. Evren Bey bunlardan birisi.

BOĞAZ BANA BORÇLU

Yaptığı kaliteli işler onu birden zirveye taşıdı ve aylarca beş dakika boş vakit bulamadığı bir yoğunlukla karşılaştı. Ankara Büyükşehir Belediyesi bir taraftan Evren’i Ankara’daki güzel işlere devam ettirmek isterken, İstanbul Boğazı’ndaki mekân sahipleri de onu bırakmıyordu. Boğaz’daki işletmelerin çarpık çurpuk çadırları yerini Evren’in “Huge” isimli markasının yarattığı birbirinden güzel sanat eserlerine bırakıyordu. Boğaz’ın dokusunu bozmayan, birbirinden şık sanat eserleri her iki yakayı süsledi. Ama bu güzellikler onu yıllardır Ankara’dan koparmaya neden oldu.

ÜNÜ ÜLKEYE YAYILDI

Uludağ gazozlarının sahibi Mehmet Erbak, Fransa’da uzun yıllar kalmış, son derece zevk sahibi bir insandır. Bir gün Bursa’daki fabrikasına ve konutuna şemsiye yaptırma kararı almıştı ve beni aradı. Çok araştırıp sormuş ama “Bütün yollar Huge’a çıkıyor” dedi. Evren Bey’in şık ve kaliteli imalatları Bursa ilinde de bir hayli üne kavuşmasına neden oldu. Ne yaparsan yap ama iyisini yap ilkesinden hiç sapmayan Evren Ulaşan, hiç günübirlik kazanımlarla uğraşmaz. Yaptığı tüm işler kalıcı ve uzun vadelidir.

EVRENSEL EVREN

Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu olan Evren Ulaşan, insanlarla iletişim kurmada gerçekten çok yeteneklidir. Doğal ve mütevazı davranışları onun en çok beğenilen özelliğidir. İş hayatındaki başarısında bu özelliğin payı büyüktür. İşiyle ilgili yardım istendiğinde hangi gün ve gecenin hangi saati olursa olsun koşarak gelir ve yardımcı olur. Onun en büyük ticaret deneyimleri Amerika ve Kanada’da oldu. Bu iki ülkede uluslararası iletişim ve ticaret eğitimi alan Evren Bey, ABD’de bir yıl, Kanada’da iki buçuk yıl kaldı. Bu ülkelerde ticaret yaptı. Kanadalıların saate olan düşkünlüğünü ve Amerika’daki fırsatları tespit etti. Ticari zekâsı onu binlerce kilometre uzaklıktaki yabancı ülkelerde çok iyi konuma taşıdı. Ama yüreğindeki Türkiye sevgisi ülkesine dönüp ekonomiye katkıda bulunmasına, insanlara istihdam sağlanması için gerekli çaba sarf etmesine neden olduğundan yatırımlarını Türkiye’de yapmaya karar verdi. Ankara’nın genç girişimcisi Evren Ulaşan, tüm evren için güzel yaratıcılıklar peşinde çok hızlı ama emin adımlarla koşmaktadır.

AİLECE ÇOK ÇALIŞKANLAR

Seydişehir’deki fabrikada, dünyanın en büyük ve kaliteli sanayi tipi şemsiyelerini üreten aile, günün her saati büyük bir özveriyle çalışıyor. Antalya’da 1. Organize Sanayi 1. kısımda da şemsiye ve mimari gölge sistemleri üzerine üretime devam eden Ulaşanlar derme çatma işlerden modern mimari gölge sistemlerine geçişin Türkiye’deki öncüsü oldular. Ataerkil bir ailenin evlatlarına ve eşine en büyük desteği veren anneleri Nurcan Hanım’ın bu başarılarda katkısı çok büyüktür. Evren Bey’in yetenekli ve çalışkan iki kız kardeşinden de Yasemin Hanım ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nden derece ile mezun oldu. Son zamanlarda adını sıkça duyduğum ve zevkle okuduğum “Hayatın Jartiyerleri” isimli romanın yazarı Duygu Hanım da Evren Bey’in gerçekten duygu yüklü ve edebiyata, sanata çok yatkın bir kardeşidir.

HAVAALANI YOLUNDA CAFE

Evren Ulaşan, gerçekten bu kadar genç olup da geniş vizyona sahip olanlardan birisi. Bir gün havaalanı yolunda uzun kuyruklar yaratan makam araçlarını görünce “Hem trafiğe yardımcı olayım hem de bu insanlara hizmet getireyim, soğuk ve sıcak havalarda arabanın içinde beklemesinler” diye yol kenarında fabrika binalarının yanında Esenboğa Park Cafe adında şık bir mekân açtı. Hiç kar amacı gütmeden sadece hizmet aşkıyla açılan bu cafede çay bile sudan ucuz. Otopark ücreti yok. Yol kenarında bekleyen için tehlikesiz bir sığınma alanı gibi. Yemek konusunda engin deneyimleri olan Hüseyin Bey ve Evren Bey menülerine Anadolu’nun geleneksel yiyeceklerini de koymadan edememişler. Yolcu karşılamaya gidenler için cennet bir bahçesi olan cafede beklemek akılcı bir çözüm. Son derece zevk sahibi olan Evren Bey’in göz kamaştırıcı bir araba koleksiyonu mevcut. Ama sadece müze anlayışıyla bakmıyor ve o arabalara sırayla binip trafiğe çıkıyor, adeta nostalji yapıyor. Yaptığı tüm işlerde kaliteliyi ve mükemmelliği hedefleyen Evren Ulaşan, daha nice güzel işlere imza atacak yetenek, çalışkanlılık, azim ve vizyona sahiptir. Mükemmelliğe giden yolculuk hiçbir zaman sona ermeyecek bir yoldur. Bazı insanlar, yolda belirgin bir son göremedikleri için hiçbir zaman ilk adımı atmazlar. Düşlerinizi küçümseyen insanlardan uzak durun. Küçük insanlar bunu hep yaparlar, oysa büyük insanlar büyük düşlerinizi gerçekleştireceğine inanmanızı sağlarlar. Eğer gelecek hakkında düşünmezseniz, asla bir geleceğiniz olmaz. Gerçekleşmesi için uzun bir zaman gerekiyor diye bir hayalinden asla vazgeçme, zaman akıp gider nasıl olsa.

Yorum Yazın