0Yorum

Uzaklardaki Müthiş Başarılar

İki arkadaş ormanda ağaç kesme işi almışlardı. Birinci adam işe oldukça hızlı başlamıştı. Sabah erkenden kalkıyor, hiç durup dinlenmeden hatta öğle yemeği bile yemeden çalışıyor, akşam da evine diğer arkadaşından geç gidiyordu.

İkinci adam, arkadaşı kadar çalışmıyordu. Yorulduğunda mola veriyor, dinleniyor ve akşam hava kararmaya başlayınca da evinin yolunu tutuyordu.

Bir hafta geçmişti çalışmaya başlayalı. Birinci adam ne kadar çalıştığını göstermek için “Kestiğimiz ağaçları sayalım” teklifinde bulundu. Saydılar. Sonuç şaşırtıcıydı. İkinci adam arkadaşından daha fazla ağaç kesmişti. Birinci adam öfkelendi: “Bu nasıl olabilir? Bir hafta boyunca durup dinlenmeden çalıştım. Ama sen işe benden geç gelip erken gittin. Gün boyunca verdiğin molalarla dinlendin. Bu nasıl adalet ve nasıl iştir ki senin kestiğin ağaçlar benimkinden fazla?”

İkinci adam sakin ve kendinden emin bir tavırla arkadaşını yanıtladı: “Bunda anlaşılmayacak bir şey yok; sen durmadan çalışırken ben arada bir dinleniyor, bir yandan da baltamı biliyordum. İnsanın baltası keskin olunca ağaçları daha az çabayla kesebiliyor.”

Amerika Birleşik Devletleri’nde üniversitelerde okuyan bazı ülkelerin öğrencileri çoğunluktadır. Bazı ülkelerin ise çok az. Bu çok az öğrenciler sürekli başarı listesinde ilk sıralarda yer almaktadır. Bu konu da hemen aklımıza “Nicelik mi? Nitelik mi?” sorusunu getirmektedir.

Demir Sadıkoğlu, Ankara’nın tanınmış işadamlarından Abdullah Sadıkoğlu’nun oğlu olup, ailesindeki başarıları katlayarak genç yaşta zirveleri yakalamış, gurur kaynağı bir işadamıdır. Dünyaca kabul gören finans çevrelerinin ilgi odağı olan Demir Bey, el attığı her işte zirveyi yakalamıştır.

STANFORD BİRİNCİSİ

Demir Sadıkoğlu, Ankara TED Koleji’ni bitirdikten sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne öğrenim görmeye gitmiş ve dünyaca çok zor olduğu bilinen Stanford Üniversitesi’nden birincilikle mezun olmuştur.

Nitelikli öğrenci kavramının tam örneğini teşkil eden Sadıkoğlu, 1997 yılında Stanford Üniversitesi’nden değişim öğrencisi olarak altı aylığına Kyoto’ya gitti. Japonya’ya ilgisi daha önceden bulunan Demir Sadıkoğlu lise yıllarında Japonca öğrendi. Stanford Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirmesine rağmen finans onun en büyük ilgi alanıydı. Okuldan mezun olur olmaz New York’ta Credit Suisse isimli İsviçre bankasında çalışmaya başladı. 2000 yılında aynı bankanın Tokyo’daki şubesine tayin oldu. Kıtalar arası bu görevlendirme onu çok sevdiği Japonya’ya bir mıknatıs gibi çekmiş ve yüreğinin gitmek istediği yere yeniden geldi Demir Bey.

GENÇ YAŞTA ZİRVEYE ÇIKTI

Dünyanın en büyük bankalarından biri olan Long-Term Credit Bank of Japan (LTCB) batınca Shinsei Bank’ın patronları, Japon beyin avcıları, Amerikan eğitimli Japonca bilen bir eleman aradılar. Vizyonu olan, çalışkan ve aradıkları vasıfların çok üstünde Demir Sadıkoğlu ile karşılaşınca hiç kaçırmak istemediler.

2005 yılında başladığı banka genel müdürlük görevinden hem Japonya’da hem de bankanın şubelerinin bulunduğu Uzak Doğu ülkelerinde ses getiren operasyonlara imza attı Sadıkoğlu. Kısa sürede Japonya’da güzel bir isim yaptı. Ankaralı olarak, Türkiyeli olarak gurur duymamak mümkün mü?

AİLECE BAŞARILILAR

Sadıkoğlu ailesi ile bir tesadüf eseri tanıştım. Kısa bir süreliğine Japonya’daki üzücü depremden sonra moral toplamak için Türkiye’de bulunan Demir Bey, ailesiyle doğum günü kutlaması için Trilye’ye gelmişlerdi. Sohbet esnasında zarif bir hanımefendi olan annesi Şevket Deniz Hanım’ın Gelibolulu olduğunu öğrendim. Sohbetten çok keyif aldığım o akşam Demir Bey’den de çok etkilenmiştim. Baba Abdullah Bey ise ayrı bir başarı öyküsüdür. Dünyaca tanınan, Yertaş firmasının sahibi Abdullah Bey de Yemen’den Macaristan’a kadar yaptığı inşaatlara imzasını atmıştır. Oğullarının başarılarıyla büyük gurur duymaktadır. Diğer oğlu Tunç Sadıkoğlu da babasının yolunda çok emin adımlarla yürümektedir.

CESUR KARARLI TUTUM

Demir Bey, Shinsei Bank Genel Müdürlüğü sırasında aldığı çok cesur kararlar, inovatif fikirlerle göz doldurmuştur. Tayvan, Kore, Almanya, İrlanda gibi ülkelerde temsilcilikler kurmuş ve önemli satın alma kararları vermiştir. Başarı grafiğinin yönü sürekli yukarı doğrudur. Dünyanın en çalışkan ve en zeki insanlarının bulunduğu Japonya’da beyin avcılarının bir Türk’ün peşine düşüp genç yaşta büyük yetki sahibi yapması, önemli bir unvanla güvenlerini yansıtmaları ülkemiz için oldukça gurur verici bir durumdur.

Genç yaşta gelen bu başarı sürekliliğini korumuş sonunda Demir Bey, kabına sığmayarak kendi işini kurmuş ve patron olmuştur. Ülkesine hizmet etmeyi, vefa borcunu ödemeyi hiç aklından çıkarmamıştır. Cola-Turka’nın Japonlara satılması gibi benzeri evlilik operasyonlarının mimarı Sadıkoğlu, özel sektördeki basamakları çok sağlam ve birer birer çıkmaktadır. Daha nice büyük işlere imza atacağına inancım, onu tanıdığım ilk günden beri vardır.

İYİ BİR GURMEDİR

Demir Sadıkoğlu Japonya’da uzun yıllar yaşadığı için Japon yemeklerine oldukça aşinadır. Deniz ürünlerine ilgisi hep olmuştur. Tokyo’da hafta sonu balığa çıktığı, okyanusta tur attığı teknesi vardır. Ona her zaman ayak uyduran zarif eşi Nao, Türk gelini olmanın bütün özelliklerine vakıftır.

Tokyo’da büyük bir çevreye sahip olan Demir Sadıkoğlu, herkesten saygı ve itibar görür. TRT Türk’te yayınlanan “Dünyanın Türk Şefleri” programının Japonya ayağında zehirli balık olarak anılan balon balığından yapılan “fugu” yemeğinin programı için Tokyo’nun en ünlü fugu lokantası Koyanagi’yi bile bir rica ile çekim yapmamız için bize kapatan Sadıkoğlu, kendisini tüm Japonlara sevdirmiştir. Başbakan Abe’nin bile fugu yemek için gittiği lokantada biz de bir büyük fuguyu yedik ama ölmedik!

Büyük başarılara imza atmış insanların hayat hikayelerinde ilk zaferlerini kendilerine karşı kazandıklarını görürsünüz. Ama hepsinde öz disiplin başta gelir. Disiplin, gaye ile başarıyı bağlayan köprüdür. Başarının sırrı ise ısrarla istemektir. Eğer yapmakta ısrar ederseniz her şey giderek kolaylaşır. Ama işin doğası değiştiğinden değil, bizim yapma yeteneğimiz geliştiğinden. İyi pazarlar.

Yorum Yazın