0Yorum

Üretimin Genç ve Güçlü İsimleri

Ünlü Çin düşünüşü Taoizm’in kurucularından biri olan Lao Tzu’nun devrinde geçen öyküyü Lao Tzu çok sık anlatırmış. Köyde yaşayan çok fakir yaşlı adamın dillere destan beyaz atını İmparator bile kıskanırmış. İmparator bu atı almak için neredeyse hazinenin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış. “Bu at, bir at değil benim için… Bir dost… İnsan dostunu satar mı?” demiş hep. Bir sabah uyandıklarında at yok olmuş… Köylüler ihtiyarın başına toplanmış. “Seni ihtiyar bunak! Bu atı sana bırakamayacakları, çalacakları belliydi. İmparatora satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var ne de atın!” demişler. İhtiyar, “Karar vermek için acele etmeyin,” demiş. “Sadece at kayıp deyin” diye eklemiş büyük bir soğukkanlılıkla. “Gerçek bu. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar. Atımın kaybolması bir talihsizlik mi yoksa bir şans mı bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç. Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez.” Köylüler ihtiyara kahkahalarla gülmüşler. Ama aradan iki hafta geçmeden, at bir gece ansızın dönmüş. Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi başına. Dönerken de vadideki 12 vahşi atı peşine takıp, getirmiş. Köylüler, ihtiyar adamın etrafına dolanıp özür dilemişler. “Babalık,” demişler, “Sen haklı çıktın. Atının kaybolması bir talihsizlik değil, adeta bir devlet kuşu oldu senin için. Şimdi bir at sürün var.” “Karar vermek için gene acele ediyorsunuz,” demiş ihtiyar. “Sadece atın geri döndüğünü söyleyin. Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç. Birinci cümlenin ilk kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?” Köylüler bu kez ihtiyarla dalga geçmişler açıktan ama içlerinden “Bu ihtiyar sahiden normal değil” diye düşünmüşler. Bir hafta geçmeden vahşi atları terbiye etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin eden oğul, şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış. Köylüler gene gelmişler ihtiyara… “Bir kez daha haklı çıktın,” demişler. “Bu atlar yüzünden tek oğlun uzun süre yürüyemeyecek. Sana bakacak başkası da yok. Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın” demişler. İhtiyar, “Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz,” diye cevap vermiş. “O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı. Gerçek bu. Ötesi sizin verdiğiniz karar. Ama acaba ne kadar doğru? Hayat böyle küçük parçalar halinde ilerler ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez.” Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. İmparator son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın kazanılmasına imkân yok gibiymiş; giden gençlerin ya öleceğini ya esir düşeceğini, köle gibi satılacağını herkes adeta biliyormuş. Köylüler gene ihtiyara gelmişler… “Gene haklı olduğun kanıtlandı,” demişler. “Oğlunun bacağı kırık ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının kırılması talihsizlik değil şansmış meğer.” “Siz erken karar vermeye devam edin,” demiş ihtiyar. “Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen tek gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde. Ama bunların hangisinin talih, hangisinin talihsizlik olduğunu kim biliyor?” Bir yol biter, yenisi başlar. Lao Tzu, öyküsünü şu nasihatle tamamlamış etrafına anlattığında: “Acele karar vermeyin. O zaman sizin de herkesten farkınız kalmaz. Hayatın küçük parçasına bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Oysa yolculuk asla sona ermez. Bir yol biterken, yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, bir başkası açılır.” Serdar Eker, doğru zamanda doğru kararlar alabilen, Ankara’nın bağrından çıkmış çok genç ama çok başarılı, girişimci bir işadamıdır. Ticaret hayatına erken yaşta başlamış, gelecek vadeden Serdar Eker, duruşuyla, prensipleriyle yaptığı her işin üstesinden gelmeyi başaran, yüreği ülke sevgisi ile dolu önemli bir değerdir iş âleminde.

EV HANIMLARINA İSTİHDAM

Başlattığı Erciyes Börek projesiyle evde oturan yetenekli, çalışkan hanımları başka bir boyuta geçirerek can suyu verdi adeta. Onların toplumun çok önemli bireyleri olduğunu hatırlatarak kendilerinde güven oluşmasını sağladı. Hayatlarında banka kredi kartıyla hiç tanışmayan bazı ev hanımlarını banka işlemleriyle tanıştırdı, onlara yaşamlarının bundan sonraki kısımlarının sosyal güvence altında yürümesi gerektiğinin algısını yarattı. Yetenekli, temiz ve çalışkan ev hanımlarının yarattığı lezzetleri Ankaralılarla buluşturan Erciyes Börek yepyeni bir konsept oluşturdu: Taze, kaliteli ürün ucuz fiyata tüketiciye sunulabilir.

YENİLİKÇİ ZİHNİYET

Erciyes Börek firmasının sahibi ve genel müdürü Serdar Eker, sürekli yeniliklerin, yeni fikirlerin peşinde koşar. Beyin jimnastiği yapmak, dünyadaki gelişmeleri izlemek onun her gün yaptığı sıradan işlerdir. Kimsenin aklına gelmeyen kimsenin cesaret edemediği şeylerin matematiksel hesabını yapıp hemen icraata geçer. Verdiği kararların uygulamasına hemen geçer ve bir daha arkasına bakmaz. Zaten önemli olan da yaratmaktan ziyade karar vermek değil midir? Türkiye’nin en büyük üç börek imalatçısı ve satıcı firmalarından biri olan Erciyes Börek, istikbali olan bir Ankara markasıdır.

FARK YARATTI

Yıllar önce Yıldız’da kan şekerimin yükseldiği bir akşamüzeri nefis kokuların geldiği ama şık ve farklı bir görünümü olan mekâna daldım. İnsanlara önem verildiğinin çizgilerini taşıyan bu yer Erciyes Börek’in şubelerinden bir tanesiydi. Ama hem ürünler hem de çizgiler bende iz bırakmıştı. Yıllar sonra Ankara’da 25 şubesi olan bu markanın sahibiyle tanışınca gençlerin Türkiye’nin geleceğinde çok önemli farklar yaratacağına olan inancım bir kez daha arttı.

YURTDIŞINI HEDEFLİYOR

Özel gün kutlamaları, doğum günleri, evlilik yıldönümleri, nikâh, düğün gibi organizasyonlara nefes aldıracak, kişiye, güne özel tasarımların yapıldığı Pastannecim ile birdenbire Ankara’nın en önemli ihtiyaçlarından birisini karşıladı. İnsanların günler öncesinden pasta siparişi verdiği bu konsept, yerli yabancı herkesin dikkatini çekti. Kısa zamanda çok iyi bir başarı yakaladı. Serdar Bey’in en büyük destekçisi eşi Özge Hanım Pastannecim’in başında çok başarılı çalışmalar yapıyor.

MARKA YARATICISI

Üretimden ve istihdamdan büyük keyif alan Serdar Bey, hedeflediği ciroyu kısa zamanda yakalayınca yerli ve yabancı pek çok girişimcinin ilgi odağı oluverdi. Marka hakkını almak isteyen, bayilik isteyen ve şirketlere talip olan pek çok insan var. Çocuğum dediği markalarına da gözü gibi bakıyor. Daha nice başarılarına tanık olacağımıza inandığım Serdar Bey’in en büyük arzusu markalarının dünyada tanınmış olması. Yurtdışına koyduğu hedefler onun uzanabileceği kadar yakındır bence. Bir değişimin önünde gidenler lider, ortasında gidenler durumu kavramış, sonunda gidenler sürüklenmiş olurlar, ama karşı çıkanlar mutlaka yok olurlar. Değişimlerin ve yeniliklerin öncüsü Serdar Eker gemisinin karşılaştığı fırtınalarla değil, geminin limana getirilip getirilmediğine bakan kaptanlar gibidir. Yolun her zaman açık olsun genç kaptan. Hayallerinizi gerçekleştirmek için size sihirli gücü verecek aslan her birimizin içinde yatıyor. Onu salıvermenin şimdi tam zamanıdır. Bizim hiç olmamış şeyleri düşleyen insanlara her zaman gereksinimimiz var.

Yorum Yazın