0Yorum

Özlediğimiz Muhteşem Başarılar

Aksakallı kılıç ustası, oturduğu geniş minderden kalfa ve çıraklarının çalışmalarını dikkatle izliyordu. Harlı fırında korlaşan çeliğe şekil veren eller, ustalarının öğrettiğini yansıttıkça yaşlı kılıç ustası keyifleniyor, uzun yıllardır yanında çalışan genç insanlara mesleğinin inceliklerini öğretmenin mutluluğunu yaşıyordu. Öldükten sonra bu genç insanlar onun ismini de kendisini de yaşatacaklardı. Atölyedekilerin yoğun bir şekilde çalıştığı esnada genç bir savaşçı telaşla içeri girdi. Ustaya saygıyla yanaştı ve “Son cenk çok zorluydu” dedi yamulan kılıcını göstererek ve devam etti, “İvedi kılıcımı tamir ettirmek istiyorum.” Usta, gönyesi bozulmuş kılıcı dikkate aldı, farklı açılardan küçük dokunuşlarla titizlikle inceledi ve savaşçıya dönerek, “İş ustalık gerektiriyor, diğer tamircilerden farklı bir yöntem uygulayacağım. Bu hem pahalı hem de riskli, kabul eder misin?” diye sordu. “Her şeye razıyım, yeter ki kılıcım istediğim gibi olsun” dedi genç savaşçı. Yaşlı usta kılıcı oturduğu minderin altına yerleştirdi, oturuş biçimini değiştirdi ve farklı hız ve ritimlerle iki kez oturup kalktı. Şaşkınlık içindeki genç adam ustanın ne yaptığını anlamamış bir ifadeyle kendisine uzatılan tamir edilmiş kılıcı aldı. Korkulu bir telaşla kılıcını şöyle bir savurdu dengesini hissedince rahatladı. Sakin ve tebessüm içinde “Ne kadar ödeyeceğiz?” diye sordu. Usta sakalını sıvazlarken kendinden emin bir tavırla, “Yirmi altın akçe” dedi. Genç adam hiddetle karışık bir şaşkınlıkla karşı taarruza geçip: “Aman usta, yapılan işin tamamı iki darbe. Bu paraya yeni bir kılıç satın alabilirim, çok pahalı geldi ve ödemek istemiyorum. Hem bu kadarını ben de yapardım. Ne emek ne sermaye harcadın!” dedi. Yaşlı usta sakince genç adamın cümlelerini bitirmesini bekledi. Kılıcı tekrar minderin altına koyarak eski yamuk haline getiren iki darbeyi oturup kalkarak vurdu ve daha ne olduğunu anlayamadan savaşçıya iade etti. Şimdi çok kızmıştı genç adam. “Ben de yapabilirim” diye düşündü ve ustanın elinden hırsla kılıcı aldı. Yandaki konuk minderine oturup iki darbelik oturuş kalkışları gerçekleştirdi. Minderden muzaffer bir komutan edasıyla kalktı, elini minderin altına soktu, kılıcı hızla çekti. Gözlerine inanamadı. Ata yadigarı kılıç ortadan ikiye bölünmüştü. Çaresiz gözlerle ustaya döndü. Usta bu olayları yaşamışlığın bilgeliğiyle genç savaşçıya, “Ödemeni istediğim bedel iki darbe değil, otuz yıllık tecrübeydi” dedi. İlhan İl, uzun yıllardır tanıdığım, deneyimleriyle çalıştığı her şirkete müthiş başarılar yakalatan, Türkiye’nin dev şirketlerinin kendisi ile çalışma çabaları içinde olduğu çok özel bir insandır. İlhan Bey ile ne zaman karşılaşsam üzerime pozitif enerji yüklerim, güler yüzünden çok olumlu sinyaller alırım.

DENEYİMLERİNİ AKTARIYOR

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan sonra University of the West of England’da Uluslararası İşletme İktisadı alanında yüksek lisans yapan İlhan İl, Maliye Bakanlığı’nda Hesap Uzmanı, Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda Genel Müdür Yardımcısı olarak kamuda 13 yıl görev yaptıktan sonra özel sektörde müthiş güzel işlere imza attı. Hep öncü ve yaratıcı oldu. ATÜ Duty Free Turizm İşletmeciliği şirketinin Yönetim Kurulu Üyeliği’nde bulundu. Sütaş Yönetim Kurulu Üyeliği görevini de yürüten İlhan İl’in yaratıcılık ve başarılı yatırımlar konusunda içi her zaman kıpır kıpırdır. Onun varlığı çalıştığı her kurumda sinerji yaratır.

EMEĞE SAYGILIDIR

Prestijli pek çok işte imzası olan İlhan İl yıllardır yabancı konuklarını Trilye’de ağırlamaktadır. Konukları da kendisi gibi zarif insanlar olduğundan ülkelerine döndüklerinde teşekkür mektupları yazmaktalar ve yemek tarifi göndermektedirler. Kendisine hizmet eden tüm çalışanları onurlandırma çabası içinde olan İlhan Bey’in bu farklılığı hiçbirimizin gözünden kaçmaz. Yaşamında üzerinde yükselinen üç dayanak vardır İlhan Bey’in: sevgi, kendine güven, arkadaşlıklar. Onu geliştiren üç değer ise; çok çalışmak, içten samimiyet ve başarıdır.

PAŞABAHÇE’DE YENİ GÖREV

Dürüst kişiliği, yüksek çalışma temposu İlhan Bey’i hep zirvelere taşımıştır. Dünya devi Paşabahçe firmasında Yönetim Kurulu Üyeliği’ne de geçen yıl seçilen İl, inovatif görüşlere pek önem veren, gelişmelere her zaman açık, yaratıcı bir kişiliğe sahiptir. Ar-ge çalışmalarına çok önem verir ve çalıştığı kurumlarda o kadar çok yeniliklere öncülük yapmıştır ki anlatmakla bitmez. Hayallerinin ötesinde güzel işler yapan İlhan Bey’in hayattaki en büyük desteği zarif eşi Hacettepe Üniversitesi’nin değerli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sunay Hanım ve kızları Ekin’dir. Ailesine son derece düşkün olan İlhan Bey, fırsat buldukça Trilye’de birlikte deniz ürünleri yemekten çok hoşlanır. Geçmişini kendini kim olduğun düşüncelerinin içinde ayakta tutmak için kullanmaktan hiç hoşlanmayan İlhan Bey, eski rotaları bırakıp yeni kıyılara yüzenlerdendir. Zaferlerine takılı kalmayan İlhan İl, harika geçmişi olan insanların, konu onların kim olduğuna geldiğinde geçmişlerine sarılarak, ondan yararlanılmaması gerektiğine inanır. “Ne kazandığın başarılarda takılı kal ne de hatalarında ısrar et” felsefesinin savunucusudur İlhan Bey. Bunların yerine tekrar başla, şimdinin her değerli anında yeniden başla demektedir her zaman. Fikirleri parlak, yüreği ülke sevgisi ile dolu, yeniliklere açık, çok yetenekli özel bir insandır İlhan İl. Çağa ayak uyduran, çalışkan, girişimci, dinamikleri kuvvetli, özel sektör ve onun üstün performanslı yöneticileri olduğu sürece Türkiye’nin önlenemez yükselişini kimse durduramayacak ve ülkemiz sancılar da çekse, er ya da geç hak ettiği zirveye ulaşacaktır. Eğer son birkaç yılda önemli bir fikrinizi değiştirip yenisini edinmediyseniz, hemen nabzınızı kontrol edin, ölmüş olabilirsiniz! İyi pazarlar.

Yorum Yazın