0Yorum

Hayallerini Takip Edenler

Bir zamanlar büyük bir dağda kartallar yuva yaparlarmış. Bir kartal da dört yumurtası ile bu dağda yaşıyormuş. Bir gün deprem olmuş ve yumurtalardan bir tanesi dağdan yuvarlana yuvarlana vadide yer alan bir çiftliğe kadar düşmüş. Bu çiftlik bir tavuk çiftliğiymiş. Çiftlikteki tavuklar bu değişik ve normalden büyük yumurtayı sahiplenmeye karar vermişler. Yaşlı bir tavuk bu yumurtayı ve içinden çıkacak yavruyu koruması altına almış.

Bir gün küçük kartal doğmuş. Çevresinde tavukları görmüş ve kendini bir tavuk zannetmiş. Bütün tavuklar da ona bir tavuk gibi davranmışlar. Ailesini de çok seviyormuş. İçinden bazen “Ben kimim?” sorusu geçiyormuş. Ama o bir tavukmuş. Bunu böyle bilmeliymiş.

Bir gün çiftlikte oyun oynarlarken, yukarı baktığında bir grup kartalın özgürce uçtuklarını görmüş. “Aman Allah’ım ne kadar güzel uçuyorlar. Ben de onlar gibi uçmayı çok isterdim” demiş. Tavuklar bu düşünceye hep birlikte gülmüşler. “Sen bir tavuksun ve tavuklar uçamaz” demişler. Küçük kartal artık daha sık gökyüzüne bakıyor ve uçan kartallar gibi uçmak, özgür olmak istiyormuş. Ne zaman ailesine bahsetse hep şu cevabı alıyormuş: “Sen bir tavuksun. Bırak bu hayalleri.”

Zamanla küçük kartal da bu düşünceyi kabul etmiş. Hayal kurmaktan vazgeçmiş ve hayatını bir tavuk olarak yaşamaya karar vermiş. Ve hayatının sonu geldiğinde de bir tavuk olarak ölmüş.

Ne olduğunu düşünürsen, o olursun. Hayatınızın bir döneminde kartal olma hayalini kurarsanız, hayallerinizi takip edin, tavukların sözlerini değil.

Erman Ilıcak para kazanmanın dışında hedefleri olan, onların peşinden yüreğinin verdiği cesaretle giden, farklı ve çok cesur bir işadamıdır.

Malatya’nın Darende İlçesi’nde dünyaya gelen Erman Ilıcak, ilköğretim ve lise eğitimini TED Ankara Koleji’nde tamamladıktan sonra ODTÜ İnşaat Mühendisliği bölümüne girdi. 1990 yılında mezun olduktan sonra ABD’ye işletme masterı için gitti. Minnesota ve Viyana Üniversiteleri ortak programından işletme yüksek lisansı alan Ilıcak, Paris’te International School of Management’ta işletme doktorası yaptı.

ŞANS HAZIR KAFALARA KONAR

Henüz ODTÜ 3. sınıftayken Şarık Tara ile tanışır. Bu tanışmanın kaderini nasıl değiştireceğinden, geleceğinden habersiz olarak mezun olur olmaz Enka’nın İstanbul merkezinde çalışmaya başlar. Artık iş aleminin en büyük liderlerinden Şarık Tara’nın eli değmiştir Erman Bey’e. 90’lı yılların başında Irak’taki şantiyelere gitmeyi planlarken şirket onu Libya’ya gönderir. Libya’daki bir buçuk yılın ardından Belarus’ta çalışmaya başlar Erman Bey. Belarus’ta pekiştirdiği tecrübe Rus pazarını iyice öğrenmesini sağlar.

1994 yılında iş hayatında kazandığı 30 bin dolar sermaye ile Rönesans şirketini kurar.

PSİKOLOĞU İKNA ETTİ

Enka’dan ayrılma kararı verince annesi oğlunu ikna etmesi için üst kattaki psikolog komşusundan rica eder. Erman Bey’in de evde olduğu bir akşam kendini davet ettiren üst komşu Erman Ilıcak ile bir saat mutfakta sohbet eder. Erman Bey temiz yüzü, inandırıcılığı ve dürüstlüğüyle üst kat komşusunu ikna eder ve ayrılma konusundan geri adım atmaz.

St. Petersburg’taki evleri boyamak için kurduğu küçük şirketiyle Rusya’nın en büyük ikinci yabancı müteahhitlik şirketi unvanını alır. Rönesans, çok yoğun çalışmalar sonucu St. Petersburg’un restorasyon işlerini üstlenir. Şehirdeki önemli olan veya olmayan binalarda imzası vardır Rönesans’ın. Dört yıl önce yaptığım ziyarette şehre bir Türk firmasının kalıcı imzasının atıldığını Rus mimarlardan öğrenmek gerçekten benim yürüyüşümü bile değiştirdi.

RUSYA’DA ÇEHRE DEĞİŞTİRDİ

1996 yılına kadar ufak tefek işlerle devam eden şirket, 10 milyon dolarlık devlet ihalesi teklifini değerlendirip ihaleyi alır. Rönesans daha sonra kabuğunu kırıp dünya devleriyle aynı kulvarda yarışmaya başlar.

Çok vefalı bir insan olan Erman Ilıcak, kendisinin yolunu açıp bugünlere gelmesinde rol oynayan herkese minnet borcu olduğunu her söyleminde dile getirir. Zaten bu kadar dev olsa da tanıdığım günden bu yana hiçbir şekilde yaşam tarzını değiştirmeyen, son derece mütevazı bir insandır Erman Ilıcak.

Rusya’da kriz çıkınca bir süre Türkiye’ye dönen Erman Bey, hayatının geri kalan kısmını krallar gibi rantiye ile geçinebilecek konumdadır artık. Kafası karışıktır. “İkinci bir ömür yok, yıpratıcı bu hayattan zevki sefaya mı yönelsek, günümüzü gün etsek” der. Ama kendini sorgularken “Benim için hayatta var olmak mı varlıklı olmak mı önemli?” diye sorduğunda kendi cevabını bulur: Var olmak.

Yoluna daha emin adımlarla devam eder. Artık hiçbir engel yoktur onun için. Bir anda kendini devler liginde buluverir.

SOSYAL SORUMLULUKTA ÖNCÜ

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı da inşa eden Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak, dünyanın pek çok ülkesinde yaptığı başarılı çalışmalarıyla hep göğsümüzü kabartmıştır. Ödüllerle taltif edilmiştir.

Avrupa’daki yeni yapılacak nükleer santrallerin inşaatlarıyla da yakinen ilgilenen Ilıcak, Türkiye’de de pek çok AVM’nin sahibi.

Çalışan ekibi tarafından da çok sevilen, son derece paylaşmayı seven, adalet duyguları tam, kimseden hak ettiğini esirgemeyen örnek bir işadamıdır Erman Bey. Sahibi olduğu Rönesans Holding çalışanlarının mutluluğuna, sağlığına çok önem verir. Çevreyi korur, etik kurallar çerçevesinde iş yapar, istihdam sağlamayı ve bölge ekonomisine katkıyı hep ön planda tutar.

Rönesans Holding yatırımlarını hızla arttırırken, sosyal sorumluluk faaliyetlerini de, eğitimi de hiç ihmal etmez. 2009 yılında Rönesans Holding Onursal Başkanı Bekir Ilıcak tarafından kurulan Rönesans Eğitim Vakfı (REV) bugüne kadar 5500’den fazla öğrenciye karşılıksız burs sağlamıştır.

Rönesans Holding Rusya’nın St. Petersburg kentinde bulunan dünyaca ünlü Hermitage Müzesi’nin sponsorları arasında yer almaktadır. 2014 yılında Uluslararası Altın Portakal Film Festivali’nin ana sponsoru olmuştur.

Dr. Erman Ilıcak, 1969 yılından bu yana düzenlenen ve 2014 yılında Türkiye’nin konuk ülke olarak katıldığı, 45. Europalia Uluslararası Sanat Festivali’nin Türkiye Genel Komiseri seçilmiştir.

Öğrencilik yıllarında basketbol oynadığı TED Ankara Kolejliler Spor Kulübü’ne Olağanüstü Seçimlerin Genel Kurulu’nda yapılan oylama ile başkan seçilen Dr. Erman Ilıcak, çocukluğundan beri spora olan tutkusunu her fırsatta icraata geçirmeye çalışmıştır.

Başarılarında büyük rolü olan zarif eşi Jale Hanım, Erman Bey’in en büyük destekçisidir.

Fırtınalı denizlerde uzun yıllar boğuşup büyük bir başarı sağlayan genç Türk mühendis ve onun yarattığı Rönesans ile ne kadar övünsek azdır.

Bir yere ulaşmanın ilk adımı, olduğumuz yerde kalmayacağınıza karar vermektir. İyi pazarlar.

Yorum Yazın