0Yorum

Enerji Dolu Sanayiciler

Edison elektrik akımından ışık elde edebilmek için ampulün içine çeşitli madenlerden teller takarak denemelerde bulundu. Ancak hangisini denediyse bir türlü istediği sonuca ulaşamadı. Şu an odamızı aydınlatan ampulü bulmak için günlerce, aylarca çalışmalarını sürdürdü. Ama nafile, kullanılan tüm teller biraz ışık verdikten sonra eriyordu. Yine bir gün saatlerce çalışan Edison, dinlenmek için evine geldi. Bu sırada çocukların gürültü etmesi üzerine karısı: “Ne boş kafalı şeylersiniz, yorgun gelen babanızı rahatsız etmeye utanmıyor musunuz?” dedi. Karısının çocuklarını azarlarken kullandığı “boş” sözcüğü Edison’un çalışmalarında kilitlendiği noktayı çözmesine neden oldu. Derhal laboratuarına koştu. Ampulün içindeki havayı boşaltarak aylarca üzerinde durduğu elektrik ampulünü yapmayı başardı. O günden beri Edison fabrikasının kapısının önünde 24 saat yanan ampul, bu büyük bilim adamının yaşamımıza kattığı aydınlığı simgeler. 1885-1967 yılları arasında yaşamış Fransız tarihçi ve romancı Andre Maurois bir eser meydana getirmenin yolunu şöyle anlatıyor: “Edebi olsun, ilmi, siyasi veya sanayi alanında olsun, eğer bir eser ortaya koymaya niyetiniz varsa, kendinizi tüm benliğinizle ona veriniz, her dakikanızı ona harcayınız.” Marcel Proust kendini dağıtmış olsaydı muazzam eserini yazabilir miydi? Balzac, kendini günlük hayatının akışına kaptırmış olsaydı başlı başına bir dünya oluşturan romanlarını yazabilir miydi? Pasteur, Fleming, Einstein dikkatlerini lazer ışığı gibi tek nokta üzerinde yoğunlaştırmamış olsalardı keşiflerini yapabilirler miydi? Sıtkı Öztuna gücünü harcayacağı uygulama sahalarını iyi tespit ettikten sonra azimle, ateşli ve istekli bir şekilde üzerine gidip başarıları yakalayan çok değerli bir sanayicidir.

HAYALİNİN PEŞİNDE KOŞAR

İkmal Teknik Yönetim Kurulu Başkanı Sıtkı Öztuna, 50 yıllık firmasının kaliteden hiç ödün vermeden üretim yaptığını, sattıkları her ürünün arkasında durduğunu belirtmekte ve çok ciddi bir şekilde işine sahip çıkmaktadır. Konya’nın Taşkent İlçesi’nden olan Öztuna, kendini bildi bileli Ankaralıdır. Ankara’nın sanayi alanında gelişmesinde elini taşın altına koymuş ve büyük emek sarf etmiştir. Sanayicinin eksikliklerini çok yakından takip eder, müşterilerinin üzülmemesi için de elinden geleni yapar. Kaliteli üretim onun iş hayatının vazgeçilmez bir parçasıdır. Ambalaj malzemelerinden bahçe ekipmanlarına, el aletlerinden kesici takımlara, kimyasal yapıştırıcılardan ölçü aletlerine kadar insanların günlük yaşamında kullandıkları malzemeleri üreten Öztuna, 2011 yılında hayalini gerçekleştirerek Ostim’de kurduğu endüstriyel yapı markette bütün ürünleri toplamıştır. 3600 metrekarelik mağazada fotoğrafçılıktan cıvataya kadar her eve gerekli olan ürün grupları bulunmaktadır. Ostim’in ilk AVM’si sayılan İkmal, aynı zamanda Türkiye’nin ilk yerli yapı marketidir. Babasından devraldığı işi tutkuyla yöneterek sanayinin ortasına getirip estetik bir şekilde yerleştirmesi onun ne kadar vizyon sahibi olduğunun göstergesidir.

HER ZAMAN POZİTİFTİR

Yıllardır her pazartesi Sıtkı Öztuna’nın telefonuma gönderdiği özlü söz içeren mesajla ve moralle başlarım haftaya. O da benim gibi yağmurlu havalarda bulutları ve yerdeki çamuru görmeden hep bulutların arasından güler yüzünü gösterecek güneşle ilgilenir. Hiç bitmek tükenmek bilmeyen azmi, yaşama bağlılığı Sıtkı Bey’i hep farklı kılmıştır. Rahmetli babasının 1967 yılında Ulus Posta Caddesi’nde kurduğu 25 metrekarelik bir işyerinin müşterilere verdiği güven zaman içerisinde süreklilik ve bilinirliği arttırmıştır. 1981 yılında Ostim Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyetlerine devam etmiş ve sektördeki muhteşem konumunu o günden beri korumaktadır.

YENİ HEDEFLERİ

İnovasyona çok önem veren Sıtkı Bey, yıllardır arzuladığı sanayi müzesini oluşturmak için emin ve hızlı adımlarla ilerlemektedir. Ostim’deki Cıvata Cafe’sinde tamamen cıvatadan üretilmiş satranç takımları, langırt oyun takımı, kol düğmeleri ve bir dizi hayalden hayat bulan ürünler yer alıyor. Kurmayı planladığı sanayi müzesinde de ömrünü sanayiye adamış sanayicilerin iş hayatına başladığı 50-60 yıl önceki makineleri sergilemek ve bu emektar, üretken insanları ölümsüzleştirmek istiyor. Yerli yabancı pek çok turistin ilgisini çekecek bu müze için hummalı çalışmalar içinde. Bir kere fikren buna hazır ve kafasında bitirmiş gibi.

OSTİM İÇİN ÇALIŞIYOR

Sıtkı Öztuna’nın bir şapkası daha var başında taşıdığı. Ostim OSB Yönetim Kurulu Başkan Vekili aynı zamanda. “Sanayicinin hiç vakti olmaz” demişti bir zamanlar bana Kütahya Porselen efsanesini yaratan patron Nafi Güral. Günlük mesaisinin büyük bölümünü kurulduğu günden bu yana sürekli gelişen ve yenilenen bölge olan Ostim’e harcayan Öztuna, gerçekten güzelliklerle dolu pek çok çalışmanın mimarı. Ostim gelişirken firmaların da geliştiğini söyleyen yenilikçi patron Sıtkı Bey, Ostim’in yönetiminin amacının bölge firmalarını desteklemek ve bu sayede bölgenin toplu olarak rekabet gücünü yükseltmek, dolayısıyla da hem Ankara’nın, hem de ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunmak olduğunu söylemektedir. Sıtkı Bey’in yoğun iş temposundaki en büyük destekçisi zarif eşi Dilek Hanım’dır. Eşinin üç değerli evlat yetiştirmekte büyük rolü olduğunu, zaten her başarılı erkeğin arkasında fedakar eşlerin bulunduğunu söylemektedir Sıtkı Bey. Avukat olan kızı Merve, Makine Mühendisi olan kızı Nihan ile İktisat öğrenimi gören oğlu Onur, Öztuna ailesinin en bereketli meyveleridir. Motivasyonu ve konsantrasyonu hiç eksik olmayan, kendisinde bezginlik duymadan, fiziki ve zihni enerjisini tek bir noktaya toplayıp başarıya odaklanan Sıtkı Bey, Ankara’nın önemli değerlerindendir. Başarmak zordur, kolaya kaçarsan sonuç basitleşir. Unutma, yokuş aşağı inmek kolaydır ama manzara tepeden seyredilir. Sıtkı Bey’in hafta başında bana gönderdiği sözle ben de zirvelerden hiç düşmememizi arzuladığımız bir hafta diliyorum. İyi pazarlar.

Yorum Yazın