0Yorum

Dünya'ya Yayılan Başarılar

Genç bir adam, orta halli bir şehirde kendi işini kurmuştu. Şehrin caddelerinden birinde, perakende dükkânıydı açtığı. Fakat kendisi hem dürüst hem de dost canlısı olduğundan, fazla kâra da tamah etmeyip, dükkânındaki malları biraz ucuza sattığından kısa zamanda şehirdeki herkesin uğrak yeri haline gelmişti dükkânı. Zaman içinde dükkânın ünü o kadar yayıldı ki civar şehirlerden olup yolu bu şehre düşen hemen herkes de ona gelip, alışveriş yapmaya başlamıştı. Gelen giden, “Ne zaman bizim oralarda şube açmayı düşünüyorsunuz?” diye sorduğundan, sermayesi çoğaldığında genç adam civar şehirlere de yaymaya başladı işini. Sonra başka şehirler derken büyük bir marketler zincirinin sahibi haline geldi.
Ancak bu arada onca seneler geçmiş, bizim genç perakendeci yavaş yavaş bir ayağının çukurda olduğunu hissettiği senelere gelmişti. Nitekim bir gün şiddetli bir rahatsızlık geçirip apar topar hastaneye kaldırmışlardı kendisini.
Doktorların müdahaleleri işe yaramış gözüküyordu. Ama adam ölümün iyice yakın olduğunu hissetmeye başlamıştı hastane odasında.
Hastanede kaldığı günlerden birinde, onun yokluğunda işleri götürmeye çalışan her üç oğlunu yanına çağırdı adam. Artık yaşlandığından, Allah’ın ona daha uzun seneler yaşamayı nasip etmesi mümkün olduğu gibi yakın zamanda ölmesinin de pekâlâ mümkün olabileceğinden başlayarak, aklı başında her yaşlının söylediği bir takım cümleleri sıraladıktan sonra:
“Üçünüz de benim oğlumsunuz,” dedi. “İçinizden hangisi şirketimizin başına geçecek, buna karar vermem zor. Ben öldükten sonra da bu yüzden birbirinizle kötü olmanızı hiç istemiyorum. O yüzden hanginizin işin başında olmayı hak ettiğine karar vermek için sizi sınamaya karar verdim. Üçünüze de on dolar vereceğim. Şimdi gidip yalnızca bu on dolarla öyle bir şey alacaksınız ki akşam getirdiğinizde şu odamı bir uçtan bir uca dolduracak. Haydi, şimdi yola düşün bakalım.”
Gün boyu düşünen çocuklar akşam geri döndüklerinde babaları, “Evlatlarım, on dolarla ne yaptınız?” diye sorduğunda birinci çocuk:
“Arkadaşımın çiftliğine gittim, on doları verdim ve ondan iki balya saman aldım,” diye cevap verdi ve odadan dışarı çıkıp aldığı samanları havaya savurmaya başladı. Samanların tamamı yere indikten sonra bu oğlunun babasının istediği şekilde odayı bir uçtan öbür uca dolduramadığı görülmüş oldu.
Bunun üzerine adam ikinci çocuğa yönelip:
“Peki, oğlum” dedi, “Sen paranla ne yaptın?”
Çocuk:
“Yorgancıya gittim. Ondan on dolarlık kuş tüyü aldım,” diye cevap verdi ve çuvalını içeri getirip, içindeki tüyleri savurmaya başladı. Birkaç dakikalığına neredeyse bütün oda tüylerle doldu ama samanlar gibi tüyler de yavaş yavaş yere indiler ve böylece bu çocuğun da odayı dolduramadığı görülmüş oldu.
Sıra son çocuğa gelmişti. Hasta yatağında hafifçe doğrulan adam “Sen evladım,” dedi ona, “Sen parayı ne yaptın?”
Çocuk:
“Babacığım!” dedi, “On dolarımı cebime koyup senin yıllar önce açtığın ilk dükkâna benzeyen küçük bir dükkâna gittim. Dükkânın sahibine parayı verdim ve bozmasını istedim. Sonra beş dolarını bir hayır kurumunun kumbarasına bıraktım, dört dolarıyla yolda gördüğüm iki muhtaç insana yiyecekleri bir şey alıp verdim, kalan bir dolarla da iki şey aldım.”
Bunu der demez, elini cebine atıp bir çakmak ve bir mum çıkardı çocuk. Odanın lambasını kapatıp, mumu yakınca, bütün oda mumum yaydığı ışıkla doldu. Saman veya tüy on dolarla odayı doldurmaya yetmemişti ama bir dolara alınan mum ile çakmak bütün odayı bir uçtan öbür uca ışıkla doldurmuştu.
Bunun üzerine, memnun bir yüz ifadesiyle, “Çok iyi oğlum,” dedi baba. “Benden sonra işlerimin ve ailemin başında sen olacaksın. Çünkü hayata dair çok önemli bir şeyi, ışığını yaymayı öğrenmişsin.”
Ankara’nın başarılı işadamlarından Bülent Kılınçarslan ve eşi Nermin Kılınçarslan dünyaya yayılan başarılarıyla son yıllarda isimlerinden gıpta ile bahsedilen çok değerli insanlardır.

GÜVEN SAĞLAMIŞ

1996 yılında eşi Nermin Kılınçarslan ile çıktığı yolda ilkelerinden taviz vermeden, her zaman adaletli, disiplinli ve dürüst çalışmasıyla başarı merdivenlerini ağır ağır sindirerek tırmanan Bülent Bey, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gelişimine çok faydalı artı değerler sağlamıştır.
Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı Kuanta İnşaat ve Mühendislik şirketi her şeyi ince eleyip sık dokuyan, kılı kırk yaran Amerika Birleşik Devletleri’nin en güvenilir şirketleri arasında yer almaktadır.

KUANTA DÜNYACA TANINIYOR

Bülent Kılınçarslan’ın şirketi Kuanta, yüksek kaliteli işleri zamanında teslim ederek sektörde çok iyi bir yer edinmiştir. Günü kurtarmak değil, devamlılık ilkesini benimsemiştir. Dünyaya hizmet veren profesyonel bir inşaat ve mühendislik şirketi Kuanta, çalışanlarına çok önem veren, dinamik bir firmadır. Şirketin sürdürülebilir bir kültüre ve vizyona sahip olmasını, performansı yüksek beceri ve yetkinliğe sahip personelle sağlamaktadır.
ABD Savunma Bakanlığı’nın gözbebeği konumunda olan firma ABD İçişleri Bakanlığı’nın OBO yeterlilik sahibidir.
NATO ve BM’nin kayıtlı müteahhidi olan Bülent Bey, Amerikan-Türk İş Konseyi ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Üyesi’dir.
ODTÜ Fizik Bölümü’nden mezun olduktan sonra hem ışığından hem de ısısından insanları yararlandırmak için yaratılmıştır sanki Bülent Bey.
Yaptıkları her işte zamanla yarışacak kadar hızlı olmakla birlikte ayrıntıcıdırlar. Onlar niş alanları seçen vizyon sahibidirler. Bu koşuşturma ve çalışma, onların durmak bilmeyen enerjisi örnek alınacak niteliktedir.
Kuanta A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi, Kılınçarslan Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Nermin Kılınçarslan’ın nefes kesen sosyal yardım projeleri, girişimci ruhu, Türk kadınının gerçek bir başarı hikâyesidir.
Sıfırdan bile değil, eksiden yani iki bin dolar borçla başladıkları iş hayatını dev bir şirkete dönüştürerek, hedefe tam isabet ettirerek başarı grafiğini sürekli yükselten Bülent Bey’in arkasındaki görünen el eşi Nermin Hanım’dır. Beraber yürüdükleri yollarda başarının tozlarını yutmanın hazzını yaşayan çift tam bir sinerji yaratmaktadır.
Herkesin gittiği yolda risk yoktur ama başarı da yoktur. Farklılık yaratan, ABD ve Katar’da şirket kuran, pek çok ülkede başarılı işlere imza atan Bülent Bey’le Ankaralı olarak ne kadar gurur duysak azdır.

SOSYAL SORUMLULUKTA ÖNCÜ

Özellikle Nermin Hanım’ın yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleri gerçekten takdire şayandır. Kılınçarslan çifti, prensipli çalışmanın getirdiği başarının insanoğluna verdiği hazzı en iyi şekilde yansıtmaktadır. Benim onlarda gördüğüm en önemli özellik sanki her şeye yeni başlamışlar gibi müthiş bir heyecan içinde olmaları. Zaten o değil midir hayatta başarıyı sağlayan.
İnsanlar nişan almadıkları şeyi nadiren vururlar. Eylem mükemmel bir hitabettir. Söylemenin en iyi biçimi yapmaktır.
Çalışmak hayat, düşünmek ışıktır. Işığınız hiç sönmesin, hep güzellikleri aydınlatsın, sarsın, ısıtsın.

Yorum Yazın