0Yorum

Diyarbakır’dan Maldivler’e

Adamın biri ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa: “Buraların yabancısıyım” demiş. “Parkın hemen yanı başındaki fırını arıyorum. Çok yakın olduğunu söylediler.” Çocuk arabanın penceresini açtıktan sonra: “Ben de buraya ilk defa geliyorum” demiş. “Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde.” Adam çocuğun da yabancı olmasına rağmen, bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez. “Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz?” diye gülümsemiş çocuk. “Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.” “İyi ama,” demiş adam “Bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediği ne malum?” “Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez” diye atılmış çocuk. “Üstelik manolyalar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokularını da duyacaksınız.” Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, teşekkür etmek için döndüğünde fark etmiş çocuğun kör olduğunu. Çocuk ise konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış adamın kendisini fark ettiğini. Işığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken: “Üç yıl önce bir kaza geçirmiştim” demiş. “Görmeyi o kadar çok özledim ki! Sizinkiler sağlam öyle değil mi? Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken: “Artık emin değilim” demiş. “Emin olduğum tek şey, benden iyi gördüğündür.” Trilye’yi ilk açtığım günlerde tanıştığım Aydeniz ailesi ile temasımı hiç kaybetmedim. Emeğe saygıyı gösteren, üreten, çalışan, didinen, çok yüksek performans gösteren bir gruptur Aydeniz. Ankara’ya ve Türkiye’nin tanıtımına yaptıkları hizmetler o kadar fazla ki gururlanmamak elde değil.

GÖLBAŞI’NDAKİ VAHA

Ankara’ya geldiğim ilk yıllarda Gölbaşı İlçesi’nde tek tük ağaca rastlıyordum. Civarda yerleşim kuracaklara hep suyun olmadığı ve çok kurak bir bölge olduğu söylenirdi. Bu inanış uzun yıllar sürdü ta ki Aydenizler bunu kırana kadar. 10 yıl önce bahçesinde büyük bir kokteyl verdiğim Gölbaşı’ndaki cennet gibi bölgeye uzun yıllar emek vermiş olan Ahmet Bey ve değerli eşi Feriha Hanım, başarmanın keyfini sürdürüyorlardı. Üzümden elmaya kadar pek çok meyvenin yetiştiği bu alan istenirse oluyor dedirtiyordu adeta.

AVRUPA’YA VONGOLE

Çok değerli ve kaliteli protein ihtiva eden Batı Karadeniz’in “cik cik” adıyla anılan kum midyesi, uzun yıllardır Gölbaşı’ndaki Ayfrost tesislerinde işlenir ve Avrupa’ya ihraç edilir. Bu nadide tesiste Türkiye denizlerindeki ve tatlı sularındaki çok kıymetli ürünler büyük bir titizlikle hazırlanır. Piyasada bulamadığınız göl çekirdeği olarak anılan aterina mükemmel bir lezzete hazır hale burada kavuşmaktadır. Pek çok okuyucum kabuklu deniz ürünlerini Ankara’da nereden temin edebilirim diye sorduğunda gösterdiğim Ayfrost adresi hep göğsümü kabarttı. Ahtapottan kalamara, kum midyesinden papalinaya kadar özenle seçilmiş deniz ürünlerinin işlendikten sonra Avrupa’ya ihraç edildiği güvenli bir liman burası. Tabi ki iç piyasada deniz ürünlerine olan talep arttığı sürece de ülke içindeki gereksinimlere yanıt veren çok takdir ettiğim bir kuruluş.

MALDİVLER’E OTEL

Genç yaşta edindiği vizyonuyla uzun yıllardır gıpta ile izlediğim Meriç Aydeniz, son derece mütevazı, yetenekli, çalışkan ve iki hamle sonrasını gören çok özel bir insandır. Genç yaşta sahip olduğu çevre, insanlara verdiği değer onu çok farklı kılmıştır. Geçenlerde Gölbaşı’nda binlerce kişiyi zarif eşi Ece Akın ile birlikte dünya evine girerken topladı. Meteorolojinin yağmur anonsuna rağmen çok sayıda bakan, iş adamı ve kendisini seven, Türkiye’nin her yerinden gelen davetliler açık alanı terk etmedi ve düğün boyunca kendisini yalnız bırakmadı. Ahmet Aydeniz, Türk ekonomisine yarattığı istihdam, ülkeye kazandırdığı döviz kadar pırlanta gibi birbirinden kıymetli evlatlar yetiştirdi Türkiye’ye. Ülkü, Fırat, Murat, Meriç, babalarının taşıdığı bayrağı düşürmediği gibi Gölbaşı’ndaki yüksek kuleden de çok daha yukarılara çıkardılar ve çıkarmaya devam etmektedirler. Maldivler’in Maguhdhuvaa Adası’nda inşa edip Ekim 2011’de hizmete açtıkları otel için yaptıkları özverili çalışmaları ilk günden beri izledim. Dünyanın tanıdığı bir tatil merkezinde Ankara’dan ülkemin insanının böyle bir tesis açması beni inanılmaz derecede duygulandırdı. Otelin dekorasyonundan, aşçıların, bellboyların giydiği kıyafetlere kadar pek çok detayı titizlikle takip ettiler ve dünyanın bir ucunda büyük bir başarıya imza attılar. Ayada Maldives Resort Oteli hepimizin yurt dışındaki gururudur. İnşaat, turizm ve gıda alanında Türkiye’de ve yurt dışındaki pek çok ülkede kaliteli çalışmalarıyla ulaştıkları başarılar da her zaman takdir görmüştür.

SOSYAL SORUMLULUK

Aydeniz ailesi, tanıdığım günden beri paylaşmayı seven, insanlara değer veren yapısıyla toplumda hep saygınlık kazanmıştır. Hayırsever tutumları onları daha da yüceltmektedir. Görebilmek çok önemli bir olgudur. Gösterdim, hiçbir zaman gördü anlamına gelmez. Söyledim, duydu anlamına gelmez. Duydu, doğru anladı anlamına gelmez. Anladı, hak verdi anlamına gelmez. Hak verdi, inandı anlamına gelmez. İnandı, uyguladığı anlamına gelmez. Uyguladı, sürecek anlamına gelmez. Puslu havalarda bile ufuk çizgisini görebilen, sürdürülebilir başarılı işlerin titiz takipçisi ve yaratıcısı Aydeniz ailesi daha çok başarılı işlere imza atmaya namzettir. Fırtınalı denizler onları usta kaptan yaptı artık ve okyanuslara yelken açtılar. Rüzgarların hep onların yanında olması dileğiyle.

Yorum Yazın