0Yorum

Devlerin Aşkı Büyük Olur

Uzak Doğu’da artık yaşlandığını ve yerine geçecek birini seçmesini gerektiğini düşünen İmparator; yardımcılarından ya da çocuklarından birini seçmek yerine, kendi yerine geçecek kişiyi değişik bir yolla seçmeye karar vermiş. Bir gün ülkesindeki tüm gençleri çağırmış ve: “Artık tahttan inip yeni bir İmparator seçme vakti geldi. Sizlerden birini seçmeye karar verdim” demiş. Gençler şaşırmışlar, ancak o sürdürmüş: “Bugün hepinize birer tohum vereceğim. Bir tek tohum ama bu çok özel bir tohum. Evlerinize gidip onu ekmenizi, sulayıp büyütmenizi istiyorum. Tam bir yıl sonra büyüttüğünüz o tohumla buraya geleceksiniz. Sizi, yetiştirdiğiniz o tohuma göre değerlendirip, birinizi İmparator seçeceğim.” Gençlerin arasında Ling adında biri varmış. O da diğerleri gibi tohumunu almış. Eve gidip, heyecanla olayı annesine anlatmış. Annesi bir saksı ve biraz toprak bulup onun tohumu ekmesine yardım etmiş. Her gün birlikte sulayıp, büyümesini beklemişler. Üç hafta sonra gençler tohumların ne kadar büyüdüğünü anlatırken, Ling hayretle kendi tohumunda hiçbir değişiklik olmadığını görüyormuş. Haftalar hızla geçip diğerleri yetişen bitkilerinden söz ederken, Ling çok üzülüyormuş. İmparatorun onu beceriksiz sanmasından çok endişeleniyor ancak arkadaşlarına hiç bahsetmeden sabırla bekliyormuş. Yıl sonunda tüm gençler bitkilerini alıp İmparatorun huzuruna getirmişler. Ling, annesine boş saksıyı götüremeyeceğini söyleyince, annesi ona cesaret verip saksısını götürüp, dürüst bir şekilde olanları İmparatora anlatmasını istemiş. Saraya varınca, gördüğü bitkilerin güzellikleri karşısında şaşırmış. İmparator gelip gençleri selamlarken Ling arkalarda bir yerlere saklanmaya çalışıyormuş. “Ne büyük bitkiler, çiçekler ve ağaçlar yetiştirmişsiniz. Bugün birisi İmparator olacak” demiş İmparator. Aniden arkada elinde boş saksıyla Ling’i fark etmiş. Hemen muhafızlarına onu öne getirmelerini emretmiş. Ling, çok korkmuş. “Sanırım beceriksizliğimden dolayı beni öldürtecek” diye düşünmüş. Ling, öne geldiğinde İmparator adını sormuş. “Adım Ling” demiş. Tüm gençler gülüşüp onunla alay etmeye başlamışlar. İmparator onları susturmuş. Ling’e bakıp kalabalığa doğru dönmüş: “Yeni İmparatorunuzu selamlayın. Adı Ling!” demiş. Ling inanamamış. Çünkü tohumunu bile yetiştirememiş, nasıl imparator olurmuş?.. İmparator devam etmiş: “Bir yıl önce burada herkese bir tohum verdim. Siz ekip sulayıp bir yıl sonra getirecektiniz. Ama hepinize kaynamış tohum vermiştim. Asla büyümeyecek olan… Ancak Ling’in dışında herkes ağaçlar, bitkiler ve çiçekler getirdi; çünkü tohumun büyümediğini fark edince hepiniz onu bir başka tohumla değiştirdiniz. Oysa sadece Ling içinde benim verdiğim tohum olan boş saksıyı getirme cesaret ve dürüstlüğünü gösterdi. Onun için yeni İmparatorunuz o olacak.” Davut Doğan başarısını sabır ve dürüstlüğüne borçlu çok değerli bir işadamıdır. Bandırma demiryollarındaki memuriyet görevinden istifa ettikten sonra cesaretle atıldığı ticaret hayatında birbirinden kıymetli kardeşleriyle birlikte Doğtaş firmasını kuran Hacı Ali Doğan’ın büyük oğlu Davut, kardeşlerinin yarattığı bir sinerji ile Doğtaş efsanesini yaratmıştır.

KRİZDEN DOĞAN FIRSAT

Bir paket sigara fiyatına çekyat kampanyasıyla birdenbire büyük ilgi ile karşılaşan firma hızla büyür. Ancak 1990 yılındaki Körfez krizinde işler durma noktasına gelince Davut Doğan işçileriyle bir toplantı yapar. Sanki işler tasfiye oluyormuş havası eser bu toplantıda. İflasın eşiğinde olduğunu söyler, adeta veda havası estirir. Fakat birkaç saat sonra ancak Türk insanının yaradılışında bulunan inanılmaz bir olay olur. Evine giden işçiler yastık altlarındaki tüm altınlarını, annelerinin ata liralarını, eşlerinin bileziklerini, tüm ziynetlerini, çocuklarına sünnette hediye edilen çeyrek, yarım ne varsa fabrikaya getirip bırakırlar. Davut Bey de her birini borç kabul edip teslim aldıklarının karşılığında imzalı kartvizit verir. İşte o andan sonraki birlik ruhu, o inanç Doğtaş’ı bugün sadece Türkiye’nin devleri arasında değil, uluslararası firmalarla yarışabilir konuma getirmiştir. Bu olayı dostlarıma sık sık örnek olarak anlatırken, şu ana kadar gözlerimin aşırı dolmasından dolayı sonuna kadar hiçbir zaman tamamlayamadım.

GELECEĞİ İYİ OKUYORLAR

Dünyada mobilya sektöründe adından en çok bahsedilen ülke İtalya’ya mobilya satan Doğtaş, İngiltere’de ve Bahreyn’de açtıkları şubelerle de bir hayli sükse yaptı. İngiltere’de mağaza açtıktan sonra Londra’da en başarılı şirket ödülüne layık görülen Doğtaş, 2013 yılında Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 firması arasında yer aldı. ABD, Hollanda, Hindistan, Rusya, Belçika gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu 65 ülkeye mobilya satan, yurtiçi ve yurtdışında 200’ü aşkın mağazaları bulunan Doğtaş, Türkiye’nin en verimli ovalarından birine sahip Biga’nın görünmeyen potansiyelini ortaya çıkardı, ismini duyurdu. Davut Bey’in Adnan, İlhan, Şadan, İsmail ve Murat isimli kardeşlerindeki birbirine olan bağlılık, saygı, sevgi gerçekten dünyaya örnek olabilecek niteliktedir.

YENİLİKLERİN ÖNCÜSÜ

Tüm mağazalarda tablet kullanımına geçip faaliyetlerini sıfır hata ile yürüten Doğtaş firması, oda planlama yazılımı ile mobilyayı almadan önce müşteriye odada nasıl duracağını gözünün önüne getirmekte. Gizli müşteri uygulamasıyla mağazalarını yıl içerisinde gizli müşteri denetiminden geçirmektedir. Kurumsal kimlik taşıyan şirket, bütünlüğün sağlanması, müşteri memnuniyeti ve hizmet anlayışı en üst düzeyde tutmaktadır.

ENERJİ ATILIMI

Doğan kardeşlerin hepsi vizyon sahibi. Hepsi ülkemiz için birbirinden kıymetli değerler. Sürekli istihdam yaratmak ülke ekonomisine katkıda bulunmak onların en önemli özellikleridir. Enerji, gıda ve turizm sektörlerinde de büyük bir atak içinde olan kardeşler, Türkiye’nin devleri arasındaki Doğanlar Yatırım Holdingi bünyesinde faaliyetlerinde başarılarına başarı katmaktadırlar. Altı kardeşin başarılarının sırrı “Aile Meclisi Anayasası”ndan kaynaklanmaktadır. Şirkette akraba çalıştırma koşullarından, ikinci kuşağa devretmek konusundaki prosedürlere kadar öncelikli çalışmalar yapılmaktadır. Başarmak için bir mucizeye ihtiyacınız yok, aslında bir mucize olduğunuzu hatırlamaya ihtiyacınız var. Siz bir mucizesiniz sevgili Davut, Adnan, İlhan, Şadan, İsmail ve Murat. Hepiniz birer mucizesiniz.

Yorum Yazın