1Yorum

Bir Ömre Sığmayan Başarılar

Yaşlı adam, başucundaki doktora: “Allah senden razı olsun evladım” dedi. “Benim için başka bir ülkeden gelmeni, yaşadığım sürece asla unutmam.”

Yatakta yatan kişi, büyük bir hastanenin başhekimiydi. Tedavisi ancak yurt dışında mümkün görülen hastalığı aniden arttığında, doktor arkadaşları onun böyle bir yolculuğa dayanamayacağını anlamış ve yaşama şansının düşüklüğüne rağmen ameliyatı üstlenmeye karar vermişlerdi. Fakat o konuda dünyanın sayılı uzmanlarından kabul edilen bu delikanlı, nerden duymuşsa duymuş, Hızır gibi yetişip onu kurtarmıştı.
Yaşlı adam, dünyaya sanki yeniden gelmişti. Genç doktorun o usta ellerini, bir baba şefkati ile kavrarken: “Ameliyat için beni bayılttığınızda her nedense gençlik yıllarına döndüm” dedi.
“Henüz genç bir asistanken, anne karnındaki bir bebeğin ayaklarından sakat olduğunu anlamış ve onu bu şekilde yaşatmaktansa, basit bir işlemle öldürmek istemiştim. Böylelikle sözde onu kurtaracaktım. Biraz sonra kalp atışlarını duyunca, bu cinayetten vazgeçip Allah’tan af diledim. Planlama bahanesiyle sapasağlam yavruları bile katleden canavarlara inat, o yavrunun yaşamasını istediğim için, Allah seni imdadıma koşturmuştur herhalde.”
Genç doktorun gözleri yaşarmıştı. Buna rağmen sakin bir hali vardı. Oturduğu yerden geri çekildi ve dizlerinden aşağısı “protez” bacaklarını göstererek: “Allah hiçbir iyiliği unutmaz!” dedi. “Kurtardığınız o çocuk bendim.”
Yaşamı boyunca pek çok insana iyilik yapan Niyazi Akdaş, Ankara’nın unutulmaz iş adamlarındandır.

PARLAK ÖĞRENCİLİK YILLARI

Henüz okul yıllarındayken bile geniş bir vizyona sahipti Niyazi Bey. Ortaokul ve liseyi TED Ankara Koleji’nde okuduktan sonra ODTÜ Metalurji Mühendisliği eğitimi aldı. ODTÜ’yü bitirdiği 1970 yılında Kaliforniya Üniversitesi’ne öğretim asistanı olarak kabul edildi. İhtisas çalışmalarını bu üniversitede tamamlayan Akdaş, daha sonra aynı üniversitenin araştırma bölümünde NASA ve ordu projelerinde araştırma başmühendisi olarak görev aldı.

AKDAŞ DÖKÜM’ÜN DOĞUŞU

1974 yılında Türkiye’ye döndükten kısa bir süre sonra Çinkur’da ergitme başmühendisi olarak çalışan Niyazi Bey, askerlik sonrası özel bir döküm fabrikasında fabrika müdürü olarak işe başlamış ve kısa süre sonra firmanın genel müdürü oldu.
1982 yılında kiralık bir sundurma altında yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Akdaş Döküm Sanayi ve Ticaret Şirketi’ni kurdu.
Akdaş Döküm bugün iki adet dökümhane ve iki adet talaşlı imalat fabrikasıyla 60 bin metrekare kapalı alanda üretimini sürdürmektedir.

BAŞKENTİN GURURU

240 ton sıvı maden ve 35 bin ton yıllık üretim kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük çelik döküm fabrikası olan Akdaş Döküm, Avrupa’nın ise ilk beş dökümhanesi arasındadır. Akdaş Döküm imalatının yüzde seksenini İsveç, Hollanda, Almanya, Fransa, Belçika, Danimarka, İngiltere, İspanya, İtalya, Romanya ve ABD’ye ihraç etmektedir. Çimento, inşaat ve madencilik, makine imalat, demir çelik, liman ve gemicilik, madencilik, otomotiv, enerji, gıda gibi sektörlere hizmet vermektedir.

Vazgeçilmez kalitesiyle tüm dünyanın gönlünde taht kuran Akdaş, artan müşteri talepleri ve imalatı karşılamak için sürekli yatırım yapmaktadır. “Ne yaparsan yap, en iyisini yap” sözü bir kez daha doğruluğunu kanıtlamaktadır. İşini mükemmel yapanların ayağına kadar talepler yağmaktadır.

İMDADA YETİŞTİ

2000 yılı ağustos ayında bütün dünyanın yakından ve heyecanla izlediği Rusların Kursk Denizi’nde batan denizaltının çıkarılabilmesi için en elzem 26 tane halat istikamet parçası gerektiğinde bu talebi dünyanın en kaliteli işlerinin adresi Akdaş yerine getirmiştir.

Türkiye’nin sanayi envanteri olması gerektiğini düşünen Niyazi Bey, yurt dışına sattığı parçaların dünyada birkaç ülkede el değiştirdikten sonra Türkiye’ye tekrar satılmasına çok üzülüyor. 31 yıllık şirketini başarıdan başarıya koşturan Akdaş, okuldan mezun olduğu gün kollarını açar ve “Allahım bana bir dökümhane nasip et” diye dua eder. 54 ülkeye ihracat yapan Niyazi Bey’in ideallerine kavuşmasındaki en büyük destekçisi zarif eşi Leyla Hanım’dır. ODTÜ mezunu mühendis oğlu Necdet ve Bilkent Üniversitesi İşletme bölümü mezunu kızı Ceyda da babaları gibi genç yaşta başarıyı yakalamıştır ve umut vaat etmektedirler.

ÇEVRECİ YATIRIMLAR

2006 yılında ortakları Ali Kantur ve Çetin Çelik ile birlikte kurdukları ITC şirketi ile Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden Katı Atık Değerlendirmesi projesini aldılar ve Ankara’yı modern ve dünyada nadir bulunan evsel atık ve yönetim tesisine kavuşturdular.
Daha sonra diğer belediyelere örnek olan bu tesis çöp kokularından kurtardığı Ankaralıların çok hayır duasını aldı. Ayrıca seralarında yetişen sebzeler insan isteyince neler olmaz dedirtiyor.

SOSYAL SORUMLULUK

Niyazi Akdaş, TED Ankara Koleji’nin Mezunlar Derneği, Spor Kulübü ve Vakfı’nda yönetim kurulu üyeliklerinde bulunmuş ve ülkemizin bu güzide okulunun vakıf başkanlığını yapmıştır. Bu görevi sırasında dünyada eşi bulunmayan modern bir yerleşke inşa ettirdi ve okulu bu yerleşkeye taşıyarak öğretime açtı.
1999-2007 yılları arasında Avrupa’da çalışan 3500 işçinin birikimleri ile 1967’de kurulan ve bugün 3000 kişinin üzerinde işçi çalıştıran bir holdingin ve bu holdinge bağlı dört fabrikanın yönetim kurulu başkan yardımcılığı ve murahhas üyeliği görevlerini yürüttü.
Ankara Sanayi Odası Başkan Vekilliğinden, Avrupa Odalar Birliği, Balkan Odalar Birliği, Avrupa Karma İstişare Komisyonu gibi Türk iş dünyasını temsil görevlerinde bulundu.
Niyazi Akdaş, TSE Başkan Vekilliği sırasında 34 Avrupa ülkesinin kalite teşkilatlarının üye olduğu ve merkezi Brüksel’de olan, Avrupa Kalite Teşkilatı’nın 2002 Genel Kurulu’nda Yönetim Kurulu Başkan Vekili seçildi. 2004, 2006, 2008 Genel Kurulları’nda bu göreve tekrar seçildi. Ayrıca 2006 yılında Antwerp’te gerçekleştirilen Genel Kurul’da, Avrupa Kalite Teşkilatı’na yaptığı katkılarından dolayı Avrupa Kalite Harekatı’nın öncüsü olan George Borel adına her yıl bir kişiye verilen madalya ile ödüllendirildi.
Sayısız ödüllere sahip Niyazi Bey’in 34 yıllık çalışma hayatındaki başarıları bu sayfalara sığmaz.
Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez. Biz sadece kanatları aralayabildik.

Yorum Yazın