0Yorum

Başkent'te Yaprak Dökümü

Sonbahar olmadan yaprak dökülür mü? Ben hep eylül, ekim, kasım ayları olarak bilirdim. Ama bu yıl başkentin önemli simaları birer birer aramızdan ayrıldılar.

Hayatını insanlığa, gençliğe, okuma hevesindeki çocuklara adamış Şükran Atakul hanımefendinin ani vefatı çok üzdü bizi. Amansız hastalıklar yakalayınca insanı, koparıp alıveriyor bu dünyadan.

“Eğitim için neler yapabiliriz” toplantıları Trilye’de gerçekleşirdi hep. O bir iyilik meleğiydi adeta görevlendirilmiş. Yalın yaşamı, mütevazı tavrı son nefesine kadar sürdü. Tüm servetini TEV’e bağışladı Şükran Hanım. Okuttuğu gençler, dokunduğu herkes ve başkent sizi asla unutmayacak!

ÖLÜM YAKIŞMADI TAKİ’YE

Nev-i şahsına münhasır bir gazeteciydi Taki Doğan. Her hafta sonu Milliyet Ankara’daki yazılarımı okur, spotlarla ilgili yorum yapardı. Yaramaz çocuklar gibiydi. Bir zamanlar “Ankara Kokteyl” programında ekranlara kilitlerdi hepimizi.

Çin’den Amerika’ya kadar pek çok seyahatim oldu Taki Doğan’la. Kameraman yanından hiç eksik olmazdı. Yolda yürürken, restoranda yemek yerken hemen bir haber yakalayıverirdi. Korkusuzca soruları sorardı anında. Gelebilecek tepkileri düşünmeden balıklama dalardı Taki. Kemal Derviş’in üçlü yönetim (Troyka) kararını verdiği gece, Trilye’nin eski yerindeki kayısı ağacının altında cep telefonundan yaptığı canlı yayın habercilikte bomba etkisi yaratmıştı.

Çin’in Uygur bölgesinde çektiği görüntüler, sorduğu sorular cesaretinin en önemli göstergesiydi. Haber nerede ise Taki Doğan orada idi!

Merhum Ufuk Güldemir’in Amerika’daki son günlerinde gece yarısı kendisini arayıp vasiyetlerini dinlerken zor anlar yaşadı. Konuşmaları biter bitmez hüngür hüngür ağladı yanımda. Çok duygusal bir yapısı vardı.

En son Antalya’da Resort Otel Kongresi’nde Taki’yi dingin bir şekilde görünce çok sevinmiştim. Çünkü sağlığına dikkat etmediğini ve rahatsızlıklarını biliyordum. Vefatı büyük şoka uğrattı hepimizi sağlıklı görüntüsünden sonra…

ZÜLFİKAR AİLESİNİN ACISI

Yüreğimizi burkan ani vefatı ile çok üzdü bizi Songül Zülfikar. Uzun yıllardır tanıdığım sevgili Ferruh Temel Zülfikar’ın ablası olan Songül Hanım, örnek bir iş kadınıydı. Mesai saatleri yoktu, hep işinin başındaydı. Sporunu da hiç eksik etmezdi. Ankara’nın örnek iş kadını Songül Hanım, şehrin ekonomisine büyük katkıları olan, yardımsever ve çok mütevazı bir kişilikti.

YEKTA GÜNGÖR’ÜN ZOR GÜNÜ

Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden’in eşi Fatma Necla Hanım çok hanımefendi, saygıdeğer bir insandı. Herkesin çok sevdiği müthiş bir kişilikti. Mekanı cennet olsun…

Ankara’nın tanıdık simalarından Quick Dry Kuru Temizleme firmasının sahibi Ruhi Yetik, çok değerli bir iş insanıydı. Sevgili arkadaşım Levent Süsoy’un yakın dostuydu. Yakalandığı amansız hastalığın evresini bana söylediğinde kulağım telefondaydı artık. Ama vefatından birkaç gün sonra öğrendim maalesef. Neşe dolu, sohbetlerinden herkesin keyif aldığı Ruhi Bey’in vedası başkentteki yaprak dökümlerinden biriydi.

Siyah Beyaz Bar ve Sanat Galerisi’nin sahibi Fulya Sade’nin annesi Ülkü Akıncı tam bir balık severdi. O kadar çok Trilye anısı vardı ki anlatmakla bitmez. Trilye ailesi olarak çok özleyeceğiz… 

BURAK İNCİOĞLU’NUN ERKEN VEDASI

ING Emeklilik acenta sahibi Mehmet Gündoğdu’nun babası Selahattin Bey’in vefat haberini veren dostum Alper Alpsökmen, akabinde 1974 doğumlu iş insanı Burak İncioğlu’nun gece halı saha maçından çıktıktan sonra evine giderken direksiyon başında hayatını kaybettiğini söyleyince büyük şok yaşadım.

Şehrin dinamikleri olan insanların gözümün önünden film şeridi gibi geçip gitmesini izlemek gerçekten zor geliyor. Ama ne yapalım yaşam döngüsü böyle bir şey.

Bırakıp gittiniz bizi,

Sizi unuttuk sanmayın,

Zaman her şeyi affeder belki ama,

Unutulmayı asla…

Sizleri hiçbir zaman unutmayacağız…

Yorum Yazın