0Yorum

Ankara’nın Cesur Girişimcileri

Japonlar taze balığı hep sevmişler fakat Japonya sahillerinde bol balık tutmak mümkün olmadığı için balıkçılar büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılmışlar. Balık için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de çok vakit alır olmuş ve dönüş bir iki günden daha fazla olursa tutulan balıkların tazeliği kaybolurmuş. Japonlar tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini sevmedikleri için balıkçı teknelerine soğuk hava depoları kurdurmuşlar. Böylece istedikleri kadar uzağa gidip tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabilme imkânına kavuşmuşlar. Ancak Japon halkı taze balık ile donmuş balığın lezzet farkını hissedebiliyor ve donmuş balığa fazla para ödemek istemiyorlarmış. Balıkçılar bu defa teknelerine balık akvaryumları yaptırmışlar. Balıklar içeride biraz sıkışacaklarmış hatta birbirlerine çarpa çarpa biraz aptallaşacaklarmış ama yine de canlı kalabileceklermiş. Japon halkı canlı olmasına rağmen bu balıkların da lezzet farkını anlayabiliyorlarmış. Hareketsiz, uyuşmuş vaziyette günlerce yol gelen balığın canlı, diri, hareketli, taze balığa göre lezzeti yine de etkilenmiş. Bunun üzerine Japonlar balıkları yine teknelerindeki akvaryumlarında tutmuşlar, ancak içine küçük bir de köpek balığı atmışlar. Bir miktar balık köpek balığı tarafından yutulmuş ama geride kalanlar son derece hareketli ve taze kalabilmişler. Gürcan Bulat Ankara’nın yetiştirdiği, vizyon sahibi, çok değerli iş adamlarından biridir. Çukurova Grubu’nda uzun yıllar yöneticilik yaptıktan sonra kendi isteğiyle ayrılıp dış ticaret şirketi kuran Bulat, Ankara sevgisiyle yanıp tutuşan, Ankara için elinden gelen her şeyi yapma arzusunda bir yapıya sahiptir.

GİRİŞİMCİ RUHA SAHİP

TED Ankara Koleji ve Mülkiye mezunu olan Gürcan Bey çok çalışkan, yaptığı işi en iyi yapmaya çalışan, sıra dışı bir kişiliğe sahiptir. TOBB Otomotiv Sanayi Meclisi üyeliği, DPT 7, 8 ve 9. Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu üyeliği gibi görevlerde bulunmuş ve çok güzel hizmetlere imza atmıştır.

AİLECE BALIKÇI

Trilye’nin açıldığı günden beri haftanın muayyen günlerinde balık ve deniz ürünleri için ailesiyle bir araya gelen Gürcan Bey iyi bir gurmedir. Yediği her üründe seçicidir. Arkadaşlarıyla buluştuğu iş yemeklerinde de deniz ürünleri ve balığı tercih eder. Çok kalıcı dostlukları, menfaat ilişkilerine dayanmayan güzel arkadaşlıkları vardır. Sosyal sorumluluklar çerçevesinde çevresindeki herkese yardımcı olmayı sever.

TÜRKİYE’Yİ AURORA’YLA TANIŞTIRDI

Yıllar önce Londra’da ünlü bir mağazada yabancıların titizlikle seçtiği rengârenk işlemeli özel kalemleri görünce birazcık ilgilenmiştim. Başka bir mutluluk alanı mıydı neydi, neden bu ilgi diye merak edip araştırmaya başladım. İtalyanların Torino’da doğup 100 yılı aşkın süredir başarıyla faaliyetlerini sürdürdüğü Aurora kalem markası, İtalyanca “şafak” anlamına geliyor. İlk İtalyan dolma kalemi olarak 1919 yılında imal edilen Aurora, 1. Dünya Savaşı’nın üzerinde bıraktığı izleri silme ve yaralarını sarma yolunda büyük ümitler taşınan Torino’da umut ve yeniden doğma mesajı vermiştir. Değerli taşlar ile altını mürekkeple buluşturan Aurora zarafet ve sanatın buluştuğu sakin bir aksesuar olarak Ankara’ya da renk katmıştır.

ZEVKLERİN YOLCULUĞU

Gürcan Bulat kibar, seçici ve son derece zevk sahibi bir kişiliğe sahiptir. Saate ve kaleme olan tutkusu gençlik yıllarında başlamıştır. Eşi Banu Hanım ve kızı Deniz, Gürcan Bey’in en büyük destekçileridir. Aurora ile Gürcan Bey’in ilk tanışması 18 yıl önce Banu Hanım’ın Amerika’dan getirdiği kalemle başladı. Hayranlık ve tutkuya dönüşen Aurora ile ticari ilişki başlayıp bir asırlık markanın Türkiye distribütörlüğünün alınıp Kentpark’ta açılmasına kadar varmıştır.

ANKARA TUTKUNU

Ankara sevgisi Gürcan Bey’in ve Bulat ailesinin yüreğinde filizlenen bir çiçek gibidir. O nedenle Ankara’da istihdam yaratmak, sosyal sorumluluk projelerine katkıda bulunmak öncelikli işleri arasındadır Gürcan Bey’in. O, güzel yaşama sanatını en iyi icra edenlerdendir. Birçok insan matematiğin yasalarını bilir ve güzel sanatların birçoğunda da beceri sahibidir. Fakat çoğu insan yaşamı yöneten yasalarla yaşama sanatı denilen o güç sanat hakkında az şey bilir. Bir insan bir uçak yapabilir ve onunla bütün dünyayı baştanbaşa dolaşabilir. Fakat nasıl mutlu ve başarılı, memnun olunacağını öğreten o basit sanatın tamamıyla cahilidir. Sanatları öğrenirken listenin en başına yaşama sanatını koymayı unutmamak gerekir. Bazen hoş bir kol düğmesi, şık bir saat, parmaklar arasında kolay kayabilen bir dolma kalem yaşama sanatının en ince ruhunu oluşturabilir. Ufak tefek mutluluklar, büyük dağlar yaratabilir. Gürcan Bey’i hep mutlu, hayata bağlı, yaşamla, kendisiyle herkesle barışık gördüm. Hiç şikâyetçi değildir halinden. Akıllı kimdir? Herkesten öğrenen. Kuvvetli kimdir? Hırslarını yenen. Zengin kimdir? Halinden memnun olan. Bu pazar mutluluk baloncuklarının havada uçuşup herkese konması ve herkesin halinden memnun olması dileğiyle.

Yorum Yazın