0Yorum

Urla'da Hiç Lokanta

Urla deyince uzak geçmişi imgeleyen belleğim devreye giriveriyor hemen. 1976 – 1980 yılları arası yaz aylarında Urla iskelesi Menteş bölgesinde konuşlanan Kara Harp Okulu öğrencilerinin kampındaki tertemiz deniz, koylarda gizlice yakaladığım balıklar, ayak basmamış tepelerden topladığım kekikler...

Son yıllarda bu güzelim doğanın verdiği nadide ürünler bölgede kaliteli restoranların açılmasında aktif rol oynadılar. Bunlardan birisi Urla’nın gözbebeği Hiç Lokanta...  

Öğle saatlerinde ziyaret ettiğim mekan, kapıdan girişte insanı büyülüyor. Konuklara çok önem verildiği, göz zevkinin, yaratıcılığın, özgün olmanın bu denli yansıdığı lokanta sıradışı. Müşteriye duyulan saygı masalardan, tuvaletlerdeki özene kadar her bölümde kendini gösteriyor.  

Restoran Müdürü Halil Yağmur Çakmak, son derece ilgili, kibar, misafirlere kendi evinde hissettiriyor. Yabancı turistler, İstanbul, Ankara ve Anadolu’nun pek çok kentinden gelen müşteriler var. Damak tadına önem veren ve değişik tatlar peşinde olanlar Hiç Lokanta’nın görkemli kapısından içeri giriyor.

YARATICI ŞEF

Mekanın sahibi Duygu Özerson Elakdar ile zaman zaman gastronomi etkinliklerinde karşılaşıyorum. İşini çok seviyor, 60 bin zeytin ağacı var. Restoranda yediğiniz ürünlerin çoğu kendi üretimleri. İncili Gastronomi Rehberi ödül töreninde dört inci alınca çok heyecanlı ve mutluydu. Eşi Taha Elakdar, ünlü bir mimar. Özgün tasarım ile farklılık yaratmış Hiç Lokanta’da. 160 yıllık tarihi taş bina, modern bir mimari anlayışla ve titiz bir restorasyon sonucu Urla’ya kazandırılmış büyük bir emek ürünü.   

Şef Ekin Can Kün bilgili, araştırmacı, mutfakta harikalar yaratıyor. Çiğ kereviz spagetti ile başlangıç yaptığım yemekte hardal otu pesto eşliğinde isli karpuz turbu salamı çok lezzetliydi. Kaliteli zeytinyağı yemeklerin çehresini değiştiriyor, soslar çok ilginç ve oldukça başarılı.

RAFİNE TATLAR

Pancar ketçabı, isli hardal, yaban mersini peyniri, vegan ayçekirdeği peyniri inovasyonda çıta atlamış. Yeşil zeytin tartar ve mısır cipsi ile sunulan ızgara sübye lezzetli bir yemekti. Kendilerinin imalatı mısır cipsi bir harika. Üçüncü yemeğim olan  kokoreçi tamamen kendileri yapıyorlar, sunum cezbedici. Uzun pişmiş keçiyi mutlaka deneyin. Olgun yaştaki erkek keçi kullanılmış. Kuzu tandır gibi ama müthiş bir lezzet. Fermente koruk kullanıyorlar ve fırında yapıyorlar.  

Mevsime göre ürün çeşitliliği ile uyumlu menü, ilkelere sadık bir yaratıcılık, sürdürülebilirliğe inanmışlık, insana ve doğaya saygı, geleceğe yatırım... Hiç Lokanta size nefes aldırır, yolunuz Urla’ya düşerse mutlaka denemelisiniz.

Yorum Yazın