0Yorum

Güzel Günler Göreceğiz

Ünlü psikiyatr Viktor Frankl, bir kitabında:

“Nazi kamplarında iki yol sunmuşlardı bize: Ya tamamıyla teslim olup kendi benzerlerimize zulmetmek ya da direnmeyi göze alıp iyi insanlar olarak devam etmek. Bu kamplarda hayata anlam ile tutunan insanlar ayakta kaldı. Ama umudunu yitirenlerin, kendilerini o totaliter aygıtın pençesinde zavallı varlıklar olarak gören kişilerin çoğu öldü. Tünelin sonunda her zaman ışık vardır, hayata bağlanın,” diyor.

Eşini, annesini ve babasını Nazi kamplarında kaybeden Frankl, hayattan hiçbir zaman kopmadı.

MİDENİZ SİZİ AFFETMEZ

Yurt dışında yerleşmek niyetinde olanlara şöyle söylüyorum: Milyar dolarlarınız bile olsa elin vatanında ikinci sınıf vatandaştan öteye gidemezsiniz. Vatan kavramını orada anlar, anneannenizin menemenini çok özlersiniz. Çünkü oralarda buram buram kokan Kösedere domatesi yok. Kastamonu sarımsağı, Kayseri pastırması, Trabzon tereyağı, İspir fasulyesi, Meriç pirinci ve sayfalarca yazabileceğim Anadolu ürünleri… Yediğiniz şaşalı yemekler bir süre sonra Anadolu 'aş'ını özletecektir.

ÜRETİMDEN DOĞAN SEVİNÇ

Konya ovasından küçük, 102 milyar dolar tarım ürünü ihraç eden Hollanda’nın geçen hafta yaptıklarını gördükçe yüreğim yaralandı. Şimdi kucaklaşmanın tam zamanı!

Ülkeyi zenginleştirmenin yolu üretimden geçer. Genç bir emekli ordusu var. Hemen yarın buluşup arkadaşlarla küçük sermaye ile ceviz, badem, nar ekin. İnanın ömrünüz uzayacak ve ürettiğiniz için mutlu olacaksınız. Türkiye coğrafyası dünyanın en verimli topraklarını içinde barındırıyor, bu şansı değerlendirmeliyiz. Balıktan, hayvancılığa, peynircilikten, arıcılığa ülkede üretim seferberliği yapmak, çok büyük hayalperestlik midir? Verimli Anadolu topraklarına, Mezopotamya’ya, Ege’ye, Karadeniz’e, Akdeniz’e, Marmara’ya bakınca hiç değil!

Güzel günler göreceğiz çocuklar. Şimdi kafalarımızı kuma gömmenin zamanı değil, Anadolu topraklarını şahlandırma, denizlerimizi akvaryum yapma zamanı.  

Yorum Yazın