Meze ve Künefenin Başkenti Hatay

Hatay’a yakınlığımı arttıran neden, lezzetli yemekleri kadar insanlarının sıcaklığıdır. Sadece konuklarıyla değil, birbirleriyle de samimi dostluk ilişkileri içinde yaşayan Hataylıların medeniyetleri buluşturduğunu şehre adım attığınızda hissediyorsunuz.

2008 yılında Moskova’da Kremlin Sarayı’nda Hataylı bir baba olan Mehmet Selim Kara’nın oğlu Ayhan Kara’nın üç yıl ard arda ulaştırma dalında yılın işadamı seçildiği törende bulunduğumda madalyayı boynuna takarken ceketinde de Kore gazisi madalyası parlıyordu. Belki de Kremlin tarihinde bir ilk gerçekleşti! O günden beri Hatay’a gitme arzumu geçen hafta yerine getirebildim.

BARIŞÇIL KENT

Hatay’ın 120 kişilik korosunda Türk, Kürt, Ermeni, Alevi, Sünni, Ortodoks, Katolik, Musevi vatandaşlarımız bulunuyor. Kentte solunan müşterek hava da sofralarda paylaşılan yiyeceklerin lezzetini arttırıyor.

Harbiye’de Hidro, ördeklerin yüzdüğü kanalın yanında bir zamanlar tavuğu ile ünlenmiş bir mekan. Muhammara babagannuş ve zengin en popüler mezeleri. 

SAMANDAĞ’IN CAZİBESİ

Dünyanın en uzun sahillerinden birine sahip, manzarasıyla doğal yaşamı ile emsalsiz bir kent Hatay. Rusya’da ödüllere doymayan Ayhan Kara, memleketine dönüp hizmet etmeye karar vermiş. Samandağ’da öyle bir proje yapmış ki dünyada görülmesi gerekenler listesine girecek kadar ilginç. Papazın eski evini alıp restore etmiş. Bahçenin ferforjelerinde Vivaldi’nin ‘Dört Mevsim’ eserinin notaları var. Muz ağaçlarından, defneye kadar ağaçlar içine gömülüp koyu izleyebiliyorsunuz. Ama bu cennet köşesi anlatmakla tasvir edilemez. Kardeşi Sibel Kara Keskin, kaybolan ipekböceği üretimini canlandırmış. İskenderun’daki mağazasını gezerken kendimi İtalya’da Como Gölünün yanındaki ipek dükkanlarında hissettim.

YELKEN KULÜBÜNDE BALIK

İskenderun’da denizin üzerinde taze karides, kalamarı, gümüş ve barbunya balığı üzerine de Petek Pastanesi’nin künefesi lezzete tavan yaptırmaya yetiyor. Mezeler yine lezzetli. Hatay meze ve künefe kenti adeta.

Sabah kahvaltısı ayrı bir seremoni. Ekmeği zeytinyağına batırmadan önce zahtere banmayı unutmayın. Kahvaltı sonrası Soğukoluk’ta bir kahve molası ruhunuzun ve gözlerinizin dinlenmesine ilaç olacaktır. Dönüş yolunda böğürtlen görürseniz aracınızı durdurup çocukluğunuzun lezzetine uzatın ellerinizi.

Tadı damağımda kaldı ama yine gideceğim Hatay’a.

Yorum Yazın