Deniz Ürünleri Diyarı Madrid

İki ay önce Madrid’e biletimi aldığım günlerde Katalonya krizi ve olaylar baş göstermişti. Ama gidiş kararımı etkilemedi. Son yıllarda canlılığı sürekli artan ve yaşayan şehirlerin başında geliyor Madrid. Bizdeki görünümün aksine kebapçı bolluğu yerine deniz ürünleri restoranları çok yaygın. Deniz ürünlü tapaslar, kalamarlı sandviçler…

O’PAZO FARKLI

Dışarıda yemek yeme alışkanlıklarının yoğun olduğu ülkelere hep gıpta ile bakıyorum. Bazıları evlerindeki mutfakları bile kapatmış. O’Pazo’da öğle yemeği için rezervasyon yaptırmıştım. Patronun güler yüzle karşılamasıyla masama oturdum ve kendisiyle sohbete başladık. Heyecanı hiç tükenmemiş.

İlk müşteri olunca biraz tereddüt yaşadım ama yarım saat sonra restoran doldu. Yıllar önce Londra’daki dünyanın en iyi restoranı seçilen Fat Duck’a gittiğimde de aynı şoku yaşamıştım. Dört duvar arası bir yer, duvarlarda tablo bile yoktu. Ama tek yol lezzet konusu hakimdi. Estetik tatmin lezzet ile birleşince başarı kaçınılmaz oluyor. Denizden babam çıksa yerim tabiri burası için geçerli. Kuver olarak masaya gelen deniz salyangozları, çocukluğumda süs olarak topladığım günlere götürdü beni. Kaynar suda 30 saniye haşlanıp sıcak olarak masaya getirilen salyangozlar çok lezzetliydi. Deniz kulağı, kerevit ne ararsanız var. Getaria’daki Elkano mu yoksa Madrid’deki O’Pazo mu ikilemine düştüm. Bu seyahatimde O’Pazo biraz ağır bastı. Bütün olarak sunulan olta kalamarı, Galiçya ahtapotu ve karides hem taze hem olağanüstü lezzetteydi. Karidesli pilav, ızgara mercan nirvanaya yolculuk yaptırdı adeta. 

BİTMEYEN KUYRUKLAR

1860 yılından beri faaliyet gösteren Casa Labra’da 1 saat kuyrukta bekleyip patatesli, peynirli kroket ve morina pane denemek, peçetelerin yerlere atıldığını görüp, ayakta bir köşeye sıkışıp yemek yemek bir defalık deneyim için çekilir!

Bir başka yemek kuyruğu ise rezervasyonsuz gidilen Casa Mingo’da vardı. Ayaklarım şişti, dışarıda tam 70 dakika bekledim. Çünkü köy tavuğunun tadını özlemiştim. Ana yemek öncesi sunulan sucuk ve soğanlı omlet de buraya insanları çekmeye yeterli.

Dört saatte bitmeyecek bir başka kuyruk gözüme çarptı. Yaklaşan yılbaşı loteria bileti almak için İspanya’nın Nimet Abla’sı sayılan Dona Monalita isimli uğurlu (!) büfenin önünde bitmeyen bir kuyruk vardı. Umut dünyası ne milliyet ne de ülke tanıyor!

Yorum Yazın