0Yorum

Uzun Soluklu Sanatçılar

Anadolu’da şirin bir köyde özgürlüğüne düşkün bir genç ile bir ağa yaşıyormuş. Gencin öyle bir atı varmış ki dillere destanmış. Bütün yarışlarda ağanın atları dahil bütün atları geride bırakıyormuş. Fakat genç adam bir türlü atını satmaya yanaşmıyor ve ağa bu atın hasretiyle günden güne eriyormuş. Ağanın en zeki adamlarından birisi ağaya: “Ağam kendini üzme, akşama o atı ağılda bil” demiş. Adam her akşam köye döndüğü yolun kenarına yüzü koyun uzanmış ve delikanlı yaklaşınca da “Ah, karnım ölüyorum” diye inlemeye başlamış. Genç adam atından indiği gibi adamın yanına gitmiş, onu usulca yerden kaldırarak atına bindirmiş. Sarsılmasın diye de kendisi atın yularından iple tutarak yürümeye başlamış. Birkaç dakika sonra hilekar adam, atın ipini yularından çözmüş ve at ile hızla uzaklaşmaya başlamış. Atının ipleri elinde kalan delikanlı, giden atlıya bağırmış: “Bir dakika bekle, bir şey söyleyeceğim. Sakın atı bu şekilde elde ettiğini kimseye söyleme!” Adam gülerek, “Neden? Enayi olduğun ortaya çıkmasın diye mi?” demiş. Delikanlı üzgün bir şekilde devam etmiş, “Hayır onunla ilgisi yok. Fakat sen bu olayı herkese anlatırsan, bir daha hiç kimse yol kenarında rahatsızlanan ve gerçekten yardıma ihtiyacı olan insanlara durarak yardım etmez. Bu insan senin kardeşin bile olsa. Yani sen bu olayı anlatarak insanların içinde olan iyilik yapma arzusunu yok edebilirsin.” Bu sözlerden bir hayli etkilenen at hırsızı, özür dileyerek atı geri getirmiş ve: “Asıl sen bu olaydan hiç kimseye bahsetme ne olur” demiş. Havada siyah bulutların gezdiği, Ankara’nın sessizliğe büründüğü bir öğleden sonra birdenbire Nükhet Duru belirdi restoranda. Anında negatif yüklü elektrikler yok olmuş, ortamın havası değişivermişti. Güler yüzüyle, canlılığıyla hepimizin odak noktası oluverdi.

SEVGİ ve ENERJİ DOLU

İnsanların birbirine güveni kalmadığı, herkesin birbirinin kuyusunu kazdığı, acımasızca katliamların yapıldığı ve tadımızın tuzumuzun kaçtığı bir dönemde Nükhet Hanım’la birkaç saat sohbet etmek, onun sevgi dolu yüreğinin sesinden kulaklarımıza güzellikler yönlendirmek ruhumuzu ferahlattı. Bu arada da beni evimden, sevdiklerimden ayıran ayrılık yıllarına ve o yılların dilimden düşmeyen şarkılarına götürdü. Henüz annemle birlikteliğe doyamadığım ortaokuldan sonra gittiğim Kuleli Askeri Lisesi yıllarında “Dört Yapraklı Yonca” dediğimiz (Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Nükhet Duru, Nilüfer) gruptaki yoncanın bir parçasıydı Nükhet Duru.

ANKARA’DA YAŞADI

11-12 yaşlarında Ankara’da öğrenim hayatını sürdüren Nükhet Duru’nun müziğe eğilimi çok küçükken başlamış. Okulda şarkılar söylerken onu dinlemeyip derse girmeyi tercih eden kızlarla kavga edermiş. Çocukluk hayatında başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiş. Alarko’nun kurulumunda görev alan mühendisi Kemal Bey’in kızına çektirmediği kalmamış. Anne babanın ayrılması, babanın ihmalleri neler çektirmiş neler Nükhet Hanım’a. Ama tüm zorlukları yenip başarıdan başarıya koşmak, zirvede olmak, hep zirvede yıldız olarak tutunmak ancak özelliği olan, çok çalışkan insanlara mahsus bir haslettir.

SÜREKLİ BAŞARI

1970’lerde, 1980’lerde, 1990’larda, 2000’li yıllarda hep adından bahsettirdi Nükhet Duru. Bugünlere kadar çok sayıda albüme imza atan, pek çok klasikleşmiş şarkı seslendiren müzik sanatçısı Nükhet Duru, Türk Pop Müziğinin efsane ismi olmayı başarmıştır. Sesinin rengi, tonu ve yorumu solo çalışmalar yapmasını sağladı Nükhet Duru’ya. 1975 yılında geniş dinleyici kitlesine ulaştı. “Beni Benimle Bırak – Gerisi Vız Gelir” adlı 45’liğiyle ilk altın plağını kazanan Duru, ilk albümü “Bir Nefes Gibi”yi 1977 yılında çıkardı. O yıl “En İyi Yorumcu” ve “Yılın En Başarılı Kadın Solisti” ödüllerini aldı.

GÜNEY KORE’DE BİRİNCİ

Hep iyi ve güzel haberler getirdi hanemize Nükhet Duru. Uluslararası başarılara da imza attı. Moral kaynağımız oldu. 1978 yılında Güney Kore’de Seoul’de düzenlenen şarkı yarışmasına Modern Folk Üçlüsü ile birlikte katıldı. Bu yarışmada birinci oldu. 1980’li yıllarda Türk Sanat Müziği eserlerini yorumlamaya başladı. Sahnelerde assolist olarak kendini gösterdi. Ama o her zaman pop müziğine yakın oldu. Pop müziğinde sesi ve yorumuyla fark yaratan efsane isim Nükhet Duru albüm, televizyon programı, müzikal, sinema filmi, dizi film haricinde kariyeri süresince seslendirdiği şarkı, gerçekleştirdiği binlerce konserle Türkiye’nin en uzun soluklu isimlerinden oldu. Yaptığı her çalışmada başarılı oldu. “Allah vermiş bir ses, gerisini kendin seç” diyerek birden fazla müzikal ve kabarede de yer aldı. Haldun Dormen’den Suna Pekuysal’a, Sezen Aksu’dan Nilgün Belgün’e kadar pek çok ünlü isimle gerçekleştirdiği gösterilere imza attı.

ANNESİ İLE ANILAR

Eşim Mahmure ile Nükhet Duru’nun annesi bir yurtdışı seyahatinde birlikte dolaştılar. Daha sonra Mahmure’yi evinde ağırlayan Güzin Hanım’ın güzelliği Zsa Zsa Gabor’a benzetilirdi. Güzin Hanım’ın kızına hayranlığı ve sevgisi doruk noktadaydı. Annesini kaybettikten sonra Nükhet Hanım’ın özlemi günden güne arttı. Nükhet Duru annesiyle saatler süren keyifli yemeklerde onun nasıl ciddi, görgülü bir kadın olduğunu gözleri dolarak anlattı. “Mahmure” şarkısını da çok seven Güzin Hanım donanımlı, kültürlü bir hanımefendiydi. Ankara’yı çok seven Nükhet Duru’nun hayatında en önem verdiği kişi ise oğlu Cem. Yakından tanıdığınızda bunca zorlu yıla nasıl meydan okuyup hala kendisini sevdiren, özleten Nükhet Duru’nun güzelliği ise nedense yıllar geçtikçe daha da artıyor. İsterseniz bugün onun şarkıları ile de bir nostalji yaşayın. Yıldız olmak çok zordur, sürekli yıldız kalmak daha da zordur. Nükhet Duru’nun hep yıldız kalması dileğiyle.

Yorum Yazın