0Yorum

Pupa Yelken’e Veda

Geçtiğimiz hafta aramızdan ayrılan Sadun Boro denizleri buruk bıraktı. Denizler beni çağırıyor diye çıktığı dünya turu ile çocukluk yıllarımızda denizcilikle ilgisi olmayanlara bile denizcilik tohumları aşılayan Sadun Boro sayesinde uçsuz bucaksız denizler alemi ile ilgili pek çok şey öğrendik.
Öldüğü güne kadar denizlerdeki kirlilik konularına ve doğaya yönelik tahribatlara karşı büyük mücadele veren Sadun Boro ile 29 Ocak tarihinde Çevre Bakanı’na denizin sıkıntılarını iletmek üzere geldiği Ankara’da son kez görüşmüştük.

İLK TOHUMLAR ÇOCUKLUKTAN

Henüz okula başlamadığı yıllarda Erenköy’deki evinden annesinden habersiz denize kaçan ve dönüşte dayak yiyen Sadun Boro, denizin ilk çekici cazibesini o yıllarda keşfetti.
İlkokul sıralarında altı arkadaş üçer lira verip, bir sandal alıp, yaz sonunu bulmadan parçalanan sandalın hevesi ortaokula geçtiği yıl yine evden habersiz bütün yıl biriktirdiği harçlıklarla sahip olduğu sandalla devam etti ve bununla iki yaz geçirdi, hem de yatak çarşafından yelken yapıp Caddebostan kıyılarında volta atardı.

DENEYİMLERİNİ AKTARDI

Açık denizde en büyük tehlikelerin başında fırtınanın gelmediğini, denize düşmenin ve yangının çok daha vahim sonuçlar doğuracağını anlatan Boro, durgun havada bile insanın ayağının kayıp denize düşebileceğini, kamaradakilerin ruhunun bile duymayacağını, karanlıkta ise kurtulma şansının olmayacağını, zaten bir köpek balığının tadınıza bakma olasılığının da çok yüksek olacağını söylerdi.


MUZURLUĞU SEVERDİ

“Dünyaya bir daha gelişte ne isterdiniz?” diye sorulduğunda “Polinezya Adaları’na bekâr olarak gelmek isterim” derdi. Monrea Adası’nda denize dalan güzel bir kızın fotoğrafını çekip altına da “Lagun’da bir balık” diye yazıp kitabına koyardı Sadun Boro.
Ahtapot tutkunu olan Boro, “En iyi ahtapotu elde etmek için yere dizip üzerine kayınvalidenizin fotoğrafını koyun ve kalın bir sopayla en az 40 kez dövün, ne kadar çok sopa o kadar çok lezzet” diyerek herkesi kırıp geçirirdi.
Bu yaz Bodrum’a davet etmişti, Sadun Boro usulü ahtapot pişirip bana tattırmak istiyordu. Olmadı! Bırakıp gitti bizi! Denizde tekneyle taşınan cenazesinde sevenleri onu son yolculuğunda yalnız bırakmadı.
“Denizler beni çağırıyor ama bu kez son yolculuğuma” der gibi ayrıldı aramızdan. Denizler sensiz yaşamaya biraz zor alışacak!

 

Yorum Yazın