0Yorum

Duruşuyla Güven Verenler

Yolun kenarında yaşayan ve hamburger satan adam zor işitiyordu, bu yüzden radyoya sahip değildi. Gözleri bozuktu, bu yüzden gazete okumazdı. Ama işini çok iyi yapardı, iyi hamburgerler satardı. Yolun kenarında durup bağırırdı: “Bir hamburger alır mıydınız bayım?” Ve insanlar onun hamburgerlerini alırlardı. Ticaretini yürütmek için daha büyük bir fırın aldı. Sonunda oğlu, ona yardımcı olmak için üniversiteden geldi. Ama sonra bir şey oldu. “Baba, radyoyu dinlemiyor muydun?” dedi oğlu, “Gazeteyi okumuyor muydun? Büyük bir ekonomik kriz yaşanıyor. Avrupa’nın durumu felaket. Bizim ülkenin durumu ise daha kötü.” Bunun üzerine adam düşündü, “Eh oğlum üniversiteye gidiyor, gazeteleri okuyor, radyoyu dinliyor, haklı olmalı!” Adam böylece aldığı etin ve siparişlerin miktarını azalttı, tabelaları indirdi ve hamburgerlerini satmak için yolun kenarında durmaktan vazgeçti. Satışları bir günde düştü. “Haklısın oğlum,” dedi. “Kesinlikle büyük bir krizin ortasındayız.” Olumsuzluğun gücünün güzel giden işleri bile bir anda tepetaklak edebildiği dünyanın her yerinde her zaman görülmektedir. İnsanların yağmurlu, puslu havalarda hep yerdeki çamuru görüp kafasını yukarıya kaldırmadığı dönemlerde, bulutların mutlaka gideceğini ve güneşin açacağını sürekli vurgulayan çok önemli değerlerden birisi Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’dır. Ali Babacan, Ankara’nın bağrından çıkmış, Ankara tutkunluğu Türkiye tutkunluğuna dönüşmüş, çok çalışkan, yüreği ülkesi için kıpır kıpır atan, çok farklı, siyaset yapmayan bir siyasetçidir.

BAŞARILARLA DOLU ÖĞRENİM

Trilye’nin açıldığı günden beri müdavimi olan, çok önemli yabancı konuklarını özenle ağırlayan, özel günlerini Trilye’de geçiren, balık ve deniz ürünlerini çok seven Ali Babacan, TED Koleji’ni ve ODTÜ Endüstri Mühendisliği bölümünü birincilikle bitirmiş, öğrencilik dönemi de, iş hayatı da oldukça parlak olan çok özel bir insandır. 1990 yılında Fulbright bursu kazanarak ABD’ye giden Babacan, 1990 – 1992 yılları arasında ABD’de Chicago’da bulunan Northwestern Üniversitesi Kellogg School of Management’ta işletme dalında yüksek lisans yaptı ve pazarlama, organizasyon ve uluslararası iş daveti dallarında uzmanlaştı. Daha sonraki iki yılda Amerika’da finans sektörünün üst düzey yöneticilerine danışmanlık yapan özel bir şirkette danışman olarak çalıştıktan sonra 2002 yılına dek Ankara’da özel sektörde iş hayatını sürdürdü.

ONU GÖRENİN MORALİ DÜZELİYOR

Ali Babacan’ın en belirgin özelliği son derece mütevazı oluşu ve pozitif enerji dağıtmasıdır. Eşi Zeynep Hanım’la birlikte tam bir sinerji oluşturmaktadırlar. Geçen yıl Avusturya’nın başkenti Viyana’da bir vatandaşımızın mekânı olan Nautilus balık lokantasında Avusturya Cumhurbaşkanı Fischer ve eşine rastladım. Sadece bir şoför vardı yanlarında, korumaları yoktu. Sade vatandaş gibi balık yiyip sessiz sedasız restorandan ayrıldılar. “Bizim ülkemize de nasip etsin böyle şeyleri Allah” dedim. Ama bizde de onların mütevazılığını aratmayacak devlet adamları var. Özel yemek ve ziyaretlerinde kendi aracını kullanan, şoför ve koruma kullanmayan Babacan böyle nadir görülen makam sahiplerinden biridir. 2002 yılında Ahmet Davutoğlu’ndan Dışişleri Bakanlığı’nı devralan ve o gün bugündür 12 yıl boyunca kabineden kopmayan tek bakan unvanıyla da anılan Babacan, bence çok güzel örnek teşkil eden, gurur duyulan bir devlet adamı. Çok ilginç bir yönü var Babacan’ın. Hangi partiden olursa olsun şimdiye kadar hiçbir kimsenin onunla ilgili olumsuz bir söz sarf ettiğini duymadım. Her kesimin sevgisini kazanmak her babayiğidin harcı değil. Hatta onu televizyonda konuşurken ve doğru bildiğine inandığı şeylerin arkasında durduğunu gören, samimi, dürüst duruşuna güvenerek ertesi gün işine moralle başlayan, ülkenin geleceğiyle ilgili olumlu düşünen, pek çok işadamı tanıyorum. Adeta sübap gibi. Gerçekten her kesime güven veren yaklaşımlarıyla Ali Babacan farkındalık yaratan çok değerli bir insandır.

YURT DIŞINDA SEVİLEN İNSAN

22., 23., 24. Dönem Ankara milletvekilliği yapan Babacan, 58. ve 59. hükümetlerde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevinde bulundu. 60. hükümette Mayıs 2009’a kadar Dışişleri Bakanı oldu. 2005 – 2009 yılları arasında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği konusunda görüşmelerin yürütüldüğü makam olan Başmüzakerecilik görevini icra etti. İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband’dan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov gibi pek çok büyük devletlerin Dışişleri Bakanlarının Trilye’deki yemeklerinde ona gösterdikleri içtenlikli saygı ve sevgiyi yakinen izlemem beni çok mutlu etmiştir. Ülkemizin menfaatleri için sarf ettiği çabaları gerçekten takdire şayandır. Yurt dışında gerçekten Ali Babacan’ın sempatik, güven veren yüzü, Türkiye’nin yaşadığı süreçteki en büyük şanslarından biridir. Yakın bir zamanda Coca-Cola CEO’su Muhtar Kent ile geldiği öğle yemeğinde Türkiye’nin tanıtımı için yeni bir atağa geçme çabalarına start vermesi, Ali Babacan’ın hala bıkmadan ilk günlerin heyecanıyla bulunduğu makamı ziyadesiyle temsil etmesi takdire şayandır.

İYİ BİR BABA

Çıkrıkçılar esnafının ve pek çok Ankaralının tanıdığı değerli işadamı Hilmi Bey’in oğlu Ali Babacan’ın kişiliğini, yapısını hiçbir zaman makamlar değiştirememiş ve kendisi halktan hiç kopmamıştır. O kadar yoğun bir tempoda bile ona büyük destek olan eşi Zeynep Hanım ve çocuklarıyla sinemaya gitmesi, sade kıyafetleriyle üniversite öğrencisi havasında dolaşması onu anlatmaya yeter bile. İnsanların kendi isteğiyle sevilmesi kolay değildir ama saygı uyandırmak kolaydır. Hiçbir miras doğruluk kadar zengin değildir.

Yorum Yazın