Hayvanat bahçesindeki tek kangurunun kapatıldığı yerden çıkıp, bahçede dolaştığını gören yetkililer, hemen bir önlem alırlar. Kangurunun zıplama yeteneğini bildiklerinden, onun bulunduğu bölümün çevresindeki tel örgü duvarını iki metre daha yükseltirler.
Fakat sabah uyandıklarında, kangurunun yine dışarı çıktığını ve hayvanat bahçesindeki yollarda gezindiğini görürler. Yetkililer aldıkları önlemin yetersizliğini anlarlar ve iki metre yükselttikleri tel örgünün boyunu iki metre daha yükseltirler. Fakat ertesi sabah bu önlemin de yeterli olmadığını görürler. Çünkü kanguru kapatıldığı bölümden yine çıkmış, hayvanat bahçesinde yine özgürce dolaşmaktadır.
Başka bir önlem düşünemeyen hayvanat bahçesi yetkilileri, çareyi yine tel örgülerin yüksekliğini artırmakta bulurlar. Kangurunun kaldığı bölümü çevreleyen tel örgülerin yüksekliğini bu kez on beş metreye çıkarırlar.
Hayvanat bahçesinde kangurunun yanındaki bölümde kalan deve, komşusunun çevresindeki duvarın hemen her gece yükseltilmesi karşısında daha fazla dayanamaz ve sorar: “Kanguru kardeş, bu durumun sonu ne olacak böyle? Senin bölümün çevresindeki tel örgünün boyunun yükseltilmesi ne zamana kadar sürecek dersin?” Kanguru bir yandan gülerken, bir yandan da deveyi yanıtlar: “Yetkililer bahçe kapısını geceleri kilitlemeyi öğreninceye dek!”
Yaklaşık 15 yıl önce tanıdığım, Ankara’nın genç girişimcilerinden Galip Asal, bakış açısında hep farklılıklar gördüğüm çok değerli bir işadamıdır. Genelkurmay Başkanlığı’nın tasarruf tedbirlerine azami riayet etmeye başladığı yıllarda generallerin topluca seyahatlerinde kullanmak üzere minibüs tarzı bir araç aranıyordu. Konu ile ilgilenen arkadaşlar bu araçların satışını yapan Galip Asal Bey’e teklif götürdüler. Türkiye’de ilk kez Mercedes Vito araçlarını zevkli bir şekilde seyahat edilebilir duruma getirme fikrinin yaratıcısı Galip Asal’dır. Kısa sürede yaptığı çalışmada kar amacı gütmeden, muhteşem bir aracı Genelkurmay nizamiyesinden getirip Ulaştırma Taburu’na teslim etmiştir.
Bir gün Galip Bey beni Kırıkkale yolundaki benzin istasyonuna davet ettiğinde gözlerime inanamadım. Benzinliğin altındaki atıl alanlarda Ankara’ya yetecek kadar kültür mantarı yetiştirmiş. Yaratıcı fikirleri ile sürekli yenilikler peşinde koşan Asal, İtalya’nın dünyaca ünlü spor markası Errea’yı memleketi olan Samsun’a getirmiştir. Yıllar önce kafasına koyduğu turistik Asal Oteli’ni sektöre kazandıran Galip Bey, Futbol Federasyonu’nda da geçen dönem üyelik yapmıştır. Spora olan tutkusu uzun yıllardır devam etmektedir. Hedeflediği konuya kısa sürede odaklanan ve elde eden Asal Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı Galip Asal’ın önümüzdeki yıllarda da çok başarılı işlere imza atacağı, gözlerindeki pırıltıdan ve girişimci ruhundan çok iyi anlaşılabilmektedir.
Başarı ve kalite süreci, birbirine paralel, birbirine sarılmış iki soruya yönelir: “Doğru işleri mi yapıyoruz?” ve “İşleri doğru mu yapıyoruz?” Büyük fikirler, yüksek dağlara benzer, alışık olmayanları ürkütür.
İyi pazarlar.
Son Yorumlar