Üç yıl önce uzun bir Çin seyahatine çıkmıştık. Grupta henüz TBMM Başkanı olmayan, milletvekili sıfatıyla Köksal Toptan, Yavuz Donat, Taki Doğan, İbrahim Çeçen, Celal Kahraman, Kemal Baytaş, eski bürokrat ve iş adamları vardı. Pekin’e gittiğimiz ilk gün devlet konuk evine davet edildik. Muhteşem bir yemek organizasyonu yapılmıştı. Devlet konuk evinin kapladığı alanın büyüklüğü ve güzelliği göz kamaştırıcıydı. Ulusal Halk Meclisi Başkan Yardımcılığına kadar yükselen eski Uygur Valisi İsmail Amat heyetimize inanılmaz bir ilgi gösteriyordu. Konakladığımız otelden yemek yiyeceğimiz konuk evine doğru bize tahsis edilen minibüsle ilerlerken yanımdaki emekli bir bürokrata ön koltukta oturan iki iş adamını göstererek aynen şöyle dedim; “Bizler birinci dereceden emekli olduğumuz için yeşil pasaportla dolaşıyoruz, devletin sağladığı bu imkanla pek çok kolaylık elde ediyoruz, ama şu ön tarafta oturan iş adamları ülkelerine döviz kazandırmak için binlerce mil yolu katediyorlar, on binlerce kişiye iş imkanı sağlıyorlar, biz bile onların devlete ödediği vergilerden maaşlarımızı alıyoruz” Otuz yıl üzerinden emekli olmuş, hem devleti hem de ticareti yaşamış birisi olarak her zaman savunduğum görüşlerimin arkasında dururum. Çünkü inanıyorum ki ülkemizin kalkınmasında en önemli iki unsur üretim ve sermaye piyasasıdır. Devlet kademesinde yapılan her görev kutsaldır, onu baştan belirtmiştim ama ülkesi için cansiparane çalışan iş adamlarına da yeşil pasaport verilmesi gerekir tezimi ısrarla savununca yanımdaki bürokrat şiddetle karşı çıkmıştı.
Minibüsün ön kısmında oturan, gıyabında methiyeler söylediğim kişi Anadolu’nun bağrından çıkıp gelmiş, inşaat mühendisi olmuş ve 1978 yılında AK-KA İnşaat ve Ticaret Limited Şirketini kurarak faaliyetlerine başlamış, sade bir yaşantısı olan ama yurt içinde ve yurt dışında inanılmaz başarılara imza atan Celal Kahraman’dır. Ülkesini çok seven, binlerce kişiye iş imkanı sağlayan, gecesini gündüzüne katıp diyar diyar dolaşan, Türkiye’ye nasıl döviz kazandırırım diye çaba sarfeden, hatta para kazanmadığı sektörlerde bile yatırımlarını sürdüren, kendisinin geçmişte yaşadığı sıkıntılı günleri yurdum insanına yaşatmak istemeyen, istihdam yarattığı her alanda büyük mutluluk ve keyif alan Celal Kahraman’ın sahibi olduğu AK-KA Group herkesin bildiği, Türkiye’nin seçkin sahili Kemer’deki Alinda, Antedon, Claros otellerinin de sahibidir. Özellikle tatil keyfine düşkün Rus ve Avrupalı turistlerin vazgeçemediği muhteşem tesislerde “ölü sezon” olarak adlandırılan dönemlerde bile yüksek doluluk oranlarını yakalamaktadır.
İnşaat sektöründeki ilk faaliyetlerine başladığı Eskişehir’de muhteşem eserlere imza atan Kahraman’ın yaptığı her iş bir sonraki başarısına referans olmuştur. Sanayi tesislerinden, toplu konutlara, turizm tesislerine, okul inşaatlarından Kara Kuvvetleri Komutanlığı lojmanları, İçişleri Bakanlığı ve Yargıtay lojmanlarına, Kadir Has ve Anadolu Üniversitesi’nin inşaası gibi pek çok projeye imza atan Celal Bey son derece titiz, planlı programlı çalışan, ülkemizin yetiştirdiği ender iş adamlarından birisidir.
Turizm yatırımları ile ülkemiz ekonomisine ve tanıtımına katkısı her geçen gün artmakta olan Kahraman, Çubuk’ta faaliyet gösteren ünlü “Sağlık Su” projesini de hayata geçirip, ülkemizin bir gereksinimine daha yanıt vermiştir. Celal Bey el attığı her alanda yetenekleri ile her zaman ön plana çıkmıştır. Zaten gizli kalan yetenekler killi toprağa benzer, o ayakkabılarımızdaki çamur, bir binadaki tuğla, veya herkese ilham veren bir heykel olabilir. Önemli olan onun nasıl kullanılacağıdır.
Son Yorumlar