0Yorum

Eskimeyen Sesler

Nergis çiçeğini çok severim. Hem İstanbul’da 3. Levent’teki ilk kaldığım evin sokağının adının Nergis olmasından dolayı hem de özelliklerinden dolayı. Zamanın ünlüleri Cüneyt Arkın, Zeki Müren’in evleri de bu sokaktaydı. Dolayısıyla nergis çiçeği öyküsüne kadar sürdü bu ilgim:

Bir gün nergis çiçeği ölür. Çayırlardaki çiçekler ırmaktan birkaç damla su isterler, ona karşı gözyaşı dökmek için. “Bendeki tüm su damlaları gözyaşı olsa, nergis çiçeği için dökeceğim yaşlara yetmez, onu çok severdim” demiş ırmak.

“Nergisi kim sevmezdi? O kadar güzeldir ki…” diye yanıt vermiş çayırdaki çiçekler.

“Gerçekten güzel miydi?” diye sorunca ırmak, “Senden iyi kim bilebilir ki bunu? Kıyıda eğilip suyunda kendi güzelliğine bakardı her gün” demişler.

Irmağın yanıtı şöyle olmuş: “Onu sevmemin nedeni bana eğilip baktığında suyumun yansımasını görmemdi gözlerinde.”

İnsanlar ara sıra gözleriyle de dinlemeli bazı olayları…

Burak Kut, yüzyılın son çeyreğine damgasını vuran, zarif, kibar, mütevazı, insanları gözleriyle de dinlemeyi çok iyi becerebilen, özel yetenekli bir sanatçıdır.

DOĞUŞTAN GELEN YETENEK

Burak Kut, müzik çalışmalarına henüz ortaokulda başladı. Okul orkestrasıyla birlikte yaptığı çalışmalarla kariyerine ilk ivmeyi veren Burak Kut, lisede müzik derslerinin olmaması nedeniyle Şehremini Lisesi ikinci sınıfta olmasına rağmen hayallerinin peşine, yüreğinin götürdüğü yola gitti. İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ne başvurdu. Sınavları birincilikle geçerek okula girmeye hak kazandı.

On parmağında on marifet olan Burak Kut, müzik dünyasında çok önemli bir isimdir. Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde flüt ve piyano eğitimi alan Kut, okul korosunun solistliğini de üstlendi. Kendi okulunda ve Kabataş Erkek Lisesi adına katıldığı yarışmalarda 3 yıl üst üste birinci oldu.

KİŞİLİK DİKKAT ÇEKER

Uzun yıllardır Ankara sevgisi nedeniyle kente geldiği zamanlarda mutlaka Trilye’ye uğrayan Burak Kut, deniz ürünlerine çok düşkündür. 90’lı yılların efsane sesi Burak Kut, yılların geçmesine rağmen mütevazı kişiliğinden, sesinin güzelliğinden, yüreğinin temizliğinden hep övgüyle bahsedilen kişi olmuştur.

Ünlü iş insanı Gültekin Güvensoy ile de çok yakın dost olan Burak Bey’in yolu okuldan mezun olduktan sonra Hakan Peker ile kesişti. Peker ile anlaşarak ilk albümünü 1994 yılında “Benimle Oynama / Çılgınım” adıyla çıkardı. O zamanlar ‘Türkiye’nin Bebetosu’ lakabı ile anılıyordu. Albümü milyon barajına yaklaştı, sonrasında 2 yılda 300’e yakın konser vererek müthiş bir performans sergiledi. O yıllarda Türkiye’de verilen hemen hemen tüm müzik ödüllerinin sahibi oldu. Ayrıca Avrupa MTV Local Hero ödülünü de kazandı.

KLİPLERİ SÜPER

1995 yılında çıkardığı ikinci albümü “Nereden Geldim, Nerelere Gideceğim” için Londra’da çok başarılı bir klip çekti ve büyük ilgi gördü. Bu albümle birlikte biraz daha ivme aldı. Söz ve beste yazmaya ağırlık vermeye başladı. “Yaşandı Bitti” adlı parçasına New York’ta çekilen klip büyük ses getirdi. Albüm çalışmaları dışında da müzik etkinliklerini sürdürdü. 100 kişilik senfoni orkestrası ve Sarah Brightman ile düet yaptı. O yıllarda nereye giderseniz gidin Burak Kut’u dinliyordunuz.

 

GÜÇLÜ SESLİ TENOR

Lütfi Kırdar, AKM, CRR, Bursa İzmir Senfoni orkestrasıyla çeşitli zamanlarda konser veren Kut, sadece bir pop müziği sanatçısı değil ayrıca güçlü bir sese sahip tenordur. Opera, müzikal ve tango parçalarını başarıyla seslendirmiştir. “Notre Dame’ın Kamburu” adlı filmin hem müziğini seslendirdi hem de seslendirmesini gerçekleştiren Burak Bey, yurt dışında adından sıkça söz ettirdi. Gurur kaynağımız oldu. Aynı projeyi Yunanistan’da yapan ünlü Yunan şarkıcı Sakis Rouvas ile düet yaptı. Kıbrıs’ta yeşil hatta verdikleri konser ile Abdi İpekçi Barış Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca bu çalışma sonrasında CNN World Burak Kut ile bir röportaj yaptı ve tüm dünyada yayınlandı.

1997 yılında tüm söz ve besteleri kendisine ait olan üçüncü albümü “Küçük Prens”i kendi şirketinden çıkardı. Aynı yıl David Morales ile birlikte “Derdim Var” adlı bir maxi single hazırladı Burak Kut.

2000 Eylül ayında yine tüm söz ve bestelerinin kendisine ait olduğu şarkılardan oluşan “Burak Kut” isimli dördüncü albümünü Universal Müzik’ten çıkardı.

2002 yılında “O Şimdi Asker” filminde rol alan Burak Kut’un on parmağında on marifet var. 6 yıllık aradan sonra Burak Kut çok titiz çalışmaları ve yoğun mesaisi sonrası dopdolu bir albüm çıkardı. “Komple” adlı albümü müzik marketlerinde yer alırken aynı yılın yaz aylarında Star TV’de yayınlanan “Aşk Kapıyı Çalınca” adlı dizide oynadı.

Meyra’nın 2009 yılında çıkan “Meyra ve 4 Tenör” adlı albümüne de katkıda bulunan ve Meyra ile birlikte “Karar Bize Ait” şarkısında başarılı bir düet yapıp klip çeken Burak Kut, çok yönlü, sosyal, vizyonu olan farklı bir yetenektir.

2013 yılında 4 parçadan oluşan “Sevginin Her Hali” albümü ile de ses getirmiştir Burak Kut. 2014 yılında Kanal D ve ATV’de yayınlanan ve Bülent Emrah Parlak ile başrolü paylaştığı “Ankara’nın Dikmen”i dizisinde Latif Kutlu karakteriyle oynayan Burak Kut, her zaman başarıyı yakalamıştır. Değişmeyen en önemli özelliği mütevazılığıdır. Sessiz sedasız restorana girer, herkesin ilgi odağı olur. Fotoğraf çektirmek isteyen kimseyi kırmaz. Bir başka özelliği ise hiç yaşlanmamasıdır. Yıllar önce gelen, 90’lı yıllarda tanıdığım ve son zamanlarda gördüğüm Burak Kut, arasında pek farklılık görmüyorum. Hayata bağlılığı, sevdiği işleri yapması ve başarılarının onu zirveye taşıması, sağlıklı beslenme gibi faktörler genç kalışındaki en büyük etkenlerdendir sanırım.

Bebek yüzlü, dost canlısı, sempatik, şöhretin şımartamadığı, unutulmaz eserleri ile gönlümüzde her zaman taht kuran Burak Kut, şarkıcı, besteci, oyuncu, söz yazarı, legerro tenor sese sahip, ülkemize mal olmuş önemli bir değerdir. Ekranların yıllardır sevilen popçusu özelliğini koruyabilmiştir. Mevsimi hiç bitmeyen bir sanatçıdır Burak Kut…

Sürdürdüğünüz hayatın niteliği ne işle meşgul olursanız olun mükemmelliğe ne kadar derinden adanmış olduğunuza bağlı olarak belirlenir. İyi pazarlar.

NOT: Tüm kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarım.

Yorum Yazın