1987 yılında Kıbrıs’taki görevimi tamamlayıp, doğu hizmetine gidecektim. Tayinler açıklandı. Siirt çıkmıştı. Bir hafta sonra Tugaydan bir mektup geldi : “Tayininiz hayırlı olsun. Yalnız gelirken bidon getirin, su sıkıntısı var, zorluk çekmeyin v.s”. Çok ağırıma gitmişti. Coğrafi bilgilerime göre ikisi de nehir gibi akan Botan Çayı Siirt’in bir tarafını, Kezer Çayı da diğer tarafını kuşatıyordu. Görev süremi bir yıl gönüllü olarak uzattım ve Tugay Komutanlığının ve lojmanlar bölgesinin suyunu yirmi dört saat kesintisiz akar hale getirip gönül rahatlığıyla Siirt’teki görevimi tamamladım. Göreve başlar başlamaz Askeri Gazino Müdürlüğüne atanmıştım. Ek görevlerim çoğalmıştı ama işimi çok seviyordum. Mevcut subay ve astsubay sayısının on ile on beş misli kadar sivil halka gazinoya giriş kartı dağıtmıştım. Bu dayanışma beni frenlemeye çalışan Tugay Komutanının da hoşuna gidiyordu.
BEKLENMEDİK ZİYARETÇİ
Geçenlerde Siirt’te yanımızda büyüyen genç birisi restorana geldi. Gözlerimin içine bakarak : “Ağabey, beni tanıdın mı?” dedi. “Sizi artık dünya tanıyor” demekten kendimi alıkoyamadım. Özen Kuzu’ydu bahsettiğim. Siirt Askeri Gazinosunun en genç müdavimlerindendi Özen. Ağabeyi Gökçen Kuzu, Güven ve büyük ağabeyleri Garip o günden bu yana dürüst kişilikleri ve çalışkanlıklarıyla Cizre’deki Hes barajının yapımından altı airbus uçaklı bir kargo filosuna, Siirt’teki beton fabrikasından Ankara’daki ünlü Park Vadi evlerine, İstanbul Spradon konutlarından, Kuyumcu Kent konut inşaatına kadar sayısız projeleri üretmişler. Kısa zamanda kurdukları sekiz büyük şirket ve üçbinbeşyüz çalışanla yükselişlerine devam ediyorlar.
Kuzu Ailesi hem yaşadıkları kente sadık olup istihdam yaratmak ve ülkenin en önemli sorunu olan işsizliği azaltmak için adeta yarışıyorlar, hem de doğup büyüdükleri Siirt’i ihmal etmiyorlar. Ankara Balgatta beş yıldızlı bir otel inşaat yapımına devam eden Kuzu ailesinden Güven Kuzu aynı zamanda Siirt Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı.
MARKA OLMAYA ADAY ÜRÜNLER
Siirt’in Coca-Colanın yapımında kullanılan meyan kökü, taşların arasında bile yetişen Siirt fıstığı, Pervani’nin balı, Zivzik narı, emin olun hepsi dünya markası olmaya aday ürünler. Herbiri birbirinden farklı özellikte ve kategorilerinde en iyileri.
Kuzu kardeşler ülkelerini çok seven bir aile. Zenginleştikçe mütevazılaşan. Özal’ın dağıttığı kredileri alıp İstanbul’da galeri açıp bir daha memleketine uğramayanlar gibi değil. Kendilerini hem yörelerinin, hem de ülkenin kalkınmasına adamışlar bir kez. Dünyanın yuvarlak olduğunu ilk bulan bilgin İbrahim Hakkı’nın hocası İsmail Fakirullah’ın türbesinin bulunduğu Tillo kasabasına giden turistler için çay içecek bir tesis bile bulunmazken Kuzu kardeşler burayı da düşünmüşler ve üç yıldızlı otel yapmaya karar vermişler. Yaptıkları güzellikler anlatmakla bitmez. Ülkelerin insan zenginliği, o ülkede yaşayan işine tutkulu insanların sayısı ile orantılıdır. Kuzu ailesi gibi yürekleri ülke sevgisi ile yoğrulmuş insanlar artıkça yöresel fakirlik kalmayacak, ülkemiz zenginleşecektir.
Son Yorumlar