1Yorum

Kalecik’in Sevgi Dolu İnsanı


Bilge bir kişi büyük bir sofra hazırladı. Sevgiyi dillerinden eksik etmemelerine karşın, onu günlük yaşamlarında hiç kimseye göstermeyen kişileri yemeğe çağırdı. Sofrada herkes yerini aldıktan sonra birer tas sıcak çorba, sonra da derviş kaşıkları denen, sapları bir metre uzunluğunda özel kaşıklar getirildi.
Ev sahibi konuklarına bu kaşıkları nasıl tutmaları gerektiğini söyledi: “Herkes kaşığının ucundan tutmak zorundadır.”
Konuklar, uçlarından tuttukları bir metre uzunluktaki kaşıkları güçlükle taslarına daldırıyorlar fakat kaşıklarına çorba doldurup, ağızlarına götüremiyorlardı. Ağızlarına bir kaşık çorba koyabilmeyi beceremeyen konuklar yemekten sonra kalktıklarında, karınlarını doyuramamışlar, kaşıklarından dökülen çorbalarla da sofranın üstünü kirletmişlerdi.
Bilge, bir gün sonra ikinci bir yemek daveti verdi. Bu kez, sevgiyi gerçekten bilen ve her gün sevgiyle yaşayan kişileri çağırdı. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgiyle gülümseyen pırıl pırıl kişiler geldiler. Ve bu kez onlar yerlerini aldılar sofrada. Önlerine birer tas sıcak çorba ve sapları bir metre uzunluğundaki derviş kaşıkları getirildi. Onlara da kaşıkları ancak saplarından tutabilecekleri kuralı söylendi.
Ev sahibi bilgenin “Buyurun afiyet olsun” sözünden sonra sofradaki herkes önündeki kaşığı, sapının ucundan tuttu ve herkes kaşığına aldığı çorbayı, karşısındaki kişinin ağzına uzattı. Bu yöntemle herkes karnını doyurabildi. Konuklar sofradan kalktıklarında ise sofranın üstünde dökülmüş tek damla çorba yoktu.
S. Ahmet Ateş Ankara’nın Kalecik İlçesi’nin bağrından çıkmış çok değerli bir iş adamıdır. Etrafına saçtığı sevgi, uzattığı paylaşım çiçeği, herkesi kucaklama arzusu onun iyi bir insan olmasının sadece birkaç göstergesidir.
1998 yılında bir dostumun odasında tanıştığım Ahmet Bey, bendeki çalışma arzusunu görünce benim emekli olmam konusunda ısrar etti.
Daha sonra birkaç kez kendisiyle buluştuk, fikirlerinden her zaman ilham aldım. Yapmış olduğu çok güzel bir projenin yürütülmesi için “Senin gibi birisine ihtiyaç var, teknoloji olarak her şeyi yaptık ama onu harekete geçirmelisin” dediği tesise beni götürdüğünde çok etkilenmiştim.
Ahmet Bey genç bir delikanlı gibi zaman mefhumu tanımadan sürekli çalışır. Projeler üretir. Kafasına yatan işi hemen hayata geçirir. “Hayat geç kalanları affetmez evlat” deyip aklına uyan güzel işlere vakit kaybetmeden dalar.
Tanıştığımız yıllarda beni Kalecik’e götürdü, gezdirdi, bir şeyler anlattı. Anlattıklarının hepsi yıllar sonra yerine getirildi. Kalecik’te bir sürü fabrika yapıldı. Bölgede üretilen Kalecik Karası üzümü kısa sürede bütün dünyada tanındı.
Ahmet Ateş’in sahibi olduğu Gestaş İnşaat firmasının direksiyonunda, bugün babasından aldığı bayrağı zirvenin de ötesine taşıma azminde olan oğul Aydın Ateş bulunmaktadır.
1974 yılından bu yana “Daha iyi bir gelecek için çalışmak” sloganıyla yola çıkan şirket yurdun dört bir yanında birbirinden güzel, kaliteli inşaatlar yapmıştır. Sürekli daha iyiye ve güzele doğru emin adımlarla ilerleyen Gestaş İnşaat, bütün çalışmalarında kendilerine ışık tutan kaliteyi prensip edinmiştir. Ülkemizin gerektirdiği istihdamı yaratmak, güvenilir bir marka olmak ve daima sürdürülebilirlik ana hedef olmuştur.
İnşaat sektöründe araştırmadan tarıma, projeden uygulama aşamalarına kadar tüm inşaat evrelerinde komple hizmet verirken, ayrıca mobilya ve dekorasyon, tarım alanlarında da bugüne kadar kazanılan deneyimlerle bilgi birikimi geleceğe taşınmıştır.
Ahmet Bey’le bir gün sohbet ederken “Süreyyacığım senin memleketin Çanakkale’de 16 bin adet badem ağacı ektim” deyince şaşırdım. “Kalecik’te de 120 bin badem, 5 bin kiraz, 5 bin vişne ektim, hepsi meyve verdi” diye saymaya başlayınca hayretimi gizleyemedim. “Evlat sadece inşaat değil, geleceğin en büyük ihtiyacı yiyecek olacaktır. Ben şimdiden imkanlar elverdiğinde doğada üretim yapıyorum” dedi.
Ülke sevgisini her zaman ön planda tutan Ahmet Ateş, Türk insanının yaşam standartının yükselmesine ve ülkemizin sosyal, ekonomik anlamda iyileşmesine katkıda bulunmak için yıllardır büyük çaba sarf etmektedir.

THY’DEN İSİM İSTİYORLAR

KALEVAK (Kalecik Eğitim ve Kalkınma Vakfı) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ateş, 1928 yılında Kalecik halkından toplanan para ile savaş uçağı alındığını ve Türk Hava Kuvvetleri’ne hediye edildiğini gururla anlatmakta. Dedelerinin yaptığı bu onurlu davranışa itibar kazandırmak için THY’nin uçaklarından bir tanesine “Kalecik” isminin verilmesini çok arzu eden Ateş’i tanıdığım günden beri doğduğu Karahöyük köyüne görkemli bir cami yaptırdığını, birçok öğrenci okuttuğunu, kendini hayır işlerine adadığını bilirim.
Verdiğini anımsamayan ve aldığını unutmayanlar kutsal insanlardır. Kendine sakladıklarını zamanla yitirirsin, oysa verdiklerin her zaman senindir.

Yorum Yazın