0Yorum

Yeşillere Bürünmüş Minsk

Koronavirüs nedeniyle seyahat kısıtlamalarının olduğu bir dönemde kısa süreli nefes alınabilecek ve de sıcaklardan uzaklaşıp ferahlayabileceğiniz bir yer düşünüyorsanız Minsk ideal şehir. İstanbul’dan iki saatlik uçak yolculuğundan sonra vizesiz girebileceğiniz bir Avrupa başkenti.

Aslında karlara bürünmüş hali ile görmek istiyordum Belarus’un başkenti Minsk’i ama bu mevsimde de yeşillikler içinde dolaşmak, temiz havada yürüyüş yapmak, güzel yemekler yemek istiyorsanız doğru adres burası.

PROTESTOLARIN GÖLGESİNDE

Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko karşıtı gösteriler şehrin her yerinde… Beklemediğiniz bir anda büyük gruplar oluşuyor ve sloganlar atılmaya başlanıyor. Daha önce polis göremediğimiz ülkede her yer polis kaynıyor. Şehrin en güzel mekanlarından Wood & Fire’da yemek yediğim saatlerde az ötemizde muhalif lider Maria Kolesnikova göz altına alınmıştı. Ancak burada kriminal suç oranları neredeyse sıfıra yakın. Çok temiz, huzurlu ve sakin bir şehir… Şu andaki geçici protesto dönemine aldanmamak lazım.

WOOD & FIRE RESTORAN

Minsk’te alt yapı mükemmel, caddeler çok geniş, her yer çok ferah. Restoranların konumlandırılmasına da etki ediyor bu durum. Şehrin en iyi mekanlarından Wood & Fire’da ambiyans güzel, bina müstakil, otopark sorunu yok. Personel çok sıcakkanlı… Denizle bağlantısı olmayan Minsk’te deniz ürünleri restoranı aramaktan ziyade steak ilk tercihimiz oluyor. Wood & Fire’da geyik eti ya da dana pirzola hiçbir işleme tabi tutulmadan servis ediliyor. Ahtapot ve dana karpaçyoları oldukça lezzetli. Steak restoranında deniz ürünü karpaçyo bu kadar mı güzel yapılır!

AVRUPA – RUS KÜLTÜRÜ

Avrupa’nın en az ziyaret edilen başkenti olarak anılan Minsk, heykeller, müzeler, sanat galerileri, kütüphaneler, sinema, tiyatro, opera salonları ile kültürel açıdan çok zengin. Klakson sesinden bunalan, trafik akışının kesintisiz olmasına özenen, geniş meydanlarda ve caddelerde yürümek isteyenler için kısa süreli tatil cenneti burası.

Üç gece konakladığım Beijing Otel, şehrin içinden geçen Svislach nehrinin kıyısında. Sabah otelin bahçesinde yürürken kendinizi Hyde Park’ta hissediyorsunuz. Uzun yürüyüşle kalori yakmaya oldukça fazla gereksinim var. Çünkü burada yemekler müthiş. Otelde Michelin yıldızlı restoranları aratmayacak seçenekler mevcut… Hele bir de Dağıstan kuzusu tandırına denk gelirseniz damaklarınızın gülümsemesini uzun bir süre unutamazsınız. Değişik füme et tabaklarından, çilekli milföy tatlısına kadar tahmin edemeyeceğiniz kadar lezzetli ürünlerle Başkanların şefi Zaur Gasimov burada harikalar yaratıyor…

Yorum Yazın