0Yorum

Vira Bismillah

Yine büyük nutuklarla balık mevsimini açtık. Zaman zaman umudumuzu kaybetsek de ‘tahmin etmediğimiz sonuçlar kanunu’ devreye giriyor. İmralı civarında uygulanan av yasağı, denizdeki popülasyonu tahmin etmediğimiz şekilde arttırıyor. Örneğin uskumru gibi… 1965 yılında denizlerimizi terk eden uskumru geri döndü. 1950’li yıllarda bolluğundan Arnavutköy'de zıpkınla vurulan orkinosta son yıllarda büyük artış var. Nedim Anbar gibi bir çılgın çıktı. Silahlı Kuvvetler’deki kariyerini bırakıp Çeşme Ildırı’da dünyanın en iyi orkinos çiftliğini kurdu. Orkinosları korumaya aldı. Herkesi bilinçlendirdi. Sonuç çok iyi!

AV YASAĞI MI, DENİZLERİN KORUNMASI MI?

Deniz ürünleri konusunda ülkemizin önde gelen uzun soluklu duayenlerinden, ömrünü sektörün gelişmesine adayan Kocaman Balıkçılık’ın sahibi Osman Kocaman 15 Nisan – 1 Eylül tarihleri arasında uygulanan av yasağının sürdürülebilir balıkçılık açısından çok önemli olduğunu söylüyor ama su altı popülasyonun da devam edebilmesi için av yasağından çok daha fazlasının yapılması gerekliliğini de vurguluyor.

Çocuklarımız dünyanın en kıymetli hayvansal proteini olan balıktan gelecekte mahrum kalacak. Çünkü onların stoklarını tüketiyoruz.

Zamansız ve usulsüz avlanma, av yasağında sadece gırgır ile avlanmanın yasaklanması, tek başına elbette yeterli değil. Kocaman, “Denizlerin Korunması” konseptine geçilmesi gerektiğini her fırsatta söylüyor. Bunun için de iklim değişikliği, deniz kirliliği, deniz trafiği, av gereçleri, avlanma metotları, hamsi kotası, tekne boyları ve yapay resifle koruma alanları gibi birçok konunun masaya yatırılması gerektiğini ifade ediyor.

MARMARA’YA DİKKAT

Sürdürülebilir balıkçılık için Marmara Denizi’nin önemi büyük. Av döneminde İstanbul Boğazı’nın Karadeniz girişinin uzatma ağlarına kapatılması gerektiğinden bahseden Kocaman, ilgili bölgenin balıkların göç yolu olduğunu ve bu durumun özellikle palamut gibi balıkların göçünü engellediğini söylüyor.   Balıkçılarımıza kural dışı avlanmanın yarattığı zararları eğitimle anlatmamız ve balıkçılık sertifikası uygulamasına geçmemiz gerektiğini söyleyen Kocaman, tedbirler alınırsa balıkçılığımızın önü açılır diye benim gibi umudunu yitirmeyenlerden. Günü kurtarmak için çabalayan bir toplum olduk maalesef.

Para kaybedersen tekrar kazanma şansın var. Küllerinden yaratılan çok insan gördük. Hastalığa yakalanırsan tedavi şansın var. Ama umudunu kaybedersen her şeyini kaybedersin!

Vira bismillah! Bol balıklı bir sezon olsun…

Yorum Yazın