0Yorum

Tahmin Etmediğimiz Sonuçlar Kanunu

Merhum İngiliz yazar Andrew Mango, Atatürk üzerine derin araştırmaları olan kitaplar yazardı. Ankara’ya her geldiğinde Yavuz Donat ile birlikte Trilye’ye de uğrardı.

Deniz ürünlerini çok seven Mango ile sohbet etmekten büyük keyif alırdım. Vefatından 1,5 ay önce son gelişinde sanki veda eder gibiydi. Türkçe’yi de iyi konuşan Mango’ya taze uskumru ikram ettiğimde çok şaşırmış ve mutlu olmuştu.

1965’te yüzlerce teknenin, yumurtlamak için Marmara’ya giren uskumruları katledişinden sonra bu balık sularımızı terk etti. Yıllar sonra dönüş yaptı… Nedeninin de İmralı civarında uygulanan av yasağından kaynaklı bölgede balık popülasyonunun artması olduğunu ve özlediğimiz çirozlara yeniden kavuşacağımızı söyleyince Mango’nun gözleri açıldı: “Süreyya Bey, tahmin etmediğiniz sonuçlar kanunu devreye girmiş,” dedi.

ERKEN PAYDOS

Sokağa çıkma yasağı ilan edilince balıklar bu işten karlı çıktı. Çünkü 15 Nisan’da başlayan av yasağına gerek kalmadan balıkçı tekneleri limanlara çekildi. Teknelerinde zor koşullarda çalışan emekçiler restoranların kapanmasıyla birlikte erken paydos etti.

Sahillerde balık tutanların pek etkisi yok stokların azalmasında. Ancak onlar da ihtiyacı kadar yakalayıp evlerine dönmeliler, açgözlülük yapmadan… Bizi mahveden zamansız, usulsüz, aşırı avlanma ve sularımızın kirliliği… Neyse ki tahmin etmediğimiz sonuçlar kanunu, koronavirüs günlerinde tekrar devreye girdi ve balık popülasyonu artmaya başladı.

BALIKÇILIK BAKANLIĞI KURULMALI

Yıllar önce Brüksel’de, Norveç Büyükelçisi’nin konutunda bir davete katılmıştım Leyla Alaton ile. Müthiş deniz ürünlerinin ikram edildiği kokteylden sonra bir hanımefendi 15 dakika sunum yaptı. Kendisini Helga Pedersen, Norveç Balıkçılık Bakanı olarak tanıttı. Verdiği rakamları duyunca “Allah’ım Türkiye’de niçin olmasın?” demiştim. Şu anda bile somon ve uskumrudan yılda 55 milyar dolar gelir elde ediyorlar. Petrol rezervlerinin olduğu yerler balık yuvaları ile kesişince petrolü öteliyorlar. Haklı olduklarını bu krizde gördük. Ne petrol, ne de dolar gıda maddesinden kıymetli değil…

Türkiye’nin, protein ve cari açığını kapatacak balık potansiyeli var. Hiç gecikmeden Balıkçılık Bakanlığı kurulmalı! Balıkçıları destekleyerek alacağımız tedbirlerle sularımız akvaryum olur. Sadece yarım kilo et için 8 ton suya ihtiyaç olduğu bir dünyada 1 kg balık yetiştirmek için 1,5 kg yem yeterli. Su bedava… En kaliteli hayvansal protein… Gözümüzün önündeki değerlere sadece bakıyoruz. Radikal kararlar almanın tam zamanı. Benden söylemesi…

Yorum Yazın