0Yorum

Restoranlar Kurtarılmalı

Türkiye gastronomisine büyük katkıları olan merhum gurme-yazar Tuğrul Şavkay, zar zor kurulan mekanların çok kolay kapandığını, kriz dönemlerinde restoranlara destek vermemiz ve sevdiğimiz lezzetleri yaratan işletmelerden mahrum kalmamak için dışarıda yemek yeme bütçelerimizde fazla kısıntıya gitmememiz gerektiğini söylerdi. Yaşasaydı bugün için aynı şeyleri yazamazdı. Çünkü koşullar çok değişti…

Değerli üstadı anımsadıktan sonra yine merhum özel harpçi bir arkadaşımın yazdığı dizeler geldi aklıma:

Yine mor dağları dumanlar bürüdü,

Dumanı dağlarda kalanlar bilir.

Ağaçlar derdinden yaprağını döktü,

Bu derdi ağacı olanlar bilir.

Tam on altı yıldır ulusal gazetelerde yeme-içme dünyası üzerine yazılar yazan, pek çok şapkası olan birisiyim. Ama asıl işim olarak on sekiz yıldır Başkent’te deniz ürünleri restoranı işletiyorum… Daha önceki otuz yıllık yaşantımda yine sektörle ilgilendim ve aynı işi başka kurumda yaptım. 30 + 18 yıl… Dile kolay!

DEVLET EL ATMALI

İşini çok seven ve haftanın hiçbir günü izin yapmadan çalışan birisi olarak diyorum ki restoran sahipleri Türkiye’de tatmin edici paralar kazanamıyor. Yurt dışındaki avantajlar ülkemizde maalesef yok. Bu işi sevgi ve aşk ile yapıyoruz. İşsizliğin önlenmesinde restoranların önemi çok büyük… Devletin bunu göz ardı etmemesi gerekir.

Harcama zinciri kopunca restoran sahiplerinin aort damarı kesilmiş oldu. Turnike ile falan kanı durdurursunuz belki ama hayati tehlikeyi atlatamazsınız. İlk ay idare eder ve 55 kişi çalıştıran, her gün 250 kişi ağırlayan bir restoran sahibi kimseyi işten çıkarmaz. Fakat ikinci ay kapalı kalırsa çalışanlarının yarısı; üçüncü ay kapalı kalırsa da diğer yarısını işten çıkarmak zorunda kalır…

DOMİNO TAŞI ETKİSİ

Restorana ürün tedarik edenler mallarını satamaz… Restoran sahibi birikiminin sonuna yaklaşınca ve süre uzadığında işletmenin geri dönüşü, yeniden açılması imkanı kaybolur. Böylece mekan ekonomiden çekilmiş olur. Sadece restoranın çekildiğini tahayyül etmeyin kafanızda… 55 kişinin dörder kişilik bakmakta yükümlü olduğu ailesi ile 200 kişi de sıkıntıya düşer.

Ekonomide birinin harcaması bir başkasının geliri, onun harcaması da bir başkasının geliridir. Gelir-harcama zincirinin kopmaması için büyük destek gerekir. Bu sektörde iki milyondan fazla kişi evine ekmek götürüyor, kira ödüyor, çocuk okutuyor. Devlet sektörden önemli vergi geliri sağlıyor.

Altı ay ödemesiz çok düşük faizli krediler sektöre can suyu olacaktır. Ama iş işten geçmeden…

Yorum Yazın