0Yorum

Komşuda Balık

Aralık ayında Yunanistan’ın Rumeli eyaletinde, tarih, kültür, inceleme ve gastronomi gezisi gerçekleştirdim. Hem de karayolu ile ve de yeme içme gustosu olan dostlarımla…

Hayatı denizlerle ve balıklarla aşk yaşayarak geçen ünlü armatör Burhan Deval; Türkiye’nin en önemli kuruluşlarında Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmış ve halen OYAK Holding Yönetim Kurulu Başkanı olan dürüstlük ve başarı abidesi Emekli Tümgeneral Mehmet Taş; İtalya’da Askeri Ateşelik yapmış, Avrupa’nın önemli kentlerinde görevlerde bulunmuş diğer bir yemek gurusu Emekli Tümgeneral Zekeriya Öztürk ve iş insanı İbrahim Yeşil ile iyi bir uyum içindeydik.

Burhan Bey sabahın erken saatlerinde hindili, jambonlu nefis sandviçler hazırlamış. Ama ikilemde bıraktı hepimizi. Birkaç saat sonra Aya Yorgi’de deniz ürünleri ile buluşacaktık. Burhan Bey önceden talimatı vermiş. Türk garson Hatice saat başı arıyordu: “Çok güzel kaya barbunları, taze kalamarlar, kıpkırmızı karidesler geldi.” “Peki kızım hepsini ayır bize, ıstakoz çıkmadı mı, deniz kestanesi yok mu?” diye de sitem etti bir yandan.

AYA YORGİ

Otelimize yerleşir yerleşmez Aya Yorgi Restoran’a gittik. Balık tezgahı Türkiye’dekilerle çok benzer… Mekanda İstanbul’dan gelen pek çok balık sevdalısı ile karşılaştık.

Ekipte herkes gurme olunca Şef Andreas heyecanlandı. Mürekkepli tarama ile başladık tadıma. Oldukça ilginç bir lezzet… Barbun ve karides karpaçyo müthişti. Karidesler deniz kokuyordu. Her ürün taze ve lezzetliydi. Kalamarlar olta ile yakalanmıştı. Ağ ile yakalananlar teknede birbirine sürttüğü için lezzeti azalır. Aya Yorgi’dekiler nefisti.  

Grek salatası üzerine kaya koruğu serpiştirmişler, hem sağlık hem lezzet katlanmış. Kaya koruğunun guatr hastaları için oldukça yararlı olduğu söylenir. Maalesef ülkemizde balık tüketimi sınırlı olduğundan insanlarımız gerekli selenyum, omega 3 ve iyot alamadıkları için tiroid hastalıkları çok sık görülüyor.

İsli uskumru hakiki uskumrudan yapılmış, lezzeti hemen fark ediliyor. Finale yaklaşırken büyük bir sinarit bütün olarak kömür ızgarasında suyunu kaybetmeden pişirilmişti.

ZEYTİN CENNETİ

Akşam aldığımız kalorileri yakmak için erken uyanıp zeytinliklerin arasından bol oksijen alarak uzun bir yürüyüşe çıktım. Ekip yürüyerek zeytinyağı fabrikasına gidip kahvaltı öncesi tadım ve her üründen alışveriş yapmıştı.

Dedeağaç akşamları da çok canlı. Sokaklar cıvıl cıvıl, insanlar çok cana yakın. Yollarda ne trafik polisi var ne de kimlik soran bir görevli… Kendi ülkemde gibi rahat ettim.

Yorum Yazın