0Yorum

Başkent'in Antakyalısı

1995 yılında Münih’te katıldığım mutfak fuarına Harbiye, Gazi, Sıhhiye ve Merkez Orduevi müdürlerini de götürmüştüm. Önceden rezervasyon yaptırdığım Bavyera mutfağı temalı Alman restoranlarında damağımıza uygun tatlar bulamamıştık. Fuarda tanıştığımız, hemşeri hasretiyle yanıp tutuşan Antakyalı beyefendi bizi akşam yemeği için evine davet etti. Ana tren istasyonuna yürüyüş mesafesinde oturan Ayhan Bey eşine önceden bilgi vermiş ve yer masası hazırlanmıştı. İçli köfteden künefeye kadar Antakya mutfağının güzide yemekleri sanat eseri gibi yapılmış ve Münih’te en mutlu günümüzü geçirmemize vesile olmuştu.

O günden beri Antakya mutfağına hep yakınlık duyarım… Kültürlerin bir araya gelerek farklı medeniyetleri ortaya çıkardığı eşsiz bir bölgedir Antakya. Kentin lezzetlerini yöresinde tatmak gerekir ancak aynı lezzetleri yaşadığınız yere getiren güzel bir restoran varsa çok şanslısınız demektir. Ankara bu tanıma uyuyor çünkü Dafne Restoran yıllardır değişmeyen çizgisi ile kenti Antakya lezzetleriyle buluşturuyor.        

TADI DAMAĞIMDA

2002 yılından beri Başkent’te önemli bir açığı dolduran Dafne Restoran, Rus Büyükelçiliği’nin karşısında konuşlanmış. Sokağın adı hain bir saldırıyla aramızdan ayrılan merhum Büyükelçi Andrey Karlov.

Dafne Restoran’ın kalıcı olmasında, titizlikle yapılan hizmetin idamesinde sahiplerinin rolü ve onların vizyonunun yansıması var. Zafer İnşaat firması dünyanın önemli ülkelerinde önemli projelerini hayata geçiren gurur kaynağı… İbrahim Seyfittinoğlu ve Necati Yağcı kendi yörelerinin lezzetleri büyük şehirlere de taşınsın, istihdama yardımcı olunsun diye böyle güzel bir mekanı Ankara’ya kazandırmışlar.

Restoran Müdürü Kürşad Öztürk uzun yıllardır işinin başında, masalardaki konuklarla tek tek ilgileniyor ve kendinizi evinizde hissediyorsunuz.

LEZZET İLK SIRADA

Dafne Restoran’ın o kadar çok güzel özelliğini saydım ama ilk sıraya lezzeti oturtmak gerekiyor. Antakya’nın 7 Harikası: humus, muhammara, babagannuş, mütebbel, biber yoğurtlama, zengin, kırık zeytin salata ile tadıma başlayıp lahmacun, pide çeşitleri, keçi sütünden lavaş peyniri, içli köfte, kaz başı ve finalde künefe ile sonlandırdım. Kahvaltı bile etmeden gittiğim Dafne Restoran’da hem nirvanaya ulaştım hem de o günü tek öğün yemekle geçiştirdim. Fiyatlar makul, çeşit mebzul, müdavim gani. Yolunuz hep açık olsun…

Yorum Yazın