0Yorum

Yurtdışındaki Müthiş Başarılar

Türk ulusu her şeyin üstesinden gelen, özel sektörünün dinamikleri çok kuvvetlidir ve sık sık güzel yakıştırmalara konu olur. Türkler zoru başarır. İmkansızı mı? Eğer gerekiyorsa elbette değil.

Bir gün, bir baba oğluna timsahla kaplumbağanın öyküsünü anlatır. Derki;

“Bir timsah kaplumbağayı yutmak ister, kovalamaya başlar. Tam yakalayıp yutacağı sırada kaplumbağa kenara sıçrar ve bir ağaca tırmanır.” Öykünün burasında çocuk hayretle:

“Baba, hiç kaplumbağa ağaca çıkar mı?” diye sorar. Babası şu cevabı verir;

“Çıkması lazımdı oğlum, çıkması lazımdı. Kurtulması için çıkması lazımdı.”

Afrikalı kâşif David Livingstonu’u duymuşsunuzdur. Bu ünlü gezgine bir gün Güney Afrika’daki derneklerden biri mektup gönderir:

“Bulunduğunuz yere ulaştıracak iyi bir yol tespit ettiniz mi? Eğer böyle bir yol varsa bize bildirin, size katılmak isteyenleri yanınıza gönderebilelim.”

Livingstone’un mektuba cevabı şu şekilde olur:
“Buraya eğer iyi bir yol varsa gelmek isteyenleri ben istemiyorum. Benim yol olmadığı halde gelmek isteyenlere ihtiyacım var.”

İbrahim Kocagöz imkansız gibi görünen şeyleri başarmış, yol olmayan yerlere ulaşmış, çok değerli bir iş insanıdır.

Ordu’nun Fatsa ilçesinde dünyaya gelen İbrahim Kocagöz Karadeniz bölgesinde çantacı olarak tabir edilen pazarlama işi yapıyorken çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle bölge insanının güvenini kazandı. Bu başarısı kısa zamanda bölgede ve ülke çapında duyuldu. İbrahim Bey’in başarılı çalışmalarını izleyen bir işadamı kendisine teklif götürdü. Teklifi kabul eden Kocagöz, Amerika Birleşik Devletlerinde soluğu aldı.

MANHATTAN’IN GÖZDESİ

Newyork’ta kuyumcu dükkanı açan İbrahim Bey’in kısa sürede yıldızı parladı. Müthiş bir yeteneğe sahip olan İbrahim Kocagöz sanatını konuşturarak ABD’de şişirme altın konusunda ilklerin yaratıcısı oldu. Küpe ve bileklik konularında isim yapan İbrahim Bey büyük bir portföye sahip oldu. Çok çalışkan ve azimli bir insan olarak gece gündüz çalıştı. Zor bir ülkede dünyanın önemli metropolünde adından çok bahsettiren Karadeniz’in yetenekli iş insanı İbrahim Bey, fırsatları değerlendirmede çok iyi koku alan ayakları sağlam basan yapısıyla iyi de bir çevre edindi. Müşteri portföyünde dünyaca ünlü aktörler, siyasetçiler ve iş adamları mevcut.

BREZİLYA’DA MADEN ÇIKARDI

Amerika’daki başarılı iş yaşantısı, çok okuyup, çok gezen, araştırmacı bir yapıya sahip İbrahim Kocagöz, 10 yıl sonra Brezilya’da altın madeni çıkardı. Bu madeni yıllarca işletip gelir sağladı ancak bölge, madenciliğe kapatılınca Amerika’daki işiyle bir süre daha yetinmeye devam etti. Altın ve pırlanta konusunda dünyaca ünlü uzmanlar arasında anılmaya başladı ve büyük bir üne kavuştu.

Yüreği ülke sevgisiyle dolu olan ve vatan sevgisi her zaman ağır basan Karadeniz evladı, büyük bir titizlik ve ciddiyetle işine devam etti.

EKVATOR FIRSATI

Dünyadaki altın sektörünü çok iyi takip eden İbrahim Kocagöz, Ekvator Cumhuriyeti’nde altın madeni rezervlerinin büyüklüğünü keşfetmesinin ardından rotasını Ekvator’a çevirdi. Eymen Corporation şirketini kurarak Ekvator’un en verimli bölgesinde altın arama çalışmalarına başladı. Gece gündüz demeden çalışan Kocagöz, faaliyetlerine aralıksız olarak devam ediyor.

Karadeniz’in genç, başarılı iş insanı ve madencisi Bilal Çağırıcı vasıtasıyla tanıştığım İbrahim Bey’in yıllarca yurtdışında verdiği çabalardan ve başarısından çok etkilendim, gurur duydum. Atadevrim markasıyla yükleme, delme gibi makinaların Türkiye’den ihracatını da yapan İbrahim Bey, ailesine de çok düşkün. Diyar-ı gurbette hayırlı evlatlar yetiştirmiştir.

Geleneklerine son derece bağlı bir insan olan İbrahim Bey, uluslararası alanda bu denli başarılara imza atmasına karşın oldukça mütevazıdır. Sade yaşantısı, çalışma tarzı gerçekten örnek alınacak nitelikte. İnsanlara yardım etmeyi seven, sosyal sorumluluk projelerine her zaman destek veren gizli kahramanlarımızdandır İbrahim Bey. Yurtdışında en çok Karadeniz yemeklerini özleyen İbrahim Bey, zaman zaman ülkemize yaptığı ziyaretlerde bu özlemi gidermeye çalışıyor. Uzaklarda çok büyük servetlere sahip olunsa da vatan kavramının çok farklı bir duygu olduğunu sohbetlerinde dile getiren Kocagöz’ün sempatik, sevecen, babacan bir yapısı vardır.

Sayısız anıya sahip İbrahim Bey, gittiği yere çok kısa zamanda adaptasyon sağlıyor. Çünkü tamamen işine odaklanmaktan hoşlanıyor. İnsanların güvenini kazanmak para kazanmaktan daha önemli diyor.

Ekvator Devlet Başkanı Lenín Moreno ile çok yakın dost olmuş, kendisini Amerika’da olduğu gibi burada da sevdirmiş. Her fırsatta Türkiye’nin tanıtımını yapıyor. Çalıştığı bölgelerdeki halkın da güvenini kazanmış.

Ankara’ya geldiği zamanlarda Trilye’ye uğrayan İbrahim Kocagöz deniz ürünlerine de çok meraklı. Ekvator’da çok balık yese de hamsinin tadını hiçbir balıktan alamadığını söylüyor.  İbrahim Bey’in hedefinde çok güzel şeyler var. Durmayacağını sürekli yola devam edeceğini söyleyip bunca başarıya rağmen henüz yeni başladığını da ekliyor. Yıllardır yaptıkları kazandıkları ile Türkiye’ye yatırımlarıyla, ülkemize sürekli döviz kazandırıyor. Yolun daima açık olsun, seninle ne kadar gurur duysak azdır.

Dalgalar ve rüzgarlar daima yetenekli denizlerin yanındadır. İyi pazarlar.

Yorum Yazın