2Yorum

Umutların Yılı 2021

Yolun kenarında yaşayan ve hamburger satan adam zor işitiyordu, bu yüzden bir radyosu yoktu. Gözleri bozuktu, bu yüzden gazete okumazdı. Ama iyi hamburgerler satardı. Yolun kenarında durup bağırırdı:

“Bir hamburger alır mıydınız bayım?”

Ve insanlar onun hamburgerlerini alırdı. Ticaretini yürütmek için daha büyük bir fırın aldı.

Sonunda oğlu, ona yardımcı olmak için üniversiteden geldi. Ama sonra bir şey oldu.

“Baba, radyoyu dinliyor muydun?” dedi oğlu. “Gazeteyi okumuyor muydun? Büyük bir ekonomik kriz yaşanıyor. Avrupa’nın durumu felaket… Bizim ülkenin durumu ise daha kötü.”

Bunun üzerine adam düşündü, “Eh, oğlum üniversiteye gidiyor, gazeteleri okuyor, radyoyu dinliyor, haklı olmalı.”

Adam böylece aldığı etin ve siparişlerin miktarını azalttı, tabelaları indirdi ve hamburgerlerini satmak için yolun kenarında durmaktan vazgeçti. Satışları bir günde düştü.

“Haklısın oğlum,” dedi. “Kesinlikle büyük bir krizin ortasındayız.”

Bu öyküyü zaman zaman kullanıyorum. Çünkü kriz goygoycularına çok etkili bir cevap olarak görüyorum.

2020 yılı gerçekten çok zor bir yıl oldu herkes için. Paranın, evin, arabanın, uçağın para etmediği, gram kadar ağırlığı olmayan bir virüsün herkesi evlerine hapsettiği, hiç affetmeden can aldığı, nasıl bir tepkime vereceğini kimsenin bilmediği, tıp alemini şaşkın bıraktığı, hastalanmayanları da ruhen veya ekonomik olarak etkilediği yılı çok şükür geride bırakıyoruz. Teknolojinin bu denli ilerlediği yüzyılımızda elbette aşının bulunması 10-15 yıl almayacaktı. Bu denli bilgi kirliliğinin yaşandığı bir internet ortamında virüsten daha tehlikeli konularla uğraşıyoruz. Herkes bilim insanı ya da ekonomist kesildi. Bilinen doğruları söyleme, yineleme sanatı.

MÜCADELE ŞART

Bir hastalığı ortadan kaldırmanın ilk koşulu hastalığı oluşturan koşulları ortadan kaldırmaktır. Eğer yakalanmışsak hastalığa, onun çarelerine yönelmeliyiz.

Geçtiğimiz yıl mart ayında koronavirüse ilk yakalananlardanım. Uçakta yolculuk ettiğim sırada kaptım virüsü. Henüz maske alışkanlığımız yoktu, yan koltuğumda oturan hanımefendi uçaktan inene kadar öksürüyordu.

Yüksek ateş ile gittiğim hastanede tomografi çektirdim. Akabinde hastanede yattım. Başkent’in en kıymetli Kalp Damar Cerrahı (E) Tuğg. Prof. Dr. Ufuk Demirkılıç’ın bile üzüntüsünden sabaha kadar uyuyamadığını öğrendim sonradan. 4-5 günde iyileştim. Serum bile takılmadan. Bağışıklık sistemimin güçlü oluşu (tabii ki balığın rolü) beni ayağa kaldırdı. Bir dostum aradı, hastaneden çıktığım gün, “Sakın kimseye söyleme hastalığa yakalandığını” dedi. “Neden ki en güvenli kişi benim, antikor oluştu” diye yanıtladım!

Hastalığa yakalanmamak için bağışıklık sisteminin güçlü olması, atlattıktan sonra da antikor oluşması için bol miktarda protein almak gerektiğini tüm tıp alemi anlatıyor.

ÇİN AŞISI SENDROMU

Hiç anlam veremiyorum, ortalığı bulandırmak için her konuda fikri olanlar devrede yine. Çin aşısına saldırıyorlar. Yahu 1,5 milyarlık ülkede hiç korona vakası görülmüyor. Virüsü onların yaptığına inanıyorsunuz da aşıya niye inanmıyorsunuz! Hiçbir zararının olmadığını bağıra bağıra söylüyor güvenilir tıp insanları. Pek çok arkadaşım oldu, hepsi çok mutlu. Lütfen aşı olalım ve salgının önlenmesinin gecikmesine katkıda bulunmayalım.

İngiltere’de mutasyona uğradı. Hemen felaket tellakları devrede yine. Önce bir araştırın. Açın telefon bir sorun Londra’da yaşayan dostlarınıza. Bardağın dolu tarafından bakın. Bulaş hızı çok yükseldi ama öldürücü özelliği azaldı. Ne yapmalı? Hangi taraftan bakmalı? Olumsuz düşüncelerden sıyrılarak yeni yıla girmenin hepimize yararı olacak en azından ruh sağlığı açısından. 1,5 milyar nüfusu barındıran Çin’de koronavirüs vakası yok biz hala Çin aşısını tartışıyoruz.

ESNAFIN ZOR GÜNLERİ

Esnaf olmak çok zor bir iş… Tatil yok, bayramda gezmek yok, düğüne gidemezler, yeni yıla kutlama hazırlığı yapamazlar. Hasta yatamazlar, surat asamazlar, dükkandan çıkamazlar, parası çıkmayana kızamazlar, veresiye isteyeni geri çeviremezler, hata yapamazlar, yapsalar dahi dükkanlarını akıllarından çıkaramazlar. Böyle zordur esnaf olmak, bir o kadar da dünyadaki yapı değişikliği ve sermaye gücünün değişimi ile birlikte ayakta kalma çabalarını da hesaba eklediğimizde pek çok iş kesiminden bile daha zor durumda olan iş insanları topluluğu olan esnaflar 2021’e çok zor koşullarda giriyor. Daha önceki kriz dönemlerinde kaleme aldığım gibi böyle dönemlerde bize düşen görev alışveriş etmek. Simitçiden simit, pastaneden pasta ve börek, lokantadan kafeden sipariş vermek, parayı çevirmek bir nebze can suyu olacaktır. Sabit giderleri olan esnaf için bir sıfırdan büyüktür diyerek elimizden geldiğince desteklemeliyiz.

UMUT BİTMEMELİ

Sadece ülkemizde değil, dünyanın her ülkesinde kötü geçti 2020. 2021’e umutlarla giriyoruz. Benim hastalığa yakalandığım döneme göre çok şanslıyız çünkü tünelin sonundayız ve ışık göründü. Biz deneme yanılma sınama yoluyla tedavi gördük, ilaçların etkisi net bilinmiyordu. Şimdi ilaç var, aşı olmaya başladık ve bu illetten 2021’de kurtulacağız.

İnsan hastalanırsa çaresi var, ilaç var, tedavi var, iyileşme olasılığı var. Para kaybederseniz tekrar kazanabilirsiniz, küllerinden yaratılan pek çok insan tanıyorum, tekrar başarıyı yakalayıp zengin olmuş. Ama umudunuzu kaybederseniz her şeyinizi kaybedersiniz.

2021 yılının ülkemizin her ferdine sağlık, huzur, mutluluk getirmesini diliyorum. Başka Türkiye yok, ülke hepimizindir, yardımlaşarak, birbirimize destek vererek bu zorlukları aşacağız. Güzel günlere… İyi yıllar.

Yorum Yazın