2Yorum

Ankara'nın Yıldızları

Boş bir yolda yürüyen yaşlı adam akşamın karanlığında, soğuk bir havada geniş, derin, kocaman bir uçurum ile karşılaştı. Alacakaranlıkta uçurumu aştı ve o kasvetli akıntıda korkmadı. Ama öbür yakada güvenliği bulunca döndü ve bir köprü kurdu kabaran suları aşmak için.

“İhtiyar” dedi ona eşlik eden cüce, “Burada yaptığın işle gücünü boş yere tükettin. Yolculuğun bugün sona erecek ve bu yoldan bir daha geçmeyeceksin. Sen zaten o derin ve geniş uçurumu aştın. Neden akşamın kabaran sularına karşı bir köprü kurasın?”

Yaşlı adam ağarmış başını kaldırdı ve dedi ki:

“Dostum, geçtiğim yolda bugün ardımdan bir genç yürüdü. Ayakları onu da buraya getirecek ve benim için bir hiç olan bu uçurum, belki o sarışın gence tuzak olacak. O da alacakaranlıkta geçecek buradan. Dostum, bu köprüyü onun için kurdum.”

Efendiliğiyle, çalışkanlığıyla, insanlara değer veren tutumuyla, yardımseverliğiyle Ankara’nın yakından tanıdığı çok özel bir değer olan Erdal Eren’i sivil hayata atıldığım ilk günlerden beri tanırım. İnsanlara yaklaşımı, mütevazılığı, seçiciliği, emeği takdir edişi, paylaşımcılığı, insan sevgisi onu farklı kılan belli başlı özelliklerindendir.

İLKELİ TUTUM

Göçay İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erdal Eren, Türkiye sevdalısı bir iş adamıdır. Ufak hesaplarla, günübirlik işlerle hiç uğraşmaz, zamanını boşa harcamaz. Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı olarak görev yaptığı dönemde hep doğruların peşinde koştuğunu, hiç spekülasyon yapmadığını gözlemledim. Verdiği demeçleri, gerçekçi söylemlerini hep gıpta ile takip ettim.

ODTÜ’den İnşaat Mühendisi olarak mezun olan Erdal Eren, deneyimli bir inşaatçıdır, üstün mühendislik birikimini ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörüne aktarmaktan hiç çekinmemiş, sektöre hep yararlı işler yapmıştır.

VEFA ADAMIDIR

Türk siyasetinin beyefendi ismi, diplomasimize önder olmuş, merhum Kamran İnan’ın yeğeni olan Erdal Eren, tanıdığım en vefalı insanlardandır.

Kendisine yapılan iyilikleri asla unutmaz, sonuna kadar destekçisi olur. Göçay İnşaat, sektörde ülkemizin önde gelen saygın firmalarından biridir. İnşaat sektöründe başarılarıyla kendisini kanıtlamış, ülkeye hizmet etmeyi yürekten bir görev saymış, şu ana kadar tüm taahhütlerini en kısa zamanda, en yüksek kalitede ve az maliyetle tamamlamış, ülke ekonomisine büyük katkı sağlamış, güven telkin eden Göçay İnşaat, sürekli yeni hedefler peşindedir. 1979 yılında kurulan firma, sanki dün işe başlamış gibi dinamik bir yapıdadır.

SEKTÖRÜN DUAYENİ

Erdal Bey’in Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanlığı görevini yürüttüğü dönemde sektörün sorunlarını yerinde ve zamanında çözmek için ülke ülke dolaştığını, konularla yakinen ilgilendiğini, ülkeler arası görüşmelerin sağlanmasında etkin rol oynadığını çok iyi anımsıyorum. Sektörün duayenlerinden birisi olan Eren, kendisini pek çok konuda yetiştirmiş, sektöre kendisini adamıştır.

Deniz ürünleri ve balığa karşı ilgisini Trilye’nin kurulduğu günden beri müdavimi olduğundan çok iyi bilmekteyiz.

Kendisine başarılarında en büyük desteği sağlayan zarif eşi Funda Hanım ve yakışıklı oğlu Emir ile fırsat bulduğunda Trilye’ye gelen Eren, damağı kuvvetli, seçici ve oldukça titizdir.

 

Sosyal sorumluluk projelerinde de eşiyle ön saflarda olan Erdal Bey, Bitlis’in bağrından çıkmış, dünyaya uzanan vizyonuyla ülkemize çok değerli hizmetler yapmış bir iş adamıdır.

ÇOK DUYGULANDIĞIM ANISI

Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanlığı görevine yeni başladığı günlerde Amerika Birleşik Devletleri’nden resmi bir davet almıştı Erdal Bey. Washington D.C.’de kendisine gösterilen ilgiden çok memnundu. Çünkü dünyanın 66 ülkesinde en kaliteli işleri yapan 144 müteahhidi temsil eden son derece önemli ve kıymetli bir kuruluşun temsilcisiydi. Amerikalılar bu gücün farkındaydı ve Erdal Bey’in çok donanımlı bir başkan olduğunu da oldukça iyi biliyorlardı. Baltimore, Fairfax gibi bölgelerde ünlü deniz ürünleri mekanlarında ağırlamışlardı Erdal Eren’i. Veda edeceği gün herkes havaalanına uğurlamaya gelmişti. Erdal Bey çok duygulandı, tek tek herkesin elini sıkıp teşekkür etti. Ve “Ben Ankara’da yaşıyorum, beni öyle mahcup ettiniz ki bunun altından nasıl kalkıp sizi orada ağırlayacağım?” dedi. George W. Bush’un uzun boylu danışmanı Mr. Bill, sempatik bir şekilde “Erdal Bey, bize Trilye’de kalamar ve lüfer ızgara ısmarlarsan Ankara’ya geliriz” diye espri yapınca Erdal Bey’in gözlerinin dolduğunu kendi ağzından duyduğumda ben de çok duygulanmıştım.

Erdal Eren sanki işe dün başlamış gibi hep yeni hedefler peşinde koşmaktadır. Heyecanı hiç eksilmemektedir. Sahibi olduğu şirket, küreselleşme olgusu içinde, uluslararası normlara uygun çağdaş anlayışıyla, tüm gereksinimlere yanıt verecek konumuyla, evrensel gelişmeleri birebir takip eden misyonuyla, inşaattan turizm ve enerji alanına kadar uzmanı olduğu konularda yüreğimize su serpen başarılara imza atmaktadır.

Zaman zaman dünyaca ünlü dev şirketlerin patronlarını da Trilye’de ağırlayan Eren ile ülkemiz adına gururlanmak benim de hakkım olsa gerek.

Vizyon görülmez olan şeyleri görebilme sanatıdır. Sıradan insanların hevesleri, büyük insanların ise idealleri vardır. İyi pazarlar.

Yorum Yazın