Denizlerimizde Akdeniz ile Atlantik Okyanusu’nun ortak coğrafik biriminden köken alan türler, sadece bizim denizlerimize mahsus endemik türler, dünya denizlerinin ve okyanuslarının çoğunda geniş dağılım gösteren kozmopolit türler ve Süveyş Kanalı yoluyla geçen İndo-Pasifik türleri olmak üzere dört grup deniz canlılarının üyeleri bulunur. Ancak bu üyelerin hepsi varlıklarını sürdüremeyecek kadar ciddi tehdit altında.
KİMYASAL ATIKLAR ÖLÜMCÜL
İngiliz Kültür Derneği Başkanı ve İngiltere’nin Bodrum Fahri Konsolosu Neşe Coşkunsu bilim adamlarını bir araya getirerek geçtiğimiz yıl Tirilye’nin tarihi varlıklarının tartışıldığı güzel bir panel düzenledi. Konuşmacılardan birisi olarak Tirilye’nin su altı zenginliklerinin Tirilye’yi ziyarete gelenler için olmazsa olmaz bir konu olduğunu, bu nedenle azalmaması gerektiğini, zamansız ve usulsüz avlanmanın su altı canlılarına büyük zarar verdiğini anlattım.
Tirilye eski Belediye Başkanı Ali Turan söz isteyerek 40 yıllık balıkçı olduğunu ve bölgede yıllardır kırlangıç balıkları, levrekler, ıstakozlar yakaladığını söyledi. Ancak akvaryum gibi olan denizimize balıkçılardan daha çok zararı, sanayi atıklarının verdiğini, fabrikaların kirli sularının, kimyasal atık maddelerin bölgedeki yosunları bile yok ettiğini, balıkların yiyeceklerine vahim bir şekilde bitirdiğini söyledi.
HERKES FİKİR SAHİBİ
Geçen hafta da Çanakkale balık halinde, Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Ramazan Hasan Uysal, Çanakkale Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Uysal ve balık düşkünü dostlarla boğazın eski balıkları ile ilgili derin bir sohbete daldık. Kooperatifler Başkanı Uysal, “Herkes fikir sahibi ama bilgi sahibi değil, insanlar kendi görüşlerine haklılık veren bir savı savunuyor fakat santraller son yıllarda denizlerdeki dengeyi bozmaya başladı. Çünkü denizden suyu alıp soğutma sağlıyor, tekrar deşarj edip suyu denize veriyor ama verdikleri su birkaç derece sıcak oluyor o da o bölgedeki canlıların yaşamını olumsuz etkiliyor” dedi. Sözün kısası denizlerimizin zenginliklerini oluşturan su altı canlıları birkaç koldan saldırıya uğramış durumda.
SAT LİDERİNİ KAYBETTİ
Umudumuzu kaybettiğimiz dönemlerde yüreklerimize su serpen gelişmeler oluyor. Su Altı Topluluğu diye bir örgüt kuruluyor ve bu örgüt su altında yaşayan canlılarla ilgili çalışmalar yapıyor, onların geleceğini kurtarmak için kendi hayatlarını adıyorlar adeta. Gökhan Türe su altı yaşamına hayatını adayanlardan biriydi. Kaybettik onu geçen ay. Güzel işler yapmıştı. Tuna Nehri’nin, Batı Karadeniz’in meşhur İğneada kalkanını yok edişine ve deniz kirliliğine dikkat çekmek için 1998 yılında kürekle Tuna Nehri’ni geçti. ODTÜ’de Su Altı Topluluğu’nu kurdu.
ODTÜ’NÜN VEFASI
ODTÜ Metalurji Mühendisliği mezunu olan Gökhan Türe hiçbir zaman unutulmayacak hizmetlerde bulundu. Bunu sonsuza dek yaşatmak için ODTÜ özel bir tören düzenledi. Büyük bir su altı arşivine sahip olan Gökhan Türe anısına ODTÜ’de bir kütüphane yapılıp arşivdeki tüm bilgiler burada saklanacak ve ismi her zaman yaşatılacak. Haftaya kadar denizlerimizdeki güzelliklerin korunacağına olan inancınızı yitirmeden kalın.
Son Yorumlar