Bükreş’te Kalkan Balığı Turu

En taze balık Ankara’da yenir diye şehir efsanesi vardır. Bence deniz kıyısındaki kentlere büyük haksızlık. Çünkü Ankara’ya sahilden en hızlı balık 3-4 saatte ulaştırılabiliyor. Fakat en lezzetli balık Ankara’da yenir sözü biraz daha mantıklı. Denizden çıkar çıkmaz yenen balığın gastronomik değeri düşüktür. Balıkların büyüklüğüne göre dinlendirme işlemi yapmak balığın lezzetini artırır ve ölüm sertliğini giderir. Küçük boyutlu balık hamsi ile büyük bir lagosu da 6 ile 24 saat +5 derecede dinlendirmek gerekir.

KALKAN BALIĞI CENNETİ ROMANYA

Geçtiğimiz hafta sonu önce Köstence’ye gidip bölgedeki kalkan balıklarıyla haşır neşir olmak üzere plan yapmışken son dakika karar değişikliği ile Bükreş’e gitmeye karar verdim. Serde Ankaralılık var ya! Türkler kadar misafirperver ülke Romanya’nın başkenti Bükreş de denizden 250 km uzak olmasına rağmen deniz ürünlerinin nasıl olduğuna bakmak istedim.

En iyi kalkan Köstence’de değil de Bükreş’te mi acaba diye. Şehrin en iyi balık restoranı Isoletta’yı denedim. Ana yemek kalkan ızgara tabii ki, Sicilya’dan gelen kırmızı cins karidesten yapılan trüflü carpaccio oldukça lezzetli. Trüf, Romanya’da bol çıkıyor ama İtalya’ya gönderiliyor, allanıp pullanıp tekrar ithal ediliyor tıpkı bizim zeytinyağlarımız gibi. 2,5 kg’lık bir deniz levreğini de tatmadan geçemedim. O da Akdeniz’den geliyor. Doğu ve Orta Karadeniz’in deniz canlıları burada pek yok. Genç İtalyan şef Domenico Presta kalkan ızgarayı çok iyi pişirmiş, suyunu bıraktırmadan. Sürekli okuyor, dolaşıyor, araştırmacı. Oldukça başarılı. Ananaslı peynirli bohça tatlısıyla noktalıyoruz.

 

KÜÇÜK PARİS DENİRDİ

Bir zamanlar “Küçük Paris” olarak anılan Bükreş güzel bir şehir. Büyük parklar yemyeşil, korunmuş tarihi binalar. Alıştığınız bir beklenti ile gidiyorsunuz ama komünist dönem yapısı çirkin apartman bloklarına hiç rastlanmıyor. Caddelerde büyük kalabalıklar yok. Trafik çok sakin. Bulvarlar çok geniş. Eğitim düzeyi yüksek. Lüks araba sayısı çok. 2007 yılından beri Avrupa Birliği ülkesi Romanya’nın başkenti Bükreş’te Türk malları çok. Şık bir mağazada beğendiğim güzel trikolarda Karaca etiketi, marketlerde en çok tercih edilen Ülker ürünleri ve çikolatada prime Türk markası Godiva’yı görmek, Kanal D Romanya ve TRT Türk izlemek insanı çok mutlu ediyor.

Nikolay Çavuşesku tarafından yapılan Bükreş Parlamento Sarayı, Pentagon’dan sonra dünyanın ikinci büyük binası, en büyük sivil yerleşkesi olarak biliniyor.

Calea Victoriei Caddesi’ndeki tarihi Odeon Tiyatrosu ve hemen önünde bulunan Atatürk büstünü görmek için bile Bükreş’e gidilir.

TARİHİ LOKANTA

Gece eğlence hayatının çok renkli olduğu söylenen Bükreş’te Caru’ cu Bere isimli restorana uğramadan dönülmez. 1879 yılından beri faaliyet gösteren, çeşit çeşit biralarıyla ün yapmış Caru’ cu Bere, “arabalı bira” anlamına geliyor. Üç katlı bu mekânın alt katında yerel çalgılarla belli bir saatten sonra müzik yapılıyor. Üçüncü katında loca var. Başbakan ve bakanları da bu localarda sık sık görmek mümkün. Yerel yemekler sunuluyor. Domuz yemekleri çok ünlü. Kırmızı et ve soğuk balık çeşitleri de çok fazla.

Noel pazarı zamanı şimdi. Çok renkli her yer. Kuzey Güney dizisiyle Türkiye’de ün yapan “kurtor kalacs” adlı Macar keki mayalı hamurun, tahtadan bir silindir üzerinde kurdele gibi sarılması ve bolca şekere bulanmasıyla yapılıp kömür ateşi üzerinde hazırlanıyor. Biraz tatlı geldi bana!

Yorum Yazın