0Yorum

Denizlerin Prensesi

En çok bilinen balıklarımızdan levrek ile tanışmam lise öğrenciliği yıllarıma dayanır. Ağabeyimin Kuleli Askeri Lisesi’ni kazandığım için bana hediye ettiği sandalla yakalamıştım ilk kez levreği. Sarıçay’ın Çanakkale Boğazı’na döküldüğü, kumsal ile yosunluk bölge arasında dolaşırken rapala ile 2 adet levrek yakaladığım günü dün gibi hatırlarım. İyi para kazanırım diye balıkhanede sabahın erken saatlerinde açık arttırmaya katılmıştım. Ucuza giden balıklara günlerce üzülmüştüm. Bir ulusal gazeteye konu ile ilgili makale göndermiştim ve bu sömürü düzeninde balıkçıların işi zor demiştim. Emekçi insanların saatlerce verdiği uğraşı yok pahasına değerlendiren toptancılar bir de şöyle hikaye yaymışlardı: Sözde balık demiş ki, Tutan ummasın Yiyen doymasın Beni alıp da satan Pulum kadar para kazansın! Muhteşem görünüşlü, bembeyaz etli, kurnaz, son derece kıvrak bir balıktır levrek. Avlanması bir hayli zordur.

HAYATIMIN AKIŞINDA ROLÜ VAR

1997 yılında okyanus levreğini seven zamanın ABD Savunma Bakan Yardımcısı Jan Lodal’a Karargah’ta verdiğim öğle yemeğinde bu özelliğini daha önceden araştırıp olta ile yakalanmış bir Karadeniz levreği ikram etmiştim. Damağında şimşekler çakan Lodal’ın 15 günlüğüne Pentagon’a yemekleri lezzetlendirmem için bir davetine katılmış ve çok güzel anılarla dönmüştüm.

EKOSE ETEKLİ LEVREK

1977 yılında Süleyman Demirel’in başbakanlık yaptığı dönemde kabinenin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in yabancı konuklarına verdiği yemekte ünlenmişti. Ekose etekli levrek buğulama günlerce gazetelerin gündemini işgal etmişti. Levrek balığına ekose etek yakıştırması doğru mudur bilemem ama benim için o her zaman denizlerin prensesi olmuştur. Çok lezzetli ete sahiptir. Dünyanın her ülkesinde bilinir. Ama okyanuslarda yakalanan levreklerin lezzeti ülkemizdekilerin yanına bile yaklaşamaz. Marmara Denizi, Ege Denizi, Akdeniz ve Karadeniz’de bulunur. Ama Karadeniz levreğinin tadı bir başkadır. Küçüklerine ispendek adı verilir. Aterina, ispari, kıraça gibi balıklar en sevdikleri yemlerdir.

DİNAMİTLE AVCILIK CİNAYET

Tatlı suda yaşayan levrek cinsleri de vardır, tatları oldukça iyidir. Bazen sürüler halinde dolaşan levreklere dinamitle hain tuzaklar kurulur. Birkaç tanesinin yakalanmasıyla yetinmeyen canilerin dinamitlerine hedef olurlar. Dinamitle balık avlamak kesinlikle av tekniği değildir. Sadece levreğin değil birçok türlerin yok olmasına neden olur. Avlanmakta amaç yok etmek değil, aşırı olmamak kaydıyla mevsiminde avlanmaktır. Dünyanın pek az ülkesine nasip olan bu zenginliğin farkına varıp korumamız gerekmektedir. Levreğin avlanması için en verimli zaman sabah gün doğumundan güneş çıkana kadar olan bölüm ile güneş battıktan sonra karanlık olana kadar geçen zaman ve dalgalı denizdir.

LEVREĞİN BESLENMESİ

Levreğin beslenmesi ile ilgili şehir efsanelerine hiç tanık olmadım. Bunca yıl levreklerle haşır neşir oldum ama hiçbir zaman levreğin midesinde küçük balıklar dışında yabancı bir cisim görmedim. Dere ağızlarında dolaşan levrekler genelde yavrulardır. Levreğin buğulaması, ızgarası, tavası, fırında ve tuzda pişirilmesi yaygındır. Buharda hiç yağ kullanılmadan pişirildiğinde de güzel sonuç verir.

Yorum Yazın