0Yorum

Balığın Yaşlısı Olur Mu?

Japonya’ya yaptığım seyahatlerde Japonların balık ve deniz ürünlerine çok düşkün olduklarını yakinen gözlemliyorum. Tokyo’daki dünyaca ünlü balık hali Tsukiji’ye sabahın çok erken saatlerinde taze balık almaya binlerce Japon gelmektedir. Japonlar satın aldıkları her ürünün menşeini araştırırlar, kanserojen içeren yiyecek maddelerinden sürekli uzak dururlar ama en çok önem verdikleri konu deniz ürünlerin tazeliği, hatta canlılığıdır. Balık halinin civarındaki restoranlarda canlı balıklardan yapılan suşileri gözlediğinizde taze balığın Japonlar için ne demek olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Özellikle çiğ balık tüketen Japon halkı için balık avcılığı önemli bir sektördür. Dehasa gemiler okyanusa balık avlamaya açılır. Gemiler dönene kadar geçen sürede balıklar bir ara tazeliğini yitirmeye başlamış ve Japonlar bu konudan hiç memnun olmamışlar. O nedenle büyük balıkçı gemilerine soğuk hava depoları yapmışlar fakat iyi netice alamamışlar. Büyük akvaryum yapmışlar ama sonuç yine nafile, balıklardaki canlılığı koruyamamışlar, sahile ulaştıklarında balıklar baygın geliyormuş. Uzun yolculuğun sonunda akvaryumlarda baygınlaşan balıklar da Japonları mutlu edemeyince çılgın bir fikir gelmiş akıllarına. “Her akvaryuma küçük bir köpekbalığı koyalım” demişler ve bu köpekbalıkları karınları doyana kadar birkaç küçük balığı öldürmüş ama diğerleri dipdiri, gözleri fal taşı gibi açılmış tam da sahilde suşi için bekleyen alıcıların istediği özellikte kalmış.

HANTAL BALIK OLMAZ

Siz hiç yaşlı, hımbıl, füze gibi fırlamayan, ağır aksak dolaşan hantal bir balığa rastladınız mı? Ben hiç rastlamadım doğrusu. Yaşamlarını sürdürmek için hep dingin olmak zorundadırlar. Denizler âleminde yaşam hep böyledir. Tehlikenin nereden geleceği belli olmadığı için balıklar atik, çevik ve hızlı olmalıdırlar. Başka türlü hayatta kalma şansları yok. Bu nedenle bütün balıklar genç görünümlüdür!

BALIK TÜKETENLER GEÇ YAŞLANIR

Balıkların sadece kendileri genç kalmazlar. Kendilerini tüketen insanların da yaşlanmalarını geciktirirler. Bakın Uzak Doğu’da sürekli balık tüketenlerin gerçek yaşı 45-50 bile olsa 25-30 yaşlarında gibi gözükmektedirler. Fas’ın Akdeniz kenarındaki bazı köylerinde yaşayan insanların yaş ortalamaları 100’ün üzerindedir. Nedeni araştırmalarla da kanıtlanmıştır: Her gün sardalye tüketmek. Üç öğün bize göre belki çok ama en az haftada iki defa tüketmek lazım balığı. Her şeyi tadında bırakmak lazım. Gelecek nesillere de bırakalım birazcık dünyanın en kıymetli hayvansal proteinini.

HASTALIK RİSKİNİ AZALTIYOR

Çağımızda en yüksek oranda ölümlerin gözlendiği rahatsızlıklardan birisi kalp ve damar hastalıklarıdır. Bakın İskandinav ülkelerine, Uzak Doğu’ya, Girit’e kalp ve damar hastalıklarından ölüm oranı çok düşük. Pek çok hastalığın çok az uğradığı bu ülkelerde temel besin kaynağı balık. Balıkların hepsi protein dışında fosfor, magnezyum, demir, iyot ve B vitamini açısından zengindir. Yağlı balıklar A ve D vitamini içerir. Suların soğumaya başladığı bu günlerde balık tezgâhları da şenlendi, balıklar gibi hoplayıp, zıplamak, yaşlı görünmemek ve sağlıklı yaşlanmak için en doğru adres balıkla daha çok yakınlaşalım.

Yorum Yazın