0Yorum

Bir Diplomasi Beyefendisi

Mumların ilginç öyküsünü hiç duydunuz mu? Dört tane mum usul usul yanıyordu. Ortalık öylesine sessizdi ki mumların konuşmalarını duyabiliyordunuz. Birinci mum dedi ki: “Ben Barış’ım! Ama kimse benim yanmama yardımcı olmuyor. Sanırım yakında söneceğim.” Alevi hızla azaldı ve sonunda tamamen söndü… İkinci mum: “Ben Vefa’yım! Ne yazık ki artık vazgeçilmez değilim. Onun için bundan sonra yanıp durmamın bir anlamı kalmadı.” Sözlerini tamamladığında esen hafif bir rüzgâr onu söndürdü… Sırası geldiğinde üçüncü mum hüzünlü bir sesle dedi ki: “Ben Sevgi’yim! Yanacak gücüm kalmadı. İnsanlar beni unuttu, değerimi anlamıyorlar. En yakınlarını sevmeyi bile unuttular.” Ve daha fazla beklemeden sönüp gitti. Ansızın… Odaya bir çocuk girdi ve üç mumun yanmadığını gördü. “Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonsuza kadar yanmanız gerekmiyor muydu?” dedi ve ardından ağlamaya başladı: “Korkma ben yandığım sürece öteki mumları da yeniden yakabilirsiniz, ben Umut’um!” Çocuk pırıldayan gözleriyle Umut mumunu aldı ve öteki mumları birer birer yaktı… Umut ışığı yaşamımızdan hiç eksik olmamalı ki hepimiz onunla birlikte Vefa’yı, Barış’ı ve Sevgi’yi yaşatabilelim. Ali Bozer etrafına yaşamı boyunca parlak ışıklar yaymış, ışığı hiç sönmemiş ve sönmeyecek olan çok değerli bir insandır. O kadar büyük makamlarda bulunmuş ama hiç değişmemiş, yüreği sevgi yüklü Bozer, barışçıl, vefa duygusu çok yüksek, yaşamının hiçbir döneminde güzel yaşamaktan ve çalışma hayatından kopmamış, etrafını aydınlattıkça daha da sıkı tutunmuştur hayata.

AB’NİN İLK ADIMLARINI ATTI

Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönemde AB yolunda ilk adımları attı. Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinden dördünde kabine üyesi olarak kaldı. Dürüstlüğü, donanımı ve çalışkanlığı ile geride çok derin izler bıraktı. Adam kayırmaz, liyakate göre bürokrat atardı. Çalışanlarına çok önem verir hep vefa örneği gösterirdi.

DONANIMLI SİYASETÇİ

Borçlar ve Ticaret Hukuku konularında eserleri olan Ali Bozer, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra İsviçre Neuchatel Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde doktora yaptı. Ankara Üniversitesi’nden Profesör unvanı alan Ali Bozer, Avrupa İnsan Hakları Mahkeme ve Lahey Adalet Divanı üyeliklerine seçildi. Görevini üstün performans ile yürüttü. Yargıtay eski Başkanlarından Mustafa Fevzi Bozer’in oğlu olan Ali Bey, aileden hukukçu. 1973-1977 yılları arasında AİHM’de Türk yargıç olarak görev yaparken Türk hukukçularının temsilciliğini de örnek bir şekilde yerine getirdi.

SAĞLAM DURUŞU VAR

Zamanın Başbakanı ile görüş ayrılığına düştüğü için derhal istifa edip görevinden ayrılan Bozer, hiçbir zaman koltuk sevdalısı olmamıştır. Dik duruşunu her zaman göstermiş, inandığı şeylerden hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Kişisel torpil, menfaat gibi kavramlar onun hayatında hiç olmamıştır. Benim günlük yaşantımda söylediğim bir söz vardır: Var olmak mı, varlıklı olmak mı? İşte yaşamı boyunca hep var olan bir değerdir Ali Bozer.

DENİZ ÜRÜNLERİNİ SEVER

Yaşamındaki en büyük destekçisi eşi Nurten Hanım ile sık sık Trilye’ye gelen Bozer’in yanına onu tanıyanlar gelip hal ve hatırını sorarlar. Türk siyasetinde böyle unutulmaz bir isim bırakmak, görevi bıraktıktan yıllar sonra her partiye mensup insanlar tarafından bu kadar sevilmek pek az kişiye nasip olur sanırım. Kibarlık ve nezaket abidesidir Bozerler. Yurtdışına gideceği ve uzun kalacağı zamanlar Trilye’ye uğrayıp vedalaşma zarafetini gösterip “Şu güne kadar yokuz, bizi merak etmeyin” derler. Değerli oğulları Fevzi, Ömer ve Ahmet Bozer özel sektörde başarılı üst düzey görevler yapmışlardır. Sayısız anısı var Ali Bey’in. Zaman zaman fırsat bulduğunda anlattırmaya çalışırım. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı döneminde, Dışişleri Bakanlığı döneminde, üniversite öğretim üyeliği döneminde anlatmakla bitmez. Hem yurtiçinde hem de yurtdışında. Babacan tavrı ile herkesin sevgisini kazanan Bozer baktığında her zaman berrak görmeyi düşünür. Dinlediğinde ise iyi duymayı, davranışlarında saygı ve sevgiyi, konuşmalarında doğru olmayı ve her zaman adaleti düşünür Ali Bozer. Zamana karşı koymanın tek yolu vardır, o da her zaman taze ve canlı anlatımlara olanak veren genç düşünceler bulmaktır. Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen ise asla yaşlanmaz.

Yorum Yazın